Bugünkü durum ve karşılaştığımız sorunlar hakkındaki düşünceme yirmi iki yıl önceki bir söyleşideki sözlerimle başlamak istiyorum.
11 Mart 1991’de Zaman gazetesindeki söyleşide şunları söyledim: (MİT’çi Prof. Dr. Mahir Kaynak ABD ve SSCB’nin anlaşarak bir körfez senaryosu yazdıklarını, Ortadoğu petrollerine Avrupa’nın nüfuzunu engellemek için bunu planladıklarını ifade ederek Irak’ın bölüneceğini söyledi.)
“Bu bölünmenin kriteri bellidir, öyle olmak zorundadır. Arap olan unsurlarla yani Kuzeyde Türk ve Kürtlerin Araplardan ayrı, bir ölçüde bağımsız bir devlet kurmaları muhtemeldir. Bu analizde Türkiye’deki Kürtlerden söz edilmemektedir. Türkiye’nin toprak ihlalinde bulunması çok anlamsız olur. Devletler akılla ilhak edilir, silahla değil Türkiye’nin yaptığı hesap, güneyde kurulacak Türk-Kürt federasyonu üzerinde iktisadi ve siyasi açıdan federasyon üzerinde hakim olma düşüncesidir.”
O zamanlarda yaptığım birçok söyleşide benzer modelleri kurdum. Hükümet olarak rahmetli Özal’ın Kürtlerin kimliğini kabul etmek ve kuracakları yapıyı iyi niyetle yanımıza çekmek niyetinde olduğunu görüyordum. Türkiye’deki Avrupacı çevreler Türk ve Kürtlerin yakınlaşmasına karşı çıktılar. Özal’ın öldürülmesinden söz edildiğinde sebeplerden birinin bu olduğunu düşündüm ama başka nedenler de vardı.
Bu durum geçmişte de Kürt sorunun çözümünde bugünküne benzer bir yol düşünüldüğü ama buna karşı çıkanlar olduğu için olayın devam ettiğini görüyoruz. Milliyetçi çevreler ülkede farklı soydan insanları olduğunu kabul etmiyorlar. Bu ülkeyi bölmek kurtaracak bir yol değildir. Aynı soydan gelenler farklı devletler kurmuştur. Doğu-Batı Almanya, Kuzey-Güney Kore ve benzeri yerler bunun örneğidir. Bunun savaş sonucu olduğu söylenebilir ama bugün Ortadoğu’daki ülkelerin çoğu büyük güçler tarafından kurulmuştur. Bütünlük akıllı bir devlet ve güçlü ekonomik ve siyasi yapının ürünüdür. Geçmişte, ABD’de, Afrika kökenliler beyazların gittiği kamusal alanlara hatta lokantalara dahi giremezdi. Oysa bugün soylar arasındaki anlaşmazlık aşıldı ve bildiğiniz gibi bugün devlet başkanları Afrika kökenlidir ve çok kısa zamanda soylar arasındaki ayırımcılık sona ermiştir. Rusya’da Rus olmayanların sayısını bilmiyorum ama çok olduğunu düşünüyorum ve hiçbir soy ayrılığı görülmüyor.
Bugün devletimizin uyguladığı politikanın yanlış olduğunu düşünenler kendi politikalarını açıklamalıdır. Bir kısım milliyetçiler, bir soy farklılığı fikrinin zorla ortadan kaldırılacağını ve insanların kimliklerinden kolayca vazgeçeceğini düşünüyorlarsa hata ediyorlar. Cumhuriyetin kuruluşundaki düşüncenin devamını savunanlar o düşüncenin bugünün dünya şartları ve anlayışı ile uyumlu olup olmadığına karar vermelidir. Bu düşüncenin ve onu topluma mal edenlerin aleyhinde değilim ama o günün şartlarının tarihçiler tarafından incelenmesini de beklerim. Bana göre geçmişteki olaylar o günün şartları içinde değerlendirilmeli ve o günü değerlendirmenin eskisinden farklı olacağını kabul etmeliyiz. Bu son derece doğal bir davranıştır. Herkes geçmişin geleceğe üzüntü değil gurur vermesini ister. Bunun iyi tarafı morali yükseltmesidir ancak gelişmemiş halde bile zafer kazanılabileceğini düşünmek doğru değildir.