Fenerbahçe Spor Kulübü Yüksek Divan Kurulu toplantısında olanlar ile ilgili bir yazı daha kaleme almak hasıl oldu.
Başkan Ali Koç, Haziran'da yapılacak olağan seçimde aday olmayacağını bir kere daha ve bu sefer Yüksek Divan Kurulu kürsüsünden dile getirmişti. Tarihe not düşmek için ben de köşemden diyorum ki, Ali Koç haziran ayında başkan adayıdır. Aday olacaktır, bırakmayacaktır!
Denebilir ki Yüksek Divan Kurulunda verilen söz tutulur, aksi olur mu hiç? Ne diyebilirim ki siz çok romantiksiniz. Değerli dostlar futbolda verilen sözler tutulmamak içindir. Kürsüde söylenen ile kürsünün geri planında söylenen başkadır. Bakın göreceksiniz.
Ali Koç aday olacak mı? Olmayacak mı?
Yüksek Divan Kurulunda konuşan ve "Ali Koç bizi bırakma" hareketini başlatan Turhan Şahin'e bir iki lafım var. Sen değil miydin birkaç ay önceye kadar akraban olduğunu söylediğin, şimdilerde sahnenin gerisine çekilen bir başka başkan adayı için kulis çeviren?
Ne oldu?
Ne değişti?
Bu nasıl bir geri vites yapmaktır? Ha Turan Şahin demişken aklıma geldi. Ali Koç ile 2018'de zarar ediyor, kulübün bu işi yapmaya gücü yetmez dediğiniz, oldubittiye getirerek elden çıkardığınız Fenerbahçe Üniversitesi 60 milyon dolara gayrimenkul satın almış. Yüksek Divan Kurulu Başkanlığına adaylığını açıkladığında bunun nasıl mümkün olduğunu da anlatırsanız camia da bilgilenmiş olur. Bir de 7 gün 24 saat seçim kulisi kovalarken kullandığınız Fenerbahçe Üniversitesi'nde ne iş yaptığınızı, bunun karşılığında bir ücret alıp almadığınızı da açıklarsanız sizce doğru olmaz mı?
HESAP KİTAP ORTADA
Divan Kurulu toplantısında gözüme çarpan bir diğer husus ise Fenerbahçe'nin güncel, konsolide borcunun 11,5 milyar olarak açıklanması oldu. Önceki yazılarımızda ısrarla Fenerbahçe'nin borcu 12 milyar dediğimizde trol hesaplardan ve gazeteci görünümlü yancılardan yemediğimiz laf kalmamıştı. Demek ki biz doğruyu söylüyormuşuz. Üstelik bu açıklanan rakamlar, 2023'ün ağustos ayına ait rakamlar. Yani yüksek bonservis gelirlerinin elde edildiği dönemin rakamları. 2023 yılının eylül, ekim, kasım, aralık aylarına bakıldığında toplam borç tablosunun daha da ağırlaştığını görebilmek mümkün. 2024'ün haziran ayında borç 14 milyara ulaşmış olacak. Bu benim tahminim değil. Finansal okuryazarlığı olan kulüp üyelerinin ısrarla söylediği bir durum. Aziz Yıldırım'ın bıraktığı borç TL olarak 3 milyardı. Bugün bu borç 12 milyar (2024'ün Haziran ayında minimum 14 milyarı bulacaktır.) Aziz Yıldırım'ın bıraktığı 3 milyar TL borcu, o günün düşük TL karşılıklı Euro'ya bu gün Ali Koç'un bırakacağı 14 milyar TL borcu yüksek TL karşılıklı Euro'ya bölünce borç yarı yarıya düşmüş görülüyor. Ama bu Aziz Yıldırım'ın geçen yıl yaptığı basın toplantısında söylediği gibi basit bir illüzyon. Ali Koç'un devraldığı borç 350 milyon Euro seviyesindeydi. Fenerol, Mesutol, sermaye artışı, bonservis gelirleri, 6 sezonun gelirleri düşünce bugün borç 325 milyon Euro. Buna Ali Koç'a olan borç da dâhil değil (ki bıraktığında almayacağını deklare etti). Diyeceksiniz ki bu kadar açık tabloya rağmen borcun düştüğüne kim inanır? Coğrafi olarak güneşin battığı Kalamış'tan güneş doğacağına inandırılanlar, borcun 3 milyar TL'den 12 milyar TL'ye düştüğüne de pekâlâ inanabilir.
MERT, ŞEFFAF VE...
Yüksek Divan Kurulu toplantısından gözüme çarpan bir diğer konu ise Ali Bey'in Sadettin Saran ile ilgili açıklamaları oldu. Ali Koç, bu konudaki açıklamalarında özetle diyor ki, "Sadettin Saran ile sadece iki kez bir araya geldik. Aday olmasını kendisine ben söyledim. Mert, şeffaf ve düzgün yaklaşım sergiliyor, ben aday olursam geri çekileceğini söylüyor. Benim Ali Koç olarak, başkan olarak veya bu yönetimin Sadettin Bey'i desteklediği, ya da herhangi bir adayı desteklediği söz konusu değildir. Demokrasi şöleni olacak bir ortam da hiçbir şekilde şampiyonluk yarışını etkilemez çünkü burada en önemli konu Fenerbahçe'nin menfaatidir". Ali Koç ile Sadettin Saran'ın ikiden fazla bir araya geldiğini söyleyen bizzat Saran'ın kendisi ve kabinesi. Demek ki Sadettin Saran bu konuda doğruyu söylemiyormuş.
