Belki birçoğunuz ‘’Mozart Etkisi’’ deyimini duymuşsunuzdur. Aslında 1991 yılında ortaya atılan, 1993 yılında ise bir bilimsel makalede geçen bu deyim, Mozart dinlemenin bebek ve çocukların zekasına pozitif etki ettiğini ifade ediyor. Tabi bu iddia hemen ticari olarak karşılığını bulmuş ve bebekler için hatta hamile kadınların dinlemeleri için CD’ler üretilmiş. Bir ara ABD’nin Georgia eyaletinde yeni doğum olan her eve ücretsiz Mozart CD’si bile gönderilmeye başlanmış. Bir tek klasik müzik bestecisini böyle büyük bir iddianın içerisindeki kahraman haline getirmek pek de doğru değil aslında. Birçok klasik müzik bestecisi var. Mozart’ı onlardan ayıran nedir? Bunun üzerine de çalışmalar yapılmış. Orijinal çalışma 36 öğrenci üzerinde uygulanıyor. Öğrencilere bazı zihinsel testler yapılmadan hemen önce 10 dakika Mozart’ın sonatlarından birisi, diğer bir gruba meditasyon kaseti dinletiliyor. Son gruba ise hiçbir şey dinletilmiyor. Mozart dinletilen grubun görsel zekalarının diğer gruba göre anlamlı düzeyde arttığı tespit ediliyor. Daha sonra bu çalışmaya getirilen eleştirilerde görsel zeka artışındaki bu etkinin en fazla bir saat sürdüğü ve bir ömür boyu IQ artışına neden olmadığı söylenmiş. Her neyse benim görüşüm; eğer her gün düzenli klasik müzik dinlerseniz bu etkinin sürekliliğini siz sağlamış olursunuz. Bunun üzerine başka müzik türleri ile de çalışmalar yapılmış ve bazılarında benzer etkiler saptanmış. Klasik Türk Müziği ve zeka üzerine yapılmış bir çalışma henüz bulunmasa da paralel sonuçlar çıkacağını düşünüyorum. Yapılmış başka bir çalışmada epilepsi hastası çocuklara yatmadan önce 8 dakika Mozart dinletilmiş. Altı ay sonunda yapılan değerlendirmede çocuklara yapılan EEG’de epilepsiye bağlı beyin kaynaklı anormal dalgalarda azalma tespit edilmiş. Tabi bunlar oldukça ilginç sonuçlar. Daha sonra yapılan bazı çalışmalarda çocuklarda zeka gelişimi için klasik batı müziği dinlemekten ziyade klasik batı müziğini icra edebileceği bir enstrüman öğrenmenin çok daha etkili olduğu bulunmuş. Bir yıl süreyle piyano dersi alan çocukların IQ’larında en az 3 puan artış görülürken, bazı zihinsel yeteneklerinde de yüzde 30 oranında artış saptanmış. Klasik müzik çocukların beyinlerini farklı düşünmeye sevk ediyor. Klasik müzik dinledikten sonra erişkinlerde de görsel becerilerin artması, problem çözmenin hızlanması her yaşta zekayı etkilediğinin göstergesi. Peki neden Klasik Batı Müziği? Çünkü klasik batı müziği kompleks yani biraz karmaşık bir müzik. Çok sesli müzik beyninde algılanırken görsel becerilerimizde kullandığımız yollara benzer yolları kullanıyor. Bu nedenle klasik müzik dinlediğimizde özellikle o becerilerde artış gözleniyor. Aslında bizim uzaysal-mekansal dediğimiz bu beceriler gördüğümüz parçalara bütünsel bir yaklaşım getirmemizde etkili. Bu becerilere örnek olarak mimari tasarım yapmayı, proje çizmeyi verebiliriz. Araştırmacılar müzik eğitiminin beyinde yeni yollar oluşturduğunu da düşünüyorlar.
Bizler anne olarak çocuğumuza klasik müziği nasıl sevdirebiliriz? Bu soruyu birçok özel yetenekli çocukla çalışıp, dünya çapında yetenekler yetiştirmiş bir hocaya sordum. İşte size Mimar Sinan Üniversitesi Piyano Anasanat Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Burcu Aktaş Urgun’un cümleleri ile klasik müzik çocuklara nasıl sevdirilir; ‘’Çocuk siz ne dinlerseniz onu dinler, bunun ötesi mümkün değil. Hamileyken klasik müzik dinletmek de bir çözüm değil çünkü eğer siz dinlemiyorsanız ama ona dinletiyorsanız zaten çocuğa hiçbir şekilde geçmiyor. Anne babanın da bu konuda hevesli olmaları ve klasik müziği içselleştirmeleri gerekli. Klasik müziği daha zeki olsun diye bir projeye değil, keyfe çevirmiş olmak lazım ki; çocuk da keyif alsın. Duyduğunda yabancılaşmaması gerek, çünkü hakikaten ne dinliyorsanız onu dinleyecektir. Sevdirmek için konserler var ve son zamanlarda orkestralar da başladı. Kendi yaşlarına yakın çocukların çaldıklarını seyredebilecekleri ortamlar var, klasik müziği tanıtan konserler var. Bunlara gitmeleri bir adım olabilir.’’
ALZHEİMER HASTALIĞINA KARŞI ETKİ GÖSTEREN PROTEİN HUMANİN!
Bu başlık bazılarınıza karışık gelmiş olabilir, hemen açıklıyorum. Birçoğunuz mitokondriyi duymuşsunuzdur. Hücrelerimizin enerji üretim istasyonlarıdır. Mitokondriyal DNA’yı ne kadar yaşlanmaktan korursak o kadar uzun süre yeterli miktarda enerji üretimimiz devam eder. İşte Humanin adı verilen protein Mitokondriyal DNA’nın bir ürünüdür. Yani bu protein besinlerle alınmaz, vücudumuz kendisi üretir. Geçen ay Scientific Reports dergisinde yayımlanan bir çalışmanın sonucuna göre Humaninin hem beden hem de beyin yaşlanmasını geciktiren bir protein olduğu gösterildi. Fareler üzerinde yapılan bu çalışmada Humaninin Alzheimerli beyindeki beta amiloid plaklarının neden olduğu etkiyi azaltabileceği öne sürüldü. Beyin hücrelerini koruyucu özelliği olan Humanin de gelecek dönemde Alzheimer hastalığı tedavisine aday moleküllerden birisi.
HAFTANIN NÖROBİLGİSİ
Geçtiğimiz günlerde Psychopharmacology dergisinde yayımlanan bir çalışmada açlık sırasında psikolojik durumun değiştiği bilimsel olarak da gösterildi. Kan şekerinin düşmesinin vücutta stres sırasında salgılanan kortizol hormonunun artışına neden oluyor. Kaygı ve negatif duygulanım da buna eşlik ediyor. Açlık sırasında önemli görüşmeler yapmamak ve kararlar vermemekte fayda var. Ayrıca sınavlara da kesinlikle aç girmemeliyiz. Normal performansınızın çok altında bir performans gösterebilirsiniz!