Benin Prostat Hiperplazisi (BPH) ya da halk arasındaki yaygın bilinen adı ile ‘iyi huylu prostat büyümesi’ ileri yaşlarda erkeklerin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen en yaygın sorunlardan biri olarak ön plana çıkıyor. BPH gelişiminde ilerleyen yaşlarda ortaya çıkan hormonal ve vasküler değişikliklerin başlıca rolü oynadığı bilinmesine karşılık henüz tam olarak nedenleri açıklanamamıştır. Ancak diğer hastalıkların çoğunda olduğu gibi yangının (iltihap) anahtar rol oynadığını gösteren kuvvetli kanıtlar bulunuyor. Yangının yol açtığı doku hasarı, yangı hücreleri tarafından üretilen bazı proteinler (sitokinler) bu bölgede büyüme faktörlerinin üretimini ve yeni damarların oluşumunu (anjiyojenez) tetikliyor. Tabii bu yangı yolağının tetiklenmesi prostat kanseri riskini de beraberinde getiriyor. Diğer taraftan, prostatın normal olmayan şekilde büyümesi dihidrotestosterona (erkeklik hormunu testosteronun güçlü bir metaboliti) bağlı mekanizmaları olumsuz etkiliyor.
Yürütülen klinik araştırmalar BPH tedavisinde alfa-reseptör bloke edici ilaçların tek başına veya 5-alfa redüktaz inhibitörleri ile birlikte uygulanmasının yararlı olabildiğini göstermektedir. Ancak tedavide kullanılan bu ilaçların yan etkileri nedeniyle farklı seçenekler arasında bitkisel ilaçlar ön plana çıkıyor.
BPH tedavisinde en çok tercih edilen bitkisel ürün; Türkçeye “cüce palmiye” olarak çevrilen ve ülkemizde yetişmeyen Saw palmetto (Serenoa repens) bitkisinin meyve ekstresidir. Yürütülen bilimsel araştırmalarda; alfa1-reseptörleri bloke ettiği, antimuskarinik, 5-alfa redüktaz inhibitörü, antioksidan, yangı giderici (siklooksijenaz-2 ve 5-lipoksijenaz inhibitörü) etkilerinin yanı sıra dihidrotestosteronun androjen reseptörlerine bağlanmasını baskıladığı, hücre proliferasyonunu inhibe ettiği ve hücre ölümünü uyardığı gösterilmiştir.
BPH üzerinde etkili olduğu gösterilen bitkisel bileşenlerden bir diğeri ise domatesin içerisinde bulunan karotenoit yapısındaki likopendir. Likopen’in de saw palmettoya benzer şekilde etkilere sahip olduğu; 5-alfa redüktaz sinyalini inhibe ettiği, antioksidan, yangı-giderici bildirilmektedir.
Selenyum ise seleno-proteinler vasıtasıyla antioksidan/oksidan dengesinin sağlanmasında rol oynayan önemli bir temel eser elementtir.
Yürütülen bilimsel ölçekte klinik çalışmalarda BPH yukarıda bahsettiğim üç doğal ürünün birlikte uygulanması ile daha etkin sonuç alınabildiği gösterilmiş. Bu üçlü karışımın birlikte uygulanması ile saw palmetto’nun hormon düzenleyici etkisinin yanı sıra yangı-giderici, oksidatif hasarı önleyici ve hücrelerin kontrol dışı büyümesini engelleyici etkilerinin üçlü karışım uygulaması ile çok daha belirgin bir şekilde kuvvetlendirilebildiği bildiriliyor.
KLİNİK ÇALIŞMALARA DİKKAT
Yürütülen ilk klinik çalışmada 102 kronik prostat (kronik prostat sendromu) hastasında saw palmetto ya da üçlü karışım (320 miligram Serenoa repens+5 miligram likopen+ 50 mikrogram selenyum taşıyan kapsül) sekiz hafta süreyle uygulanmış. Yapılan değerlendirmede üçlü karışımın, tek başına Saw palmetto uygulanmasına göre izlenen prostat şikayetlerinde daha belirgin bir şekilde düzelme sağladığı gözlemlenmiş. 168 gönüllü BPH hastası üzerinde yürütülen yeni bir klinik çalışmada ise üçlü karışımın daha uzun süre (altı ay) uygulanması ile yangı göstergelerinde çok daha belirgin bir azalma sağlandığı gözlemlenmiş. Yapılan güvenlik değerlendirmelerinde üçlü karışımın uygulanması ile herhangi bir olumsuz bildirim bulunmamaktadır.
Yukarıdaki çalışmada üçlü kombine bir ürün kullanılmış. Bu ürünün ülkemizde bulunup bulunmaması önemli değil. Kanımca daha güvenilir, daha az riskli ve etkin bir tedavi için BPH hastalarının eczanelerden temin edebilecekleri ruhsatlı, güvenilir saw palmetto, likopen ve selenyum preparatlarını yukarıda belirttiğim miktarlar civarında kullanmaları da düşünülebilir. Burada bir uyarı yapmamda yarar görüyorum. Daha yararlı olur düşüncesiyle hem sentetik BPH ilacını hem de Saw palmetto’yu asla birlikte kullanmayın. Çünkü her ikisi de aynı etki ediyor, dolayısıyla miktar aşımı nedeniyle yarar yerine zararlı olabilir.