Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli’nin görüşmeleri, milletimizin dualarının karşılığı oldu.
Aziz milletimizin, Allah’ın lütfu bir feraseti ve basireti var. Tarihî tecrübelerin imbiğinden süzülmüş, müminin kalp temizliği, duruluğu ile perçinlenmiş bu feraset ve basiret, her dar geçitte devletimize, yöneticilerimize de yol gösteriyor.
(Feraset; zihin uyanıklığı, çabukça anlayış kabiliyeti, sezme, sağduyulu olma hali. Basiret; idrak, ilim, tecrübe, olanları, olacakları doğru okuma, kavrama ve gereği gibi davranabilme kabiliyeti…)
Milletimiz, 15 Temmuz hain darbe girişimini, şehitleri gazileri ile Çanakkale ruhu ile diriliş kahramanlığı ile sinesinde söndürdü.
15 Temmuz, tarihimizin en önemli dönüm noktalarından biri oldu.
Devam eden ve sonuçlanan FETÖ davalarından gördük ki, ihanet çok derin, çok büyük. Yine gördük ki, bu ihanetin arkasında müttefiklerimiz var. Başrolde ABD var. CIA var. Kimileri ısrarla görmek istemese de Haçlı zihniyetinin organize ettiği bir şer saldırısı var.
Gezi olayları ve 17/25 Aralık siyasî darbe girişimi, MİT tırlarının durdurulması ihaneti, nihayetinde 15 Temmuz hain darbe girişimi…
Referandumlardaki EVET’ler, 24 Haziran’da Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş, bunlar şer saldırılarını durdurmadı. Tam tersine hazımsızlıkları ile bilendiler.
Şimdi ellerinde kaosla taşları döşenecek darbe yolu dışında bir yolları yok.
Geçen haftaki son yazımın başlığı “İstanbul ve Ankara düşmemeli” idi.
Muhalefet partilerinin; mahalli seçimleri, yerel yöneticileri seçmenin çok ötesinde bir mecraya taşıdıklarının altını çizmiş, hedeflerinin; önce İstanbul ve Ankara’yı AK Parti’nin elinden almak, sonra da “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini halk protesto etti. Erken seçime gidilerek Parlamenter Sisteme dönmeliyiz” diyeceklerini belirtmiştim.
Biz ne yapmalıyız sorusuna da şu cevabı vermiştim:
Biz, bize düşeni yapmalıyız.
Çünkü 31 Mart istikrarın kapısı. Bir daha 5 yıl seçim yok. Türkiye’nin ileriye umut ve heyecanla bakacağı şahlanış dönemi başlayacaktır.
Tabii ki sözümüz AK Parti ve MHP’ye.
Cumhur İttifakı, üslup yanlışlarından dolayı gönüllerde bir burukluk yaşadı. Ancak istikbalimiz adına büyük bir tehlike kapıda. 15 Temmuz’daki, Yenikapı’daki, 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimindeki ruhu, mahalli seçimlerde de devam ettirme zarureti var.
Parti mülahazalarını, seçim kazanma duygularını çok aşan bir iradeye, ferasete, basirete ihtiyaç var.
Çok şükür, Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli’nin dünkü görüşmesi ile milletimizi rahatlatan adım atıldı.
Türkiye’nin, Erdoğan- Bahçeli beraberliğine ihtiyacı var.
Dünkü görüşmelerinden sonra mahalli seçimlerde kısmî bir ittifak gerçekleşecek.
CHP, İyi Parti ve HDP’yi şimdiden bir sıkıntı bastı.
Sadece onlar değil, bir türlü kendine gelemeyen eski AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan takıntılı tipler de sıkıntılı ve sataşacak adam arıyorlar.
Nefislerinizi gemleseydiniz, çok önemli şahsiyetler olmadığınızı kabul etseydiniz, millet kervanından ayrılmasaydınız, bu hallere düşmeyecektiniz…