İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkma kararı; sadece Avrupa Birliği’nde değil, dünyada yeni merhalenin başlangıcından haber vermekte. Öyle ki, Avrupa ile entegrasyon isteyen başka ülkelerin de bakış açısında, olumsuz bir değişim söz konusu olacaktır.
İngiltere ile Avrupa ittifakı ilişkilerinin geçmişine baktığımızda, dönemin siyasetçi ve liderlerinin, bu ilişkilere yönelik perspektif gösteren söylem ve analizlerine baktığımızda, bugün gelinen noktayı daha net anlayabiliyoruz.
Radyo Liberty’nin, geçmişte söylenenlere dair derlemelerinde ilginç örnekler dikkatimi çekti. Mesela zamanında bu İttifakın kurulmasına emek vermiş İngiltere’nin bakış açısını anlamak için, Winston Churchill’in zamanında İttifak - İngiltere ilişkileri üzerine yorumunu tekrar gözden geçirmek gerekiyor.
- “Bizim kendi arzularımız ve hedeflerimiz vardır. Biz Avrupa ile birlikteyiz. Lakin bize, vahit olduğumuz söylenemez. Birleşmemize rağmen, biz iç içe değiliz. Eğer Britanya; Avrupa ile Açık Deniz arasında tercih yapacak olsa, her zaman Açık Denizi tercih edecektir.”
Yine Britanya’nın eski Başbakanlarından Margaret Thatcher, 1979 Dublin’de Avrupa Birliği zirvesindeki sözleri, İngiltere ile Avrupa Birliği arasındaki karakter farkını ve bakış açısını anlatmaya yardım etmektedir.
- “Bizim, yatırımlara harcadığımız iki sterlinden sadece biri, daha sonra kendimize geri dönüyor. Avrupa’dan fazla para değil, kendi paramızı geri istiyoruz.”
Ve nihayet İngilizlerin Birliğe bakış açılarına, zamanın Fransız lideri Charles de Gaulle’ün yorumu manidardı.
- “Herkesin bulunabileceği pazarda, siz yalnız olmak istiyorsunuz. Bu sizin sorununuzdur...”
İngiltere’nin; Avrupa Birliği’nden çıkma kararı, beraberinde İskoçya ve İrlanda’dan da referandum sinyallerini gündeme getirdi. Bu durumun, Büyük Britanya İmparatorluğu’nun günümüzdeki sınırlarını da etkileyeceği aşikârdır.
Nitekim İngiliz yazar Doris Lessing, “çocukluğumda, bir gün Büyük Britanya İmparatorluğu çökebilir, sıradan devletlerden birine dönüşebilir fikri akıl alır değildir. Lakin tüm imparatorluklar gibi, o da çöktü” sözleri, yeni dönem siyasi analizleri için içerik oluşturabilir niteliktedir.
Yabancı karşıtı dünya görüşünün, büyümenin değil küçülmenin sinyali olduğu aşikârdır. Ve bunu, sömürge felsefesini benimsemiş İngiltere gibi devletler yaptığında, bu tam çöküşün özünü oluşturabiliyor.
“Paylaşmadan yaşamak”, “masuma el uzatmamak”, “benden olmayan ölsün demek”, “başka medeniyetlere hayat hakkı tanımamak”, “ortada olan ekmekten sadece ben ve bana benzerler faydalanabilir” demenin sonucu, ne kadar güzel fikirler barındırırsa barındırsın, çöküşe mahkûm durumla karşı karşıyasın demektir.
Yeni süreç, eski üslupları yeniden gözden geçirmeyi tetikleyecektir ve nihayetinde Mevlana dediği gibi yeni sözler söyleyenlerin hâkim kılınacağı merhale başlatılacaktır. Paylaşma ve adaletin liderliğini, insan merkezli menfaat kodeksini bayrak edinenler, dünyayı düştüğü şaşkınlıktan kurtarabilir.