Çok düşündürücü bir istatistik

Haliç Üniversitesinden bir öğretim üyesi aile ilgili bir ulusal birliktelikte “Türkiye boşanmalarının  %80’i (her beş boşanmanın dördü) Facebook kaynaklı” cümlesini kullandı. Eğer bu ifade doğru ise, toplumun çekirdeği olan aile kurumu büyük bir tehlike altında demektir.

Aile bütünlüğünün korunması ile ilgili Anayasamızdaki hüküm yanında 5636 sayılı kanunda “ailenin korunmasına dair kanun” yürürlükte. Uzun yıllardır, ailenin korunması ile ilgili Bakanlık kurulmuş bulunan ülkemizde aileyi koruyamıyoruz demektir.

1948 yılında kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 16/3 maddesinde “Aile cemiyetin tabii ve temel unsurudur, cemiyet ve Devlet tarafından korunmak hakkına sahiptir” hükmü mevcut.

Anayasamızın 41. Maddesinde “Aile Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır” hükmü, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi paralelindedir.

Ayrıca 5636 sayılı kanun da ailenin bütünlüğünü koruma için yürürlükte.

Facebook, Twitter iyi kullanılmadığı müddetçe aile bütünlüğüne darbe vuruyor. Öyle ya boşanmaların yüzde sekseni sosyal medyanın yanlış kullanımından kaynaklanıyor. Çocuklar, öğrenciler sosyal medyayı yanlış kullanma yönü ile derslerini gereği gibi çalışmıyor, okul başarı düzeyi geriliyor.

Bir başka istatistik de çocuk sayısı artarken, boşanmaların azaldığını okumuştum. Çocuk ailenin temel taşları arasında bir nev’i harç, bağlayıcı bir unsur görevi de görüyor.

Geçmişte, Sayın Başbakan her aile en az üç çocuk yapmalı temennisinde bulundu. Muhalifler hemen yüklendiler , “bizim özel hayatımıza müdahale” yargısını dillendirdiler. Ben bu söylemin arkasında ailenin korunması ve ileride yaşlanan nüfus dolayısı ile Batı ülkelerinin gelişmişliğini yakalayamama endişesinin yattığını düşünüyorum.

Yine geçenlerde kızlı, erkekli öğrenci evleri sakıncalıdır mealinde söz sarf eden Başbakana her yönden saldırı var.

Her birey nerede kalacağını kendi belirler diyen muhalifler bana göre sathi bir düşünceye sahip. Böyle durumlar yaygınlaştıkça aile kurumu zarar görmeyecek mi? Bir evde kalan delikanlı bir erkek ve kız adeta barut ile ateş gibidir. Zaman içinde türlü komplikasyonlar çıkacaktır. Resmi bir bağ ile kurulan aile dahi zaman içinde ihtilaflarla boğuşuyor. Devlet alacağı tedbirler ile bu delikanlı çağında olan gençlerin yanlış yapmalarını önlemek durumundadır. Evlenecek gençlere evlilik kredisi, ev kurma kredisi yaygın olarak kullanılabilirse bu gençler evliliğe özendirilebilir. Ben şahsen 21 yaşında evlendim, erken evlenmeden hiç zarar görmedim, bilakis yarar gördüm.

TOKİ Lüks konutları “hâsılat paylaşımı” ile üretip büyük paralar kazanıyor. Sn. Başbakan TOKİ’ ye her üniversiteye yeterli miktarda kız-erkek öğrenci yurdu yapması talimatı verir ise kısa sürede,  geleceğin aile bütünlüğüne saldırı olan “kızlı erkekli öğrenci evi” konusu da gündemden düşer.