Bu yüzden Ali Koç "Biz sadece iki kez bir araya geldik, daha fazlası yok" diyeceğine, Sadettin Saran'a 'benim adımı kullanma' dese kâfidir.
Yine Sadettin Saran'ın, Ali Koç'a "sen aday olursan ben geri çekilirim" demesi, ne zamandan beri ve kime göre mertlik, şeffaflık ve düzgünlük sayılıyor?
Bunu da Ali Koç'un izah etmesi gerekir diye düşünüyorum. Ali Koç'un bu söylemi o kadar sıkıntılı ki. Ali Koç da bunu söylediğine sonradan pişman olmuştur diye düşünüyorum.
Ali Koç'un bu söyleminden anlıyoruz ki, şimdilerde Fenerbahçe'de mevcut başkana karşı aday olarak çıkan bir kimse, Ali Koç başkan adayı olduğunda, başkan adaylığını geri çekmiyorsa, Ali Koç bu başkan adayını; namert, şeffaf ve düzgün olmayan olarak kabul edecek!
Peki bu durumda Ali Koç'a sormazlar mı? "Acaba Aziz Yıldırım'a karşı siz aday olduğunuzda benzer düşüncelere mi sahiptiniz? Yoksa başkan olduktan sonra mı değişti düşünceniz?" diye. Ali Koç'un bu yaklaşımı karşısında bir sözüm de Fenerbahçe kulübüne başkan adayı olacaklara: Ali Koç tarafından namert, şeffaf ve düzgün olmayan sayılmamak için en başında siz de "Ali Koç başkan adayı ise çekileceğiz" deyin ki sonradan üzülmeyesiniz. Benden uyarması.
BAKALIM NELER OLACAK?
Ali Koç, Yüksek Divan Kurulu toplantısında son olarak da başkan olarak kendisinin, ayrıca yönetiminin Sadettin Saran'ı ya da başka bir başkan adayını desteklemediğini söyledi. Ali Koç böyle dediğine göre mutlaka doğrudur. Ancak o vakit kendisiyle bu konuya ilişkin bazı sırlarımı, bilgilerimi paylaşayım. Sadettin Saran'ın en yakınındaki (hatta 7 milyon Euro vermeyi taahhüt ettiği için kendisini başkan vekili olarak açıklayan) bir isim de Koç'un Saran'ı desteklediğini, hatta mevcut yönetim kurulundan üç kişinin de Sadettin Saran yönetimine gireceğini isim isim anlatıyor. Hatta kendisini başkan vekili olarak açıklayan bu kişi, Ali Koç devam ederse; Sadettin Saran tarafından belirlenen, aralarında kendisinin de bulunduğu 3 ismin Ali Koç yönetiminde olacağını söylüyor. Bu yüzden ben de diyorum ki Yüksek Divan Kurulunda söylemiş olduğunuz bu sözleri ben sizin yerinizde olsam Saran ve ekibinin yüzlerine söylerim.
Unutmadan; Fenerbahçe'yi icraya verme konusunu da sormasında yarar var!
Ali Koç'un, Sadettin Saran tarafının başlattığı seçim süreci ile ilgili söylediği "Demokrasi şöleni olacak bir ortam da hiçbir şekilde şampiyonluk yarışını etkilemez çünkü burada en önemli konu Fenerbahçe'nin menfaatidir," sözleri de bence gerçek hayatta karşılığı olmayan sözler. Çünkü benim görüştüğüm Fenerbahçe derneklerinin tümü 500 imzanın toplanmasından da, toplanma şeklinden de rahatsız olmuşlar. Hatta kulüp üyelerinden faks ve e-posta ile rahatsızlığını dile getirenler olduğunu bizzat biliyorum. Hatırlayacağınız gibi Ali Koç, 2018 yılında, Konyaspor maçı öncesinde, başkan adaylığını açıklamıştı. O maçta kaybedilen puanlarla sezon sonunda kaçırılan şampiyonluğun sebebi olarak camiada Ali Koç'un erken adaylık açıklaması gösterilmişti. Zannediyorum ki bu söylemi ile Ali Koç, 2018 yılında kaçan şampiyonluğu, 2018 seçim sürecine bağlayanlara malzeme vermemek, onları haklı çıkarmamak için sıkça dillendiriyor.
Yaşayacağız ve göreceğiz (ben hiç ihtimal vermiyorum ama) eğer şampiyonluk kaçarsa, seyreyleyin siz o vakit gümbürtüyü.
Demedi demeyin.