Darbenin arkasında Amerika mı var? Cevabını herkesin ve bu arada Amerikalıların da çok iyi bildiği bu soruyu gündeme getirmemin (elbette) anlaşılabilir bir nedeni var.
Bugüne kadar ülkemizde (ve Atlantik etkisindeki sair ülkelerde) gerçekleştirilen darbelerin arkasında Amerika hep var oldu.
Bu durum, Amerikan (devlet ve istihbarat) yetkilileri tarafından da yalanlanmıyor. Hatta Amerika’nın darbelerdeki belirleyici rolü, her zaman “övünç nedeni” sayılmıştır. (“Soğuk savaş dönemi” liderlerinin ve istihbarat yetkililerinin açıklamalarına/itiraflarına bakabilirsiniz. İnternet mecralarında yapacağınız basit bir tarama bile, önünüze binlerce “tanıklık” getirecektir.)
Bu cümleden olarak, “15 Temmuz girişiminin arkasında müttefikimiz Amerika var” yargısı, haksızlık olarak görülmemeli.
En azından şunu söyleyebilirsiniz:
Darbe girişimi (bütün dünyayı dinleme ve izleme kapasitesine sahip tek ülke) Amerika tarafından biliniyordu. Buna “hayır” derseniz, hem Amerika’ya haksızlık yapmış, hem de zekâmızla alay etmiş olursunuz.
Böyle bir darbe biliniyordu... Amerika Dışişleri Bakanı John Kery’nin darbe girişimi öncesinde ve sonrasında yaptığı açıklamaları izlerseniz, bunu daha net görürsünüz. Birbirini hem nakzeden, hem tamamlayan bu iki açıklama, Kery’nin bir “bilgi”ye dayalı olarak konuştuğunu gösteriyordu
Hayır, “İncirlik” bahsine hiç girmiyorum.
İncirlik üssündeki yaşanan rezillikler, hem Amerika’nın darbe girişiminden haberdar olduğunu, hem de “yancı” ve “dolaylı aktör” olarak darbenin içinde yer aldığını ele veriyordu.
İkmal uçakları İncirlik üssünden havalanacak, Amerika bundan haberdar olmayacak, öyle mi?
İncirlik üssünde görevli Tuğgeneral (darbe girişimi öncesinde) birtakım yerli ve yabancı ziyaretçiler ağırlayacak, o ziyaretçilerle gizli toplantılar düzenleyecek (o toplantıların “kayıt dışı” olduğunu artık biliyoruz, bunu Genelkurmay Başkanlığı da açıkladı), Amerika bundan haberdar olmayacak, öyle mi?
Uzatabiliriz...
Darbe lideri (ve “Yurtta Sulh Komitesi” Başkanı) Fetullah Gülen’in CIA icazetiyle Amerika’da “tutulduğu” ve operasyonel amaçlar için “kullanıldığı” bilgisi bile yetiyor, Amerika’nın darbe girişimindeki rolünü açıklamaya.
Bu bilgiler kesmediyse, Wikileaks’in kurucu Julian Assange’ın açıklamalarına bakabilirsiniz. Detaya girmeyeceğim. Yer sorunum bulunduğu için Assange’ın açıklamalarını aktaramıyorum. İnternetten bulup okuyabilirsiniz.
Bu kadar bilgiyi niçin sıraladım?
Şundan:
TBMM Dışişleri Komisyonu’nda görevli üç değerli parlamenter, bundan bir süre önce (“Gülen’in iadesi” konusunda kulis yapmak üzere) Amerika’daydı.
Komisyon üyeleri, “faaliyetleri” çerçevesinde basının karşısına çıktılar, Amerikalı gazetecilerin sorularını cevapladılar.
CHP’li üye (İstanbul milletvekili Oğuz Kaan Salıcı), darbe girişiminin arkasında Amerika’nın olduğuna ilişkin Türk kamuoyunda güçlü bir inanış bulunduğunu, Fetullah Gülen’in Amerika’da tutulmasının da bu inancı “kuvvetlendirdiğini” söyledi.
MHP’li üye de (Erzurum milletvekili Kamil Aydın) benzer sözcüklerle olmasa da, aynı şeyleri tekrarladı.
Komisyon Başkanı AK Parti Malatya milletvekili Taha Özhan ise (nedense) ironi yapmayı tercih etti: “Hayır, darbe girişiminin arkasında Amerika’nın olduğuna inanmıyorum. Kesinlikle.”
Haberi, Hürriyet gazetesinde okudum. Farklı ve eksik aktarmışlardır düşüncesiyle (Özhan’ın yaptığı ironiyi görürüm niyetiyle) diğer mecralara baktım. Evet, aynen böyle demiş: “Hayır, darbe girişiminin arkasında Amerika’nın olduğuna inanmıyorum. Kesinlikle.”
İroninin, Amerikalı gazeteciler tarafından algılanıp algılanmadığını bilmiyorum. Görüntüleri izledim. Algılanmamış olduğu kanaatine vardım. (İroninin öncesinde ve sonrasında söylediği şeyler rahatsız edici değil, hakkını teslim etmek lazım... Ama ironi olmamış.)
Kaldı ki, ironi yapmış olduğunu Taha Özhan’ın beyanından anlıyoruz. “İroni yaptım, başka taraflara çekildi. Bir fasık haber getirdiğinde...” demese, birçoğumuz anlamayacağız.
Burada “fasık” kim (hangi yayın organı) bilmiyoruz ama bence gereksiz bir “espri girişimi” olmuş... Ve de çok yanlış!
Fetullahçı çeteye karşı tavrını bildiğimiz ve takdir ettiğimiz Taha Özhan’dan daha “dikkatli”, daha “özenli” davranmasını beklemek, bir ağabeyi ve dostu olarak hakkımdır diye düşünüyorum. Yanlış mı düşünüyorum?
Mizah duygusu gelişmemiş insanlara espri yapmamalı.
En azından yerini ve zamanını kollamalı!