Temmuz ayından bu yana tırmanışa geçen Türkiye tarihinin en büyük ve en kapsamlı terör dalgasının, son tahlilde, bir tek hedefi var. Anadolu insanının sınıfsