En tıfıl bebekler bile, resimli veya kabartmalı bir kitaba dokunup, eğlenceli vakit geçirebilir veya ondan bir şeyler öğrenebilir. Çocuklara küçük yaşlardan itibaren kitap dinleme/okuma alışkanlığının kazandırılmasının önemine şüphe yok.
Mart 2014 yerel seçimini tamamlamışken, çok önemsediğim çocuklara yönelik kütüphaneciliği dikkatinize sunmak istiyorum. Belediyelerden hemen herkesin bazı beklentileri var. Ulaşımın iyileştirilmesi ile aile yaşam merkezleri ve çocuk parklarının sayılarının artırılması bunlardan bazıları. Şahsen benim gerek Ankara gerekse de seyahat ettiğim diğer şehirlerde görmeyi en çok arzu ettiğim şeylerin başında ise, çocuk kütüphaneleri gelmekte.
Eğitim başarısı ve kitap okuma
Gelir düzeyi iyi olan aileler çocuklarına bol bol kitap ve eğitim materyali alıyorlar. Ancak, dezavantajlı ailelerden gelen çocuklar, oturdukları mahallenin koşullarına mahkûm oluyorlar.
Okul/eğitim bu eşitsizliği ancak sınırlı bir ölçüde değiştirebiliyor. Çünkü yapılan araştırmalar, çocukların okula başlamadan edindikleri dil düzeyi ile başarıları arasında önemli bir ilişki olduğunu gösteriyor.
Bir başka şekilde ifade edersek, okula başlatılmadan ailesi tarafından evde kitap okunan/okutulan çocuklar, diğer çocuklardan daha başarılı oluyorlar. Bundan dolayı, bazı ülkelerde ailelerin okula başlamamış çocuklarına kitap okumaları için kampanyalar yürütülmektedir.
Fırsat eşitliği açısından bakıldığında, dezavantajlı çocukları okula daha iyi hazırlamanın önemli bir aracı, bu dezavantajlı çocukları kütüphanelerle tanıştırmak. Çocukların kitaplarla tanışması, bulundukları çevresel koşullara mahkûm olmadıklarını gösterme ve zihin dünyalarının alabildiğine gelişmesi açısından oldukça faydalı. Hangi sosyoekonomik arka plandan gelirse gelsin, her yaştan çocuklar kitaplardan faydalanabilir. Yeter ki, çocuklara onların dünyasına hitap eden kaynaklarla buluşma imkânı verilsin.
Ali Dayı
Ankara’da Nenehatun Caddesi No: 57’de çok şirin bir çocuk kütüphanesi var. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı. Çok güzel tasarlanmış. Bahçesi ve oyun alanı var. Çocukların göre tasarlanmış masa, sandalye ve kitaplıklar var. Her şeyden önemlisi, çocuklar için binlerce kitap var. Zaman zaman okuma saati ve çocuklara yönelik başka etkinlikler de yapılıyor. Çalışanları da çocuk dostu. Ankara’daki bütün ebeveynlere ziyaret etmelerini tavsiye ederim.
Bu projeyi hayata geçiren Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkililerine teşekkür ediyorum. Binayı bağışlayan merhum Vali Hamdullah Şükrü Kenanoğlu’na da rahmet diliyorum.
Ankara’da bildiğim tek çocuk kütüphanesi, Ali Dayı. Tek başına Ankara’nın tamamına hizmet etmesi, mümkün değil. Bu kütüphaneye Pursaklar, Sincan veya Eryaman’dan çocukların düzenli olarak gelmesi şüphesiz çok çok zor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı bina envanterinden anlaşıldığı kadarıyla, Türkiye’de 48 çocuk kütüphanesi var. Takdir edersiniz ki, her bir yaş grubunda yaklaşık 1 milyon 250 bin çocuğa sahip Türkiye için bu sayı, alabildiğine yetersiz.
Bu sayının artırılmasının, vatandaşlık bilinci gelişmiş ve hemen her yönüyle daha üretken/”yaratıcı” bir nesil yetiştirme açısından oldukça önemli olduğunu düşünüyorum. Bu konuda, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yanında yerel yönetimlere büyük bir sorumluluk düşüyor. Çünkü yerel yönetimlerin her kesime rahatlıkla ulaşabilecek mekân ve kapasiteleri var.
Yerel yönetimler
Belediyelerin çocuk ve ailelere yönelik çeşitli hizmetleri var. Çeşitli partilere mensup belediye başkanlarının farklı ilçelerde çocuk kütüphaneleri kurduğunu da biliyorum. Yeni belediye başkanlarını ve göreve yeniden başlayanları tebrik ediyorum. Başkanlardan isteğim, çocuk kütüphanelerini yaygınlaştırmaya öncülük etmeleri.
Türkiye’de iyi hizmetlerin, çok hızlı bir şekilde yaygınlaşma potansiyeline sahip olduğunu biliyorum. Bunun çeşitli örnekleri var. Umuyorum, çocuk kütüphaneleri de bunlardan biri olur. Son olarak, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın halk kütüphanelerini de, daha fazla aile ve çocuk dostu kılacak adımlar atması lazım.