Sayın Hüsamettin Cindoruk'u çoğu kişi eski TBMM başkanlarımızdan birisi olarak hatırlar. Oysa biz onu 28 Şubat'tan tanıyoruz. Onun gerçek şahsiyetini, kimliğini, işlevini, bir zamanlar başkanı olduğu ‘şemsiye partisi’ ihtiva eder. 28 Şubat'ta, Demirel darbesiyle alelacele kurdurulan Demokrat Türkiye Partisi, yangından mal kaçırma hıncıyla o kadar doludur ki, halk nereden geldiğini bilemediği bu partiye ‘şemsiye partisi’ der...
Hatırlayalım: Milletin tertemiz oylarıyla seçilmiş ve hükümet kurmuş RP-DYP koalisyonunu dağıtmak için zamanın cumhurbaşkanı Demirel, düğmeye basmıştır. Acilen yeni bir parti kurulacak, DYP'den ayartılacak vekiller bu partiye geçecek, legal hükümetin DYP kanadı çökertilecekti. Fakat bu karar öyle ani alınmıştı ki, yeni kurulacak partinin amblemi bile düşünülememişti, trajikomik bir şekilde, zavallı uyduruk bir şemsiye ile amblem hazırlandı, satılık vekiller Çiller'i bırakıp, DTP'ye geçtiler. Ardından neler olduğunu biliyorsunuz. ANAP, DSP ve seçimlere dahi girmemiş DTP birleştiler, darbeyle devrilen Refahyol'un yerine geçtiler... İnsan bir an olsun haya eder! Seçime bile girmemişsin, iktidara getirmişler seni...
Şimdi yeniden ortaya çıkmış. Diyor ki; “Bu seçim, cumhuriyetin kurucu rejimi olan parlamenter sistemin, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden intikamı olacaktır, üç büyük şehirde de AKP kaybedecektir”... Dikkat buyurunuz, seçimler için koca demokratın kullandığı-kullanabildiği yegane kelime ‘intikam’dır. Ve bu adam demokrat öyle mi...
***
28 Şubat'ın şemsiye partisi, 31 Mart öncesi yeniden ortaya çıkıp konuşuyorsa, onu konuşturanların bir bildiği var demektir. Yoksa bir yerlerde yeni bir hülle partisi mi kuruluyor diye geliyor aklına insanın... Çünkü Cindoruk, düğmesine basıldığında konuşan ve her konuştuğunda da asla demokrasiden yana olmayan, darbecilerin payandası olmuş, demokrasi çelmecisinin tekidir!
***
Şimdi, “Niye beka meselesi haline getiriyorsunuz canım, yerel seçimdir bu” diyenlere cevap mahiyetindedir şu dillendirilen ‘intikam’ mevzu.
2012 MİT krizinden bu yana, hükümet her yol denenerek düşürülmeye çalışıldı. 2012'den bu yana girdiğimiz hiçbir seçim, normal şartlar altında girilmiş seçimler değildi. Hepsi de genel seçim havasında geçti. Siyaseti darbeyle devirmek isteyenlerle, darbeye göğüs gerenler arasında geçti. Muhalefet, söylemini hiçbir zaman hizmet manifestosu mahiyetinde okumadı. Tam aksine, AK Parti karşıtlığı üzerinden birleşen muhalefet için seçimler; ‘olmak ya da olmamak’ kıvamındaydı. Bu seçimde de öyle davranıyorlar.
AK Parti 2002'den beri girdiği her seçimi kazandı. CHP ise 2002'den beri girdiği hiçbir seçimi kazanamadı. Bu uzun tekrarlanmış başarısızlık da muhalefet nezdinde gerilimi arttırıyor. Ama bu gerilim ne kadar artarsa artsın, kimse çıkıp da ‘intikam’ kelimesini kullanamaz.
Cindoruk'un sarf ettiği ‘intikam’, siyasetsizlik anlamındadır. Darbe anlamındadır. Çullanma anlamındadır. Çok açık tehdittir.
AK Parti'ye oy verenler bunun anlamını gayet iyi bildikleri için, birbirlerine daha fazla kenetleniyorlar. Olacağı bu!