Aydın Doğan bu sefer çok kötü köşeye sıkıştı. Çünkü hiç kimse bilmese bile Hürriyet’in İzmir arsasının satışındaki yolsuzluğu o çok iyi biliyor. O yüzden de 80 yaşındaki çakal patronun gözüne uyku girmiyor. Etrafındakiler “Boşver patron! Nedir senin için 2 milyon dolar yaa” diyorlar. O da “Evet, evet meczup Cem Küçük yazıyor işte” diyor ama yatağına yattı mı yine uyuyamıyor, çünkü bu konudaki hukuksal mevzuatı iyi biliyor. Benim de tamamen doğruları yazdığımı ve Hürriyet’in arsası konusunda bir gram manipülasyon yapmadığımı biliyor ve o yüzden çıldırıyor Kelkit’in Vito Corleone’si. Doğan’ın kendini uyanık sanan maymunu Ahmet Hakan da ufak aklıyla beni tahkir ederek bu yolsuzluğun kapanacağını zannediyor. Filler tepişirken çimen olarak arada sen ezileceksin tetikçi Ahmet. Senin beynin köylü kurnazlıklarına ve Halim Aydın gibi yurttaşlarımızı dolandırmaya iyi çalışır ama daha ötesini kaldırmaz. Sen çekil kenara bakayım. Aydın Doğan da çok iyi biliyor ki, kanun çok açık ve net...
Halka açık bir şirket malını ya da mülkünü satarken “Kamuoyu Aydınlatma Platformu”na satış rakamını tam olarak doğru bildirmek zorundadır. Atılan her ticari adım tamamen şeffaf olmak zorundadır, çünkü hissedarlarına karşı sorumludur. Eğer Borsa İstanbul’a kote olan bir şirket bir malını ya da mülkünü gerçek satış değerinden düşük fiyata göstermişse o hileli satış işlemine imza atan herkes anında tutuklanır. Çünkü bu işlem binlerce hissedarın parasını çalmak anlamına gelir. Ayrıca o şirketin yönetimine de ilgili kurumlarca kayyum atanır. Yani bir nevi devlet o şirkete el koyar. Borsa hususunda kanun çok sert ve nettir. Bundan birkaç yıl önce de orta boylu bir şirket bir binasını değerinden düşük satıp KAP’a yalan rakam bildirmişti. Sonrasında bu şirket ile takıştığı için bu binayı açıktan para ile alan kişi bu işlemi savcılığa itiraf etti ve anında o orta boylu şirketin yönetim kurulu tutuklandı. Kanun bu kadar nettir...
İşte hukuksal mevzuatı çok iyi bilen Aydın Doğan’ın da korkusu budur. Etrafındaki herkese “2 milyon dolar ne yaaa” diyerek bu olayla ilgili tedirgin gülücükler dağıtan 80’lik medya imparatoru işte bu yüzden çok korkmaktadır. Şimdilik hiç kimse bu olayın büyüklüğünün farkında olmasa bile Aydın Doğan’ın kendisi farkındadır. Zaten mühim olan da kendisinin farkında olmasıdır. Hürriyet’in İzmir arsası işi hukuki sonuçları Aydın Doğan ve ailesi için büyük felaketler doğuracak seviyededir. Aynı işte imzası bulunan Ertuğrul Özkök için de sonun başlangıcıdır bu. Şu an ancak sizlere merhamet edilirse ayakta kalabilirsiniz. Geçmişte Aydın Doğan’a merhamet edilmişti de o sayede hala yaşıyor.
Aynı şey Halim Aydın ve Cesim Parlak’ın parasını çaldığı belgelenen Ahmet Hakan ve kardeşi için de geçerlidir. Fakat Ahmet merhamet sınırını çoktan aşmıştır. Halim Aydın ve Cesim Parlak’ın paralarının çalındığı mahkeme kararıyla açıktır. Bu hırsızlık dolayısıyla Ahmet Hakan’ın imam babasının evine haciz gelmiştir. Silivri İcra Müdürlüğü Ahmet Hakan’ın imam babasının evine hırsızlık sebebiyle el koymuştur. Bu kanıtlı ve belgeli bir dolandırıcılık vakasıdır. Aynı şey geçmişteki One Ajans vurgunu için geçerlidir. Nitekim tüm bu gerçekleri inkar edemeyip sinir krizleri geçiriyor Ahmet. Zaten sinir hastası ve hastalığı daha da nüksediyor.
Bak Ahmet Hakan patronun 80 yaşında. Geri kalan ömrü aşağı yukarı belli. Doğan gibi muhteris adamlar sonsuza kadar yaşayacaklarını sanıp tıp endüstrisine milyon dolarlar harcarlar ömrü uzatmak için. Fakat Doğan da her canlı gibi ölümlü. Sen ise 50 yaşındasın ve hayatını 80 yaşında bir adama ipotek etmişsin. 80 yaşındaki bu adam öbür tarafa gittiği an tek dayanağın da ortadan kalkacak ve işin bitecek. O zaman yüzüne akrabaların bile bakmayacak. Sadece medyadan tasfiye edilip şu an ölseler kimsenin farkında olmayacağı kankalarından olsan dua et. Çünkü dün karar verdim, artık senin gibi haddini bilmez bir garsona merhamet etmeyeceğim. Merhametten maraz doğar sözünün önemini bir kez daha anladım. Kardeşlerinle, yengenle ve başkalarıyla beraber yaptığınız hırsızlıkların bedelini hukukun emrettiği şekilde çekeceksin. Senin hırsızlıklarına ortak olup bu millete ihanet eden AK Parti bağlantıların da seni kurtaramayacak, çünkü yeni dönemde AK Parti içinden yanlış yapanlara da acınmayacak. Sakın bunu gazetecilikle karıştırmaya kalkma. Hiçbir yazın ya da konuşman için hapis yüzü görmeyeceğini ben garanti ediyorum. Asla gazeteciliğe sığınamayacaksın.