1 Ekim’de TBMM’nin açılışında Cumhurbaşkanının yaptığı konuşmanın can alıcı noktasını terörle mücadele oluşturdu.
Bu bağlamda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kürt kardeşlerine verdiği mesajlar hiç kuşkusuz çok önemliydi.
O mesajlara değinmeden önce belirtmek istediğim husus şu: HDP grubunun Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı protesto edip salondan çıkması tam da kendilerine yakışan bir tutum oldu.
Kandil’e kadar yolları var…
Şahsen beni asıl üzen MHP’nin tavrı oldu.
Terörle mücadele konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sergilediği kararlı tutumu protesto eden HDP ile MHP’nin kendini aynı kareye yerleştirmesi eminim ki MHP tabanındaki dindar-muhafazakar seçmeni de rahatsız etmiştir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Buradan Kürt kardeşlerime seslenmek isterim” sözüne karşılık olarak MHP’lilerin boş HDP sıralarını gösterip “Kürt kardeşleriniz burada yoklar!” demesi saygısızlıktan öte bir anlama sahip.
Bir yanda HDP’nin düşmanlığı, öbür yanda MHP’nin saygısızlık sınırlarını aşan hazımsızlığı…
Aynı gün yabancı temsilcilerin olduğu meclis oturumunda MHP’nin kendini HDP ile aynı kareye oturtmuş olması hiç kuşkusuz MHP milliyetçiliğinin nereye savrulduğunu göstermesi bakımından da üzücüdür.
CHP sıralarından zaman zaman yükselen saygısızca tepkilere değinmeye gerek bile yok. Onlar da HDP gibi kendilerine yakışanı yaptılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan saygısızca laf atanlara anladığı dilden ve edebince cevaplar vermesini bildi. Bir kez daha görüldü ki milletin adamı o yiğit insan hiçbir saygısızlığı ve sataşmayı karşılıksız bırakmayacak bir onura ve dobralığa sahip. Makamların kişiliğini değiştirmesine izin vermeyen Erdoğan’ı eminim ki kendisini seçen aziz milleti de ayakta alkışlamıştır. Tıpkı AK Parti grubu gibi…
Kürtlere yapılan zulüm...
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı olarak bir kez daha bütün bir dünyanın gözü önünde eski Türkiye eleştirisi yaptı. Hiçbir komplekse kapılmadan temsil ettiği devletin geçmişteki haksızlıklarına göndermede bulundu.
Şu sözler her babayiğidin harcı değil elbet: “95 yıllık süreçte, kimi dönemlerde, farklı etnik kökenlere, inançlara, mezheplere baskı yapıldığı inkar edilemez bir gerçektir. Bu manada, inançlı kesime de, farklı düşünenlere de, Kürtlere de, başka kesimlere de haksızlık yapılmıştır, hatta zaman zaman bu haksızlıklar zulme dönüşmüştür.”
Cumhurbaşkanının “Eski Türkiye” eleştirisi ne kadar anlamlı ise “Yeni Türkiye” tasavvuru da bir o kadar anlamlı. Herkesin farklılıklarıyla özgür ve eşit vatandaş olarak yaşadığı bir “Yeni Türkiye” ideali... “Ben, Büyük Türkiye, Yeni Türkiye, Güçlü Türkiye, 78 milyonun bir, beraber ve kardeş olduğu bir Türkiye mücadelesi veriyorum.” İşte Cumhurbaşkanının mücadelesini verdiği “Yeni Türkiye” bu: Herkesin farklılığıyla özgür ve eşit vatandaş olarak, bir arada ve kardeşçe yaşadığı güçlü bir Türkiye…
Kardeşliğin bozulmasına izin vermeyelim
Cumhurbaşkanı Erdoğan herkesle ama özellikle de Kürt kardeşleriyle hep “gönül diliyle” konuştu. Onlara tepeden bakan bir Cumhurbaşkanları olarak değil, aynı inancı paylaşan bir kardeşleri olarak seslendi. Onlarla adeta dertleşti. Onları yeniden düşünmeye davet etti.
Selçuklu Atabeyi Nurettin Zengi’nin torunlarıyla Eyyübi Sultanı Selahattin-i Kürdi’nin torunlarını tıpkı tarihte olduğu gibi bugün de aynı inanç ve kardeşlik duygularıyla “Yeni Türkiye”yi birlikte inşaya çağırdı. İşte o mesajları…
- “Her bir Kürt kardeşim elini vicdanına koysun ve Türkiye’nin nereden nereye geldiğini görsün.”
- “Bizleri birbirimizden koparma çabası, birbirimize düşman etme oyunu, aslında her ikimizi de hedef alıyor. Bunun için diyorum ki, Kürt ayrıdır, terörist ayrıdır. Terör örgütü, Kürt kardeşlerimin temsilcisi değildir. ”
-“Mücadelemiz, bir etnik kökenle değil, terörledir, terör örgütüyledir, teröristledir. Terörden en büyük zararı gören de yine Kürt kardeşlerimizdir.”
Kürtle değil teröristle tavizsiz mücadele
- “Bugün, evet, teröre karşı amansız bir mücadele veriyoruz. Ama bin yıllık kardeşliğimizi bozmamak, özgürlüklerden taviz vermemek için de son derece hassas davranıyoruz.”
- “Çözüm süreci, 78 milyonun kardeşliğini tesis etme noktasında son bir aşamaydı. Bu süreçte nihai aşama olarak, kardeşlik adına, huzur adına, Yeni ve Büyük Türkiye adına silahların bırakılması gerekiyordu. Türkiye düşmanı odaklara taşeronluk yapan örgüt maalesef bunu yapmadı.”
- “Biz akan kanı tümüyle durdurmak isterken, birilerinin kan akıtmak için adeta sabırsızlandığına, el ovuşturduğuna şahit olduk. Terör örgütü ilk fırsatta silahlarını, bombalarını, tuzaklarını harekete geçirmekten geri durmadı.”
Kürtler'e ve Türkler'e tarihi çağrı
- “Türkiye’nin kazanımlarına ve hedeflerine hep birlikte sahip çıkalım. Bugün geriye doğru baktığımızda nasıl heba edilen imkanları hayıflanarak hatırlıyorsak, bizden sonraki nesillerin de bizi benzer duygularla yad etmesine izin vermeyelim. Güçlü, Büyük, Yeni Türkiye’nin inşasını birlikte gerçekleştirerek tarihe hep birlikte hayırla yad edileceğimiz bir iz bırakalım.”