FIFA’nin şike ve yasadışı bahisle mücadele için ayırdığı 10 yıllık bütçe 28 milyon dolar. Uluslararası Polis Teşikalı Interpol’un Genel Sekreteri Noble’ye göre şike ve yasadışı bahisten elde edilen yıllık gelir, Coca-Cola şirketinin geliriyle aynı düzeyde. Rakamları bakıp temiz futbol diye birşey olabilir mi siz karar verin...
***
Marsilya’nın durumuna bakınca “futbolun hafızası ne kadar zayıf” diyor insan. 1993’te Fransa Ligi’nde şike yaptıkları belirlendi. Lig,UEFA Süper Kupa ve FIFA Kıtalararası Kupa şampiyonlukları geri alındı, Marsilya küme düştü. Bugün kimse o dönemi hatırlamıyor.
Unutulan bir başka gerçek: O sezon ligi ikinci bitiren Paris St.Germain,”hak etmedik” diye kendilerine verilen şampiyonluk kupasını kabul etmemişti.
***
Şikenin çeşitleri var, klasik şike, hatır şikesi, rakip lehine şike, bahis şikesi... Para futbolun içine bu kadar girmeden önce işler daha çok nüfuzla yürüyordu. İttihad ve Terakki’nin en önemli isimlerinden biri olan Talat Paşa’nın Başkan olduğu dönemde Altınordu, İstanbul Cuma Ligi’nde 2 kere üst üste şampiyon oldu sonra eski gücünü kaybetti.
Yalçın Doğan, Fenerbahçe Cumhuriyeti kitabında taraftar olan siyasilerin, üst düzey askerlerin kulübe sağladıkları katkıları anlatır.
Sadece biz de değil bu hastalık, Franco döneminde de İspanya’nın en kayırılan kulübü Real Madrid olmuştu...
***
Bir kulübün adının şikeyle birlikte anılması kötüdür. Ama koca bir camianın gücünü, kendi hatalarını örtmek için kullanmaya çalışanların hala inanan ve dinleyici bulabiliyor olması, şike iddiaları kadar düşündürücüdür.
Spor yorumcularının Başkan’ın sözcüsü, muhabirlerin kulüplerin hoparlörü gibi olduğu bir sistemde temiz futbol konuşulamaz. Bugün konuştuklarımız da halının altından taşan pisliğin ne olacağıdır. Bu kafayla halının altı hep pis kalır...