Türkiye’de siyaset hırsının gözü hiçbir şey görmüyor da, el kadar çocukları da mı görmüyor?
O çocukların birkaç yıl içinde çevrelerinde, farklı görüşlerdeki yaşıtlarından ne tepki göreceğini biliyor musunuz?
O çocukların okullarında, arkadaşları arasında ayrışma doğuracağını, bazı çocukların onlara karşı duracağını, bazılarının da karşı duranlara karşı durarak cepheleşme doğuracağını, bu ayrışmanın da daha ilkokul sıralarına siyaseti indirgeyeceğini düşünemiyor musunuz?
Yarın o reklam filmindeki çocuklardan birisi sokakta bir aykırı söyleme maruz kalıp da psikolojisi çöktüğünde bu travmayı nasıl atlatacak?
Bırakın o çocuklar okullarına gitsin, oyunlarını oynasın. Zaten biz büyüklerin ekmeği, suyu siyaset ve kavgalar olmuş, bırakın o çocuklar çocukluklarını yaşasınlar.
CHP’de gördüğüm için CHP’ye söylüyorum bunları, başka partilerde çocukları kullanan başka kampanyalar varsa da hepsine gelsin.
Çocukları rahat bırakın.
***
BİR İYİ ÖRNEK
Ne yalan söyleyeyim hoşuma gitti.
- Cumhurbaşkanının HAYIR standına gitmesi hoşuma gitti.
- HAYIR standındaki insanların gülümseyerek karşılaması hoşuma gitti.
- HAYIR standındaki insanların sorularını özgürce ve açık-net sormaları hoşuma gitti.
- Cumhurbaşkanının o sorulara güzel güzel cevap vermesi hoşuma gitti.
- HAYIR’cı vatandaşlarla Cumhurbaşkanının arasına koruma ordusunun girmemesi, bu özgüvenin gösterilmesi hoşuma gitti.
İyi örnek sadece Cumhurbaşkanının yaptığı değil ha, yanlış anlaşılmasın. Onu karşılayan görevliler de iyi örnek teşkil etmişler.
Bir adım sonrasını düşündüm bir de…
Sayın Cumhurbaşkanı tamamen HAYIR’cılardan oluşan dinleyicilerin olduğu bir TV programda dinleyicilerin sorularını yanıtlasa çok iyi olmaz mı?
***
BİR KÖTÜ ÖRNEK
Aynı gün başka bir yerde, bir vatandaş Kemal Kılıçdaroğlu’na bir soru yöneltiyor. Kılıçdaroğlu da açıklamaya başlıyor.
O anda vatandaş “Ben AK Partili değilim” deyince Kılıçdaroğlu “Hayır hayır” diye söze giriyor. Tahminimce “Hayır hayır, önemli değil hangi partili olduğun” gibi bir şey söyleyecek. Arkasından Gürsel Tekin “AK Partilisin, AK partilisin, biz hepinizi biliriz” diyor kafa sallayarak.
Kemal Kılıçdaroğlu da çaresizce Tekin’in yüzüne bakıyor “Yapma, etme” der gibi.
Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir üye, başkanının yanında böyle bir şey yapmaz. Yapamaz da. Gürsel Bey farkında değil mi acaba genel başkanını çiğnediğinin?
Hadi onu geçtim, CHP Milletvekili Engin Özkoç vatandaşın önce yanağını sıkıyor, sonra hafifçe yanağına, sonra da ensesine vuruyor.
Yahu adamcağız en az 50 yaşında. Bu nasıl muamele?
Çocuğuna yapamazsın böyle bir hareket. 5 yaşındaki çocuğa yapsan döner fırçayı basar yüzüne. Bu nasıl bir aşağılamadır?
Engin Özkoç, bir vatandaşa, senin vekil olduğun makamın aslına, asıl sahibine bu hareketi yapma hakkını nereden alıyorsun?
Kemal Kılıçdaroğlu farklı fikirdeki vatandaşın sorusuna cevap vermeye gayret ederken yanıbaşındaki bu iki davranış kötü örnektir. Hele Engin Özkoç, milletvekilliğini de, giyindiği o medeni insan kıyafetini de hak etmiyor. CHP bu video üzerine cezasını vermeli, disipline sevk etmelidir.