Yer: İngiltere’de bir botanik parkı
Çakıl taşları ile bezeli bir botanik parkının taşların eksilmesi, kaybolması ve yerlerinin değişmesi üzerine yönetim bir uyarı yazmaya karar verir. Fakat uyarı metninde bir türlü anlaşma sağlanamaz.
Üç kapıya, üç farklı not yazılmasına karar verilir.
Birinci kapıda “Taşları almak kesinlikle yasaktır!” yazmaktadır.
İkinci kapıda “Lütfen taşları yerlerinden almayınız!” yazmaktadır.
Üçüncü kapıda ise “Taşları yerlerinden almayarak bize yardımcı olduğunuz için çok teşekkür ederiz” yazmaktadır.
3 ay sonra sonuçlar alınır. Ortaya çıkan tablo çok ilginçtir, adeta farkında olmadan bilimsel bir test yapmıştır yönetim.
Birinci kapıdaki taşların %80’i yerlerinde yoktur. Yani sadece %20 tabeladaki mesajı dikkate almıştır.
İkinci kapıdaki taşların %60’ı yerinde yoktur, %40’ı kulak asmamıştır.
Üçüncü kapıdaki taşların ise %95’i yerindedir.
Görünen o ki, insanlar onlardan ne istediğinizden çok, onlara nasıl hitap ettiğinize bakıyorlar.
Bu yüzden “Lütfen Çimlere Basmayınız!” tabelasının olduğu çimlere daha çok basıyorlar.
Topluluklarla, halkla iyi diyalog kurmak için çabalamak gerekir, aksi takdirde emrivaki bir mesajla yaklaştığınızda ters tepiyor.
Başlıkta gördüğünüz yazı, mahallenin bir köşesine asılmış.
Sosyolojik olarak adeta bir ders niteliğinde.
Ve etrafına baktım, gerçekten de işe yaramış olmalı ki, tek bir çöp bile yoktu çevrede.
Yıllarca “Buraya Çöp Atan Eşektir” (hatta genelde çift “Ş” ile) dediğiniz için bir yerden sonra o çöpü atanlar da kanıksadı bu durumu ve öyle davranmaya başladı ve nerede “Buraya Çöp Atan …...dır” yazısı varsa göreceksiniz ki orası adeta çöplük muamelesi görmüştür.
Böyle bir çağdayız işte, ince ve derin mesajların işe yaradığı, kalbe dokunmayan her şeyin de çöp olduğu.
Bu mesajı kamu yöneticileri, belediye yöneticileri ve hizmet sektörü çalışanları iyi görmeli. Halk eski halk değil, artık istemediği şeyi yapmıyor, kolay kolay da bir şeylerle korkutmak eskisi gibi kolay değil.
Onunla anlaşmak istiyorsan onun dilini konuşacaksın, yüreğine dokunacaksın.
O da o çöpü atmayacak…
Bu kadar basit…
* * *
Siz değerli okuyucularımız bu güzel bayramını, mübarek Ramazan Bayramı’nı can-ı gönülden tebrik ediyorum. Her bayram bir yarası kanayan bir coğrafyanın çocukları olarak artık yarasız, gözyaşsız bayramlar diliyorum. Zira insanın boğazından geçmiyor hiçbir şey, geçmiyor...