Büyükada’da, Splendid Hotel’deydik. 33. Pınar Resim Yarışması’nın ertesi gün yapılacak ödül töreni için gelmiştik. Akşam hayli geç bir saat olmasına karşın bahçede oturup resim yapan çocuklar vardı. Oğlum Kerem, bizim masamızdan kalktı, çocukların yanına gidip “Ne kadar güzel resim yapıyorsunuz, benim adım Kerem!” diye kendini tanıttı. Elvan durur mu! Peşinden o da. Bu sırada resim yapan kızlardan biri “Bir türlü şuraya merdiven çizemedim!” deyince Kerem, “Ben merdiven çizmede çok iyiyim. İstersen senin için çizeyim” dedi. Resim yapan kız başını sallayarak kağıdı ona doğru uzattı. Bu arada diğeri de yaptığı yüze güzel bir ağız çizememekten yakınınca Kerem, “Çizmeyi deneyebilirim istersen” diye araya girdi. O kağıda da bir ağız kondurdu. Sonra çocuklar kendi aralarında sohbet etmeye başladılar. Biz de anneleriyle tanışıp kaynaştık.
ANLIYOR VE SEVİYORLAR
Teklifsizce başlayan arkadaşlık bana ünlü İngiliz eğitimbilimci Ken Robinson’un ‘yeteneğimiz ve kişisel tutkumuzun buluştuğu nokta’ olarak tanımladığı öz üzerine yazdığı hatırlattı. Robinson kitabında “Çocuklar sanatı tuhaf ya da farklı bir şey olarak görmüyor. Kabul ediyor, anlıyor ve seviyorlar” diyor. Bundan daha da önemlisi sizin gibi aynı şeylerden hoşlanan, kendiniz olabildiğiniz bir ‘kabile’nin parçası olmanın bizi ‘öz’ümüze yaklaştırdığını söylemesi. Biraz daha açmak gerekirse Robinson şöyle diyor: “Kabile üyeleri hem işbirliği yapabilir hem de birbirleriyle rekabet edebilir. Aynı vizyonu paylaşabilir, tamamıyla farklı vizyonlara da sahip olabilir. Birbirleriyle aynı yaşta olabilir ya da farklı nesillere ait olabilir. Bir kabileyi bir arada tutan şey, dünyaya yapmak üzere geldikleri işe karşı gösterdikleri ortak sadakattir.”
İşte ben, 33. Pınar Resim Yarışması’nda dereceye giren 23 minik ressam ile geçirdiğim iki gün boyunca böyle bir ‘kabile’nin çocuklar için ne demek olduğunu gördüm. Bir hafta boyunca birlikte üreten, oyun oynayan, ünlü ressamımız Prof. Ergin İnan’ın gözetiminde resim yapan bu minikler, bir törenle hem emeklerini sergilemenin gurunu hem de ödüllerini Yaşar Holding İcra Başkanı Dr. Mehmet Aktaş’ın elinden almanın keyfini yaşadı. Ayrılırken herkes hüzünlü ve mutluydu.