Genellikle çocuklarda görülen gece yatağı ıslatma problemiyle başa çıkmak için ilaçlara başvurmak yerine bitkisel çözümler araştırılmalı. Papatya yağının durum üzerindeki etkisi göz ardı edilmemeli.
Çocuklarda, herhangi bir böbrek-idrar yolları sorunu olmadan, bazen gündüz ve genellikle gece yatağı ıslatma sorunu (monosemptomatik enürez) can sıkıcı bir durum. Tedavi amacıyla genellikle çocuğun ruh halini kontrol edebilmek üzere depresyon ilaçları (trisiklik antidepresanlar), idrar kesesinin düz kaslarını kontrol eden (antikolinerjik) ya da idrarı azaltan (antidiüretik) ilaçlar kullanılmakta. Tabii bu ilaçların söz konusu olabilecek yan etkileri bir sorun. Özellikle ilaç uygulanacak kişiler en kıymetli varlıklarımız olan çocuklarımız ise durum daha da vahim.
İlaç ilk çare değil
Yeni yayımlanan bir klinik araştırmanın sonuçları, bu konuda basit ve güvenilir bir çözüm sağlaması bakımından dikkatimi çekti. Araştırma İran’da bu tip sorun nedeniyle hastaneye başvuran yaşları yedi ve üzerinde olan seksen çocuk üzerinde yürütülmüş. Çalışmada bildiğimiz papatya işleme tabi tutularak kullanılmış. Parçalanan kurutulmuş papatya çiçekleri oda ısısında su içerisinde bir gün (24 saat) bekletildikten sonra 30 dakika kaynatılmış. Bu karışıma eşit miktar tatlı badem yağı ilave edilerek kaynatmaya devam edilmiş, bu suretle karışım içerisindeki suyun tamamen uçması sağlanmış.
Herhangi bir ilaç kullanmayan kız ve erkek çocuklar seçilerek iki gruba (40 ve 40) ayrılmış.Bir gruba sadece badem yağı, diğer gruba ise papatya yağı uygulanmış. Her akşam yatmadan önce çocukların iki bacak arasındaki bölgesine 6 damla papatya yağı ya da badem yağı sürülüyor. Sonuçlar tedavinin 2, 4 ve 6. haftalarında değerlendiriliyor. Sonuç olarak, sadece badem yağı uygulanan çocuklar ile karşılaştırıldığında, papatya yağının tüm çocuklarda, 2. hafta ölçümlerinden başlayarak istatiksel olarak belirgin bir şekilde ‘gece yatağı ıslatma’ sorununu çözdüğü bildiriliyor. Uygulamanın herhangi bir olumsuz etkisinin bulunmaması, son derece güvenilir olması ise uygulamanın bir başka önemli bulgusu. Burada bir hususu hatırlatmakta yarar görüyorum. Daha önceki yazılarımdan hatırlarsanız bizim araştırma ekibi olarak piyasadaki papatyaların kalitesi üzerinde yürütülmüş (yayımlanmış ya da yayımlanmamış) çok sayıda araştırmamız bulunuyor. Maalesef, yaptığımız analizlerde piyasada ‘açıkta satılan’ papatyaların hiçbiri ‘gerçek papatya’ çıkmadı. Hatta karaciğere zararlı bileşenleri olan papatya benzerlerinin bile papatya diye satıldığı görülüyor. Bu nedenle benim önerim mutlaka marketlerde satılan bilinen markaların poşet papatya çaylarını kullanınız. Bu suretle papatya yağını bitki artıklarından ayırmak, süzme sorunu ile de uğraşmazsınız.
NEDEN?
SES KISIKLIĞINA EN İYİ NE GELİR?
Ses tellerinin tedavisi adına birçok doğal karışım bulunur. Bir su bardağı suyun içerisine 1 tam limonun bütün suyunu sıktıktan sonra üzerine 3 çay kaşığı miktarında doğal balı ilave edin. İyice karıştırdığınız bu malzemeleri gönül rahatlığıyla içebilirsiniz.
Doğal zencefille hazırladığınız çayın üzerine 1 tatlı kaşığı bal ilave edip karıştırarak tüketebilirsiniz. Bir su bardağı ılık süte yarım çay kaşığı karabiber ve bir çay kaşığı doğal bal ekledikten sonra malzemelerin iyice birbirine karışmasını sağlayarak sütü içtiğinizde sesinizin ertesi gün bir nebze daha rahatladığını hissedebilirsiniz. Papatya çayının, çoğu sıkıntıya şifa olduğu bilindiği gibi ses tellerine de ne kadar faydalı olduğu ortadadır.
BAZILARI NEDEN YAZIN BİLE ÜŞÜR?
Bu durumun en kestirme nedenini tıp, ‘termoregülasyon sorunu’ olarak açıklıyor. Yani vücudun ısı kontrol mekanizmasındaki bozulma. Buna neden olan bazı hastalıklar ve sorunlar var elbette ancak bazen hiçbir somut neden olmadan da termoregülasyon sorunu gelişebiliyor. Bunun sebebi kansızlık, tiroid hastalıkları, bazı hormon rahatsızlıkları, astım, kronik nezle ya da sinüzit, KOAH ve diyabet hastalığı olabiliyor.
HAVUZ SİSTİTİ NASIL ÖNLENİR?
Havuz ve deniz sezonu beraberinde idrar yolları enfeksiyonlarında artış da getiriyor. Sistit, mesanin yani idrar kesesinin ilthaplanmasına verilen isimdir. İdrar yaparken yanma ve sızlama, sık idrara çıkma, az idrar yapma, ağrının kasıklara yayılması, kusma ve bulantıyla baş gösterir. Deniz ve havuzdan çıktıktan sonra ıslak mayoyla kalınmamalıdır. Kalabalık ve kirli havuzlara girmekten kaçınılmalıdır. Bakterilerin idrar kesesine tutunmasını önlemek için günlük en az 2 litre su tüketilmelidir. Naylon ve dar iç çamaşırları yerine pamuklu iç çamaşırlar kullanılmalı ve temizliğine dikkat edilmelidir.