Hollywood’un genç yıldızlarından Mila Kunis, bu hafta gösterime giren Ayı Teddy filminde, oyuncak ayıyla konuşan John’un kız arkadaşı Lori’yi canlandırıyor. Kunis, film ve özel hayatıyla ilgili çok özel soruları yanıtladı. Sadece STAR pazar’da...
DOKUZ yaşından beri televizyon ve sinema yıldızı olup da ‘kendini dağıtmayan’ nadir isimlerdendir Mila Kunis. Yedi yaşındayken, 1990’da SSCB’den göç eden mühendis babasıyla yerleştiği ABD’de önce televizyon sonra sinema yıldızı olan Kunis (29), Slav ırkının bütün güzelliklerini yansıtmasıyla da ünlü. Son dönemde birçok romantik komediyle karşımıza çıkan Kunis, bu defa Ayı Teddy filmiyle beyazperdede. Konuşan oyuncak ayı ile arkadaşlık eden John’un (Mark Walhberg) sevgilisi rolündeki Mila Kunis, film ve özel hayatına ilişkin sorularımızı yanıtladı.
-Neden bu projede yer aldınız?
Gerçek şu ki Seth (Yönetmen Seth MacFarlane) bana okumamı istediği bir senaryosu olduğunu söylediğinde 24 yaşındaydım. O rol için hangi kadın oyuncunun uygun olacağına dair öneri istiyordu. Karakteriyse otuzlu yaşlarındaydı. Birkaç kadın oyuncu ismi verdim ama sonraki yıllarda senaryoda değişiklikler oldu. Değişikliğe uygun isimler de verdim ama o zaman artık o rolü oynayabilecek yaşa da gelmiştim. Seth ‘Bu rolü sen oynar mısın?’ diye sorunca ‘Tamam’ dedim.
-Gençken rol alabilmek için yaşınızla ilgili yalan söylediğiniz iddia ediliyor?
14 yaşındaydım ve henüz reşit değildim. That ‘70s Show için oyuncu seçmelerine katılmıştım. “18 yaşında mısın?” sorusuna “Yakında olacağım” yanıtını vermiştim!
-Bu projede yer almanın zor yanları neydi?
Açıkçası benim için en büyük zorluk Boston’ın havası oldu. Şaka tabii ama gerçekten öyle. Hava dört saat içinde önce yağmurlu, sonra soğuk, arkasından rüzgarlı, ondan sonra da nemli olabiliyor ama insanları harikaydı.
ÇOCUKKEN FUTBOL OYNARDIM
-Çocukken canlı bir oyuncak ayı hayaliniz olmuş muydu?
Hayır! Bu çok hoş bir şey ama ben öyle bir çocuk değildim. Genelde erkek kardeşimle dışarıdaydım. Farklı bir zaman ve mekanda büyüdüm. Vaftiz kızımın Meow adını verdiği bir kuzusu var. Okula giderken onu yatağına yatırır. Ted’de (Filmin orjinal adına ismini veren oyuncak ayı) gördüğümüz türden bir ilişki.
-Siz Barbie oynayan kızlardan mıydınız?
Hayır! Oyuncaklarla değil futbol oynardım. Diz ve bacaklarım baştan aşağı yara izidir. Sürekli sokaktaydım. Babam eskiden iş gezilerine çıkardı ve bana inanılmaz bebekler getirirdi. Hiç ilgimi çekmezdi.
SEVDİĞİN KİŞİLERİ ÖYLE KABUL ET
-Filmde de olduğu gibi, hoşlandığınız biriyle tanıştığınızda onun çılgın arkadaş grubu varsa, nasıl başedersiniz?
Bir adamı seversen ve onun çılgın arkadaşları varsa, adamı olduğu gibi kabul etmek zorunda kalırsın. Onu değiştiremezsin. Belki o seninle kendiliğinden değişir, senin için kendinden ödün verir. Ama bunun olmasını bekleyemezsin ya da bunu yapacağını tahmin edemezsin. Ona bu konuda emir veremezsin ya da baskı uygulayamazsın. Cevabım şu: Birini seviyorsan, olduğu gibi seversin.
-Ayı Teddy’de arkadaşınızın çılgın arkadaşına tahammül etmek zorundasınız. Gerçek hayatta böyle bir şey yaşadınız mı?
Kısa zaman öncesine kadar hayatımda hiç ev arkadaşım olmamıştı. Şimdi en yakın arkadaşımla birlikte yaşıyorum. Geçen yıl Los Angeles’ta yalnızca üç hafta geçirdim. Bu yüzden köpeğime bakacak birine ihtiyacım oldu. Güvenebileceğim biri lazımdı. Bir ev arkadaşı sayılmaz ama en yakın arkadaşım. Adı Audrey. Dişi bir İngiliz bulldog. Yaşlı olsa da daha yaşayacaktır. Köpeğim Shorty öldü.
-Hayatınıza farklılıklar katan insanlar oldu mu? Tanışmaya oyuncak bir ayıyla gelen olmadığına eminim!
Peşlerinde dolaşıp duran paparazziler oyuncaktan sayılır mı! Ayı Teddy’de dünyanın konuşan tek oyuncak ayısı benim sevgilimin. Eğer bir şey gerçekse ve herkes onu görüyorsa o şey bir norm haline geliyor. Hayatıma giren hiçbir erkeğin böyle bir şeyi olduğunu hayal bile edemiyorum. Belki de benim arkadaşlarım fazla normaldir.
-Filmdeki erkek arkadaşınızın Mark Wahlberg olması işinizi kolaylaştırdı mı?
Mark tanıdığım en tatlı, en iyi adam.
-Peki ya sizin için özel bir şey yapan bir adam fikri? Neyi aptalca bulursunuz?
Bence bir erkek senin için ne yapsa saçma olmaz. Her türlü kabulüm!
-Peki ya herkesin içinde kötü bir sesle şarkı söylemek?
Bir erkek bana şarkı söyleseydi bu ikimize özel bir şarkı olurdu, mest olurdum. Çok kolay memnun olurum. Yapılan işe sevgi konulmuş olması benim için yeterli.
PARA İŞLERİNDE AKILLI DAVRANIRIM
-Televizyonda birden meşhur olup sonra adı duyulmayan pek çok çocuk var. Eski çocuk yıldız olarak kariyerinize devam edemeyeceğiniz endişesi taşıdınız mı?
22 yaşındayken That ‘70s Show’daki rolüm bitti. Hayatımın geri kalanında bu işi yapabileceğimi sanmıyordum. Üniversiteden mezun olmadan meslek edinilemeyeceğini düşünerek büyümüştüm. Şimdi sekiz yıl başarılı bir dizide oynamış biriyim. Har vurup harman savurduğum bir hayatım yok. Para işlerİnde de akıllıca davranırım.
-Black Swan bir dönüm noktası mıydı?
O filminde oynayabilmemin nedeni Forgetting Sarah Marshall (Aşkzede) filminde oynayabilmiş olmamdır. O filmde her şey başka bir olay sayesinde gerçekleşiyor.
-Ayı Teddy için ne umut ediyorsunuz?
Umarım bu film insanları çok eğlendirir. Bu bir beyin ameliyatı değil. Derde deva dağıtmıyoruz, sadece eğlendirip güldürüyoruz. Bu film için umut ettiğim tek şey bu.
TEK YOL KENDİMİ SİNEMADA DA KANITLAMAKTI
- Bu kadar çok çalışma tutkusu nereden geliyor?
Bu piyasa ‘hayır’lar ve reddedişlerle dolu. Kariyer yapabilmek için insanları yanıltmam gerektiğini biliyordum. Egomdan sıyrılmam gerektiğinin farkındaydım. That ‘70s Show’dan sonra sadece televizyonda çalışmaya devam edebilirdim. Ailemi sıkça görebilmemi sağlayan sürekli bir iş ama 22 yaşıma girdiğimde seyahat edip dünyayı görmek istediğimi biliyordum. Başarabilmemin tek yolu kendimi kanıtlamaktı. İnsanlar bana her zaman çok komik olduğumu söylerdi ama bende çok daha fazlasının olduğunu onlara göstermek zorundaydım.
- Diğerlerinden daha çok önemsediğiniz bir rol var mı?
22 yaşıma girdiğimde kariyerime dair aldığım bütün kararları haklı sebeplerle aldığımı fark ettim. Sonucu ne olursa olsun yaptığım işlerle her zaman gurur duydum. Sonucunu önceden göremezdim ki!