lvan geçenlerde yanıma geldi, “Artık Eylül ile kanka değiliz” dedi durduk yerde. Bir şey sormadan baktım, birkaç saniye sonra devam etti: “Tüm oyunlarda hep onun istediği şeyleri yapmamı istiyor. Ben tek boynuzlu at olmak istiyorum, o başka bir şey diyor. Ben de artık onunla oynamamaya karar verdim.” Hiçbir yorum yapmadım, bu durumun ona kendisini nasıl hissettirdiğini, bunu arkadaşıyla paylaşıp paylaşmadığını sordum. Çünkü ‘kankası’ onun toplam yedi yıllık hayatının neredeyse üçte ikisinde en iyi arkadaşıydı. Uzun bir süre yani... “Kendimi üzgün ve sinirli hissediyorum. Onun istediği şeyleri yapmayınca küsmesine kızıyorum” diye cevap verdi. Bunları arkadaşına söylememiş. “Yarın söyleyeceğim” dedi. Ertesi gün okul çıkışında yine ikisini oyuna dalmış bulunca işlerin yoluna girdiğini anladım.
Çocuklar arkadaşlarıyla, kardeşleriyle, anne-babalarıyla çatışma yaşadığında her zaman çözüm bu kadar kolay olmayabiliyor. Hele de evde, kardeşler arasında bir sorun olduğunda... “Acaba bu gibi durumlarda ne yapmalı?” diye bakınırken Montessori Vakfı Başkanı Tim Seldin’in Harika Çocuk Nasıl Yetiştirilir? kitabı aklıma geldi. Hemen açıklama yapayım, buradaki ‘harika çocuk’un üstün yetenekli ya da çok zeki gibi tanımlamalarla ilgisi yok. Çocukların özgüven ve kişilik gelişimlerine yönelik oyunları, etkinlikleri ve fikirleri içeren bir kitap. Seldin, Kaknüs Yayınları’ndan çıkan bu kitapta, çocukların aralarındaki anlaşmazlıkları çözmek için ‘barış masası’na yönlendirilmesini öneriyor. Çocukların boyuna uygun, iki sandalyeli bu masada bir zil, çiçek ya da herhangi bir nesne, barışı temsil ediyor. Masa yoksa iki sandalye, onlar da yoksa odanın köşesine serilen bir halı ya da evdeki belli bir köşe de bu iş için uygun sayılıyor. Seldin, sonraki süreci şöyle anlatıyor: “Masaya oturulunca kendini mağdur hisseden çocuk, bir elini masaya diğer elini kalbine koyar. Bu, onun doğruyu söyleyeceği anlamına gelir. Sonra da diğer çocuğa bakarak ona ismiyle hitap eder. Olanlar hakkında neler hissettiğini söyler. Anlaşmazlığın nasıl giderileceğini ifade eder. Daha sonra ikinci çocuğun sırası gelir ve aralarında bir anlaşma sağlanana kadar diyalog devam eder. Mesele halledilemezse anne baba veya büyük bir kardeş arabuluculuk yapar. Yine bir çözüm bulunamazsa taraflar aile konseyinin toplanmasını isteyebilirler. Aile konseyinde aile üyeleri hikayeyi her iki taraftan da dinler.”
Barış masasının önemi yaşları, boyları veya ailedeki pozisyonlarına bakılmaksızın olayların çocukların bakış açısıyla dinlenmesi. Ayrıca kendilerine adilce davranmasını bekleyen çocuklar, böylece tartışmaların dürüst bir yaklaşımla, iyilikle halledilebileceğini öğreniyor. Anlaşmaya vardıklarında masadaki zili ya da barış nesnesini kullanarak durumu ilan ediyorlar. Bir dahaki tartışma ya da çatışmada bu yöntemi önce ben deneyeceğim, bakalım “bir elimiz masada, bir elimiz kalbimizde” olunca çözüm nasıl çabucak geliyor.