CHP’nin Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı neredeyse ulusal meseleye dönüştü.
Nazım Hikmet’e bayılan, “şarabın tadından başka her şeyini” bilen (muhtemelen üzümcülükten anlıyordur ya da üzüm şırası konusunda ihtisas sahibidir) Abdullatif Şener, katıldığı bir televizyon programında, “Erdoğan’ı çıldırtacak aday kim olabilir? Bir dönem birlikte hareket ettiği biri olabilir mi?” sorusuna, tevazu barındıran bir gülümsemeyle şu cevabı vermiş: “Belki... Üzerinde düşünmek lazım...”
Düşünüyoruz...
Olabilir mi?
Erdoğan, Abdullatif Şener ismini gördüğünde çıldırır mı?
CHP’lilerin çıldıracağı kesin... Çiçeği burnunda CHP’li ve “geç kalmış bir Kemalist” olarak Şener, CHP seçmenine uzak bir profil çizmese de, son tahlilde “dindar” bilinen bir isim. Ailesinde de mebzul miktar başörtülü var. Partinin, başörtülü gördüğünde çıldıran defans sahibi müntesipleri bu durumda hoşlanmayacaktır.
Şener, adaylığına oldu gözüyle bakıyor.
Olsun...
Fakat daha “çıldırtıcısı” varmış.
Şener gibi “dindar” bilinen ve ailesinde mebzul miktar başörtülü bulunan bir isim: Ali Babacan.
Babacan ismini, dün, CHP amigosu bir gazeteci ortaya attı.
Ne Şener, ne Gül, ne Kesici’ymiş...
Erdoğan’ı çıldırtacak tek isim Babacan’mış...
Olabilir mi?
Babacan’ın “çıldırtma” potansiyelini bilmiyoruz ama uluslararası finans çevrelerine yakınlığı ve Bilderberg toplantılarında boy gösterme iştiyakı (ya da “hevesi”) onu “benzerleri” arasında bir adım öne çıkarabilir.
Bu karara, Erdoğan takıntılı Etyen Mahçupyan da çok sevinecektir.
Hani, “Fransız toplumu demokrat olduğu için OHAL zararsızdır, Türk toplumu demokrat olmadığı için OHAL zararlıdır” türünden tuhaf yazılar yazan ve Türk toplumuna “bidon kafa” diyen eski Başbakan Başdanışmanı.
Etyen Mahçupyan’ın sevindirecek karar, AK Partili bilinen bazı sütun arkadaşlarını da mutluluğa gark edecektir. “Gül uyduramadık, Babacan verelim...” AK Partili biliniyorlar ama bugüne kadar bir tek CHP eleştirisi, bir tek Kılıçdaroğlu eleştirisi okuyamadık bu arkadaşlardan... Erdoğan’a gelince, en hafif benzetmeleri “diktatör...”
Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum?
Ülkeyi yönetmeye talip CHP’nin aradığı Cumhurbaşkanı adaylarının (daha doğrusu, “icra”nın başına uygun gördüğü isimlerin tümü) “sağ” kesimden gelme ve dindar kimliğiyle bilinen kişiler...
Cumhuriyetle yaşıt Koskoca CHP, bünyesinden bir Başbakan adayı çıkaramıyor. (“Başbakan” diyorum, çünkü seçilecek Cumhurbaşkanı aynı zamanda hükümeti kuracak, yani Başbakanlık görevini ifa edecek...)
Demek ki halk ezkaza “yönetme yetkisi” verse, hükümetin başına koyacak bir adam bulamayacaklar...
Bu işi, “sağdan ithal” yoluyla halletmeye çalışacaklar.
Ne tuhaf bir parti bu...
Ne tuhaf adamlar bunlar...
CHP “Başbakan” bulamıyor ama darbe hükümetlerine Başbakan veriyor.
Bu konuda oldukça becerikliler.
12 Martdarbesiyle oluşan “Başbakan açığını” CHP kapatmıştı.
Nihat Erim’i “ödünç Başbakan” olarak darbe hükümetinin başına tayin etmişti.
Bu cümleden olarak, bugün “icra”nın başına koyacak bir isim bulamayan ve ülkeyi yönetme sorumluluğundan kaçan CHP, 15 Temmuz darbesi başarılı olsaydı, meydana gelecek Başbakan açığını Kılıçdaroğlu’nu göreve tayin ederek kapatacaktı.
Olabilir miydi?
Olurdu.
Bu adamlardan her şey beklenir!