Halkın cumhurbaşkanlığı seçimini, yerel ve genel seçimlerden daha farklı ve büyük bir heyecanla karşılayacağına şüphe yok.
Adaylar meydanlara inecek ve kendilerini halka ifade etmeye, oy almaya çalışacaklar.
Farklı bir tecrübeden geçecek Türkiye.
30 Mart’ta, ‘AK Parti’ye oy vermeyin de kime verirseniz verin’ diyenler, şimdi de, AK Partinin adayına karşı bütün partilerin destekleyebilecekleri ‘siyasi olmayan, kolektif’ bir aday arıyorlar.
Siyasi kimliği varsa bile, bu kimliğin rengini hiç belli etmeden yaşayıp gitmiş bir zat bulabilirlerse, AK parti adayını sandığa gömeceklerine inanıyorlar.
Adayda olması gereken diye düşündükleri ve akıllarına gelen her bir meziyet; sanki Başbakan Erdoğan’ın siyasi meziyetlerine ve liderlik vasfına karşı düşünülmüş gibi.
Erdoğan’ın rakibi, ‘Merkez sağ’dan olmalı, ama CHP’liler oy veririz, MHP’liler ‘tamamdır’ diyebilmeli, Kürtler, ‘bu isim Erdoğan’dan daha iyi mi ne’ diye kuşkuya düşmeliymiş!.. Kuşkuya düşmeyi hak eden bir halk ya Kürtler, ‘kolektif adaya’ inanmasalar da olur, cumhurbaşkanı olacak birinin onları kendine inandırması değil, kuşkuya düşürmesi yetmeli!
Bunları memleketin en çok okunan yazarı yazıyor!
Anlamak zor değil tabi. Heybedeki projeler bitmiyor, biri boşa çıkınca hemen bir başkası yerini alıyor. Yeni proce, aralarında ideolojik ve siyasi farklar giderek silinen Türk Ulusalcılarıyla Türk Milliyetçiliğini birleştirmek... İşler yolunda giderse ve proce cumhurbaşkanlığı seçimlerine yetişirse ne ala. Yetişmese, 2015 seçimlerinde tamamdır... İyi de Kürtlere, ‘Bu adam Erdoğan’dan daha iyi mi ne diye düşündürmek’ somut hiçbir şey söylemeden nasıl mümkün olacak! Beğen beğenme, Erdoğan’ın, Kürdistan Bölgesel Yönetimiyle geliştirdiği stratejik ittifak ve İmralı’yla sürdürdüğü çözüm sürecini, en azından kaldığı yerden sürdürecek bir babayiğit yok ki ortada... Hewler (Erbil) Barzaniler, İmralı, Kandil ve hatta BDP dediğinizde ulusal-milliyetçi damarları bir anda kabaran bir camianın içinden aday çıkarmaya çalışıyor ve Kürtlerin zokayı bir kez daha yutacağına inanıyorsunuz!,
Pes doğrusu!
-Kolektif Aday’ ya da bütün partilerin adayı, iyi bir hatip olmalıymış, yoksa Erdoğan meydanlarda onu paramparça edermiş... Kılıçdaroğlu ve Sarıgül var ya, daha iyi hatibi nereden bulacaksınız?. Türkiye siyasi bakımdan bir fırsatlar ülkesi değil midir? Aradığınız evsafta biri olsa çoktan ortaya çıkmaz ve şansını siyasette denemek istemez miydi? Sonra aday zaten ‘siyasi’ değil, Allah’ın lütfü bir varlık olacaksa, iyi nutuk atmasına ne gerek var!
-AK Partinin adayıyla yarışacak ‘kolektif adayın’ bir hikayesi olmalıymış, en az Erdoğan’ınki kadar iyi bir hikaye!.. Ya Rabbim sen sabır ver! Kılıçdaroğlu’nun hikayesi fena değildi ki! Sayın Kılıçdaroğlu Dersimli, ailesinin 29 ferdini katliamda kaybetmiş, Alevi bir yurttaşımız... Bundan daha iyi hikaye mi olur? Ama adamcağızın hikayesini çöpe attınız, ‘devrim şartlarında böyle şeyler normal’ dedirttiniz adama! Sonra hikayelerin tek başına bir şey ifade etmediğini biliyoruz. Sahip çıkılmamışsa, onu yaşayan Kılıçdaroğlu gibi mağdurlar celladına benzemeye hevesliyse, hiçbir hikayenin kıymeti harbiyesi olmaz. Siz, Erdoğan’ın Meclis çatısı altında çatır çatır sahip çıktığı ve aslında size ait olan trajik hikayenize bile sahip çıkmasını bilmiyorsanız, kim ne yapsın yeni hikaye arayışlarınızı? Hikayeyi hikaye yapan, üstündeki kan ve inkar değil arkadaşlar, hikayeyi yaşayanların kendi hikayelerine gösterdikleri sadakattir!
-Ve herkesin adayı, mağdur olmasını, daha önemlisi mağduriyetini satmasını bilmeliymiş!’
Yahu siz Erdoğan’ın başarısını kişisel mağduriyetini iyi satmasına mı bağlıyorsunuz? Anlaşılan öyle düşünüyor ve hem yanılıyor hem yanıltıyorsunuz. Erdoğan’ın başarısı kendi hikayesindeki mağduriyetle açıklanamaz. Erdoğan mağdurların sesi olmayı bildiği için kazanıyor. Yani sizin deyiminizle Türkiye’nin hem Nijerya’sından hem Mısır’ından oy aldığı için.. 91 yıldır bütün siyasi projeleri başkalarını mağdur etmek üzerine inşa edilmiş olanların arasından, nasıl olacak ta mağdur olmuş bir siyasetçi çıkaracak ve onu Erdoğan’la yarışa süreceksiniz? ‘Türkiye’nin Brüksel’inde yaşayarak mağdur aramayın, Türkiye’nin Nijerya’sına ve Mısırına bakın, orada yaşanan hikayeleri bir dinleyin...
Göreceksiniz ki, oralardan bir değil, yüzlerce Erdoğan tarih sahnesine çıkıp mağdurların sesi ve gücü olmayı bekliyor.
Mağdurlar, mağdurların arasından çıkar, mağdur edenlerin arasından değil, bunu hala öğrenemediniz mi arkadaşlar, lütfen yani!