CHP’nin Halk Hatipleri Teşkilâtı başlı başına ilginç bir konudur. Son zamanlarda bu konuda yapılan araştırmalara küçük bir katkıda bulunmak istiyorum. Demek ki, 1933 yılında bile bu girişimden beklenen sonuç henüz alınamamıştı!
Elimizde CHP’nin Cumhuriyetin onuncu yıldönümü için yaptığı hazırlıkları gösteren bir belge bulunmaktadır. Cumhuriyetin onuncu yıldönümündeki kutlama törenleri için hazırlanan ‘talimatname’ye göre; CHP, “bir yandan Cumhuriyet ve inkılâbın mefhum taraflarını ve öbür yandan on yıllık Cumhuriyetin yeni devlete getirdiği sayısız iyilikleri, Cumhuriyet bayramı münasebetiyle, memleket içinde ve dışında yayacak tedbir ve vasıtalar hazırlıyor”du.
HALK KÜRSÜLERİ: ‘DERİN VE GÜZEL DUYGULAR’
CHP, “Cumhuriyetin ve inkılâbın heyecanı içinde büyük millî bayramı yaşayacak olan halk kitleleri arasında bu derin duygularını diğer vatandaşlara söz ile anlatmak isteyeceklerin çokluğuna” inanıyordu. Bunun için ‘halk kürsüleri’nden yararlanılacaktı. Cumhuriyet bayramı için CHP, kurduğu bir komisyon aracılığıyla, bir rehber hazırlamaktaydı ve bu rehberde “Cumhuriyetin eserlerine dair derli toplu ve olgun malumat” bulunacaktı. Bu eser, yakında çıkacaktı. Halka söz söylemek isteyenlerin bu eserden yararlanacakları umuluyordu.
CHP, bu münasebetle, Cumhuriyet bayramını “fikir ve söz yolundan kuvvetlendirmek için fırka [parti] teşkilatı olan bütün” il ve ilçe merkezlerinde halk kürsüleri açmaya karar vermişti. Üç gün sürecek olan bayramda “millî duygularımızın inan verici sesler halinde bütün memlekette akisler yapmasına hizmet için halk kürsüleri inkılâba içinden bağlı bütün vatandaşlara” açık olacaktı.
CHP tarafından saptanan kurallar şöyleydi: Parti teşkilâtı bulunan il ve ilçe merkezlerinde “halkın en çok toplanabileceği yerlerde” halk kürsüleri kurulacaktı. Nüfusça kalabalık yerlerde bu kürsülerin sayısı ona kadar çıkabilecekti. Halk kürsüleri, bayram sürecince açık olacaktı.
Kürsülerin “halkın gelip geçmesine mani olacak şekilde cadde ve yol üstünde” kurulmaması gerekiyordu. Her vatandaş, kadın ya da erkek, eğer 18 yaşını bitirmişse, halk kürsüsünden söz söylemek hakkına sahipti. Her kürsü yerden en az yarım metre yüksekte kurulmalı ve üzerine de ‘CHP halk kürsüsü’ levhası asılmalıydı.
NELER SÖYLENECEK?
Elbette, halk kürsüsünden yararlanacak olanların ne söyleyecekleri çok önemliydi; bunun için yeterli önlem alınmıştı da… Buna göre; “halk kürsülerinde söylenecek nutukların mevzuu, inkılâbın, Cumhuriyetin ve istiklâlin kıymetini, üstünlüğünü ve ehemmiyetini mefhumlarla ve misallerle anlatmaktan ibaretti. Halk kürsülerinde söz söylemek, bayramdan evvel veyahut bayram esnasında kürsü başında söz istemek ve almakla mümkündü.” Önceden sıraya girmek için mahalli parti binasında parti başkanına ya da bu amaçla görevlendireceği heyete başvurmak gerekiyordu. Bir kişiye bir kez olmak üzere en çok bir saat söz süresi verilecekti.”
NELER SÖYLENMEYECEK?
Talimatnameye göre; halk kürsüleri,“maksada yarar sözler için açılmış olduğundan, kürsü başında fırkanın bulunduracağı heyet, söz sırasını tanzimden başka, mevzuun maksada uygunluğuna ve söz zamanının bir saati geçmemesi noktasına dikkat” edecekti. Bu arada; söz konusu heyet, “Türk Ceza Kanunu’nda ve umumî içtimaat kanununda yazılı suçlar mahiyetinde söz söylemelerine” de izin vermemeliydi.
HALK HATİPLERİ TEŞKİLÂTI
CHP Genel Sekreterliği’nin 16 Kasım 1933 tarihinde parti örgütüne ilettiği bir yazısından; CHP Halk Hatipleri Teşkilâtı’nın yine bu sırada canlandırılmak istendiği anlaşılmaktadır. Cumhuriyetin onuncu yıldönümünde belki de hayli yaygın olarak uygulamaya konulmuş olan bu girişimin köklerinin yine 1931 yılına kadar geri gittiğini biliyoruz. Elbette partinin toplumla olan ilişkisini canlandırmaya karar vermiş olan CHP Genel Sekreteri Recep Peker’in bu alandaki öncü rolü inkâr edilemez.
Yine Peker’in söz konusu yazısından; Cumhuriyetin onuncu yıldönümü kutlamaları çerçevesinde, üç gün içinde toplam 356 kent ve kasabada kurulan 832 halk kürsüsünde toplam 5.885 nutuk verildiğini öğreniyoruz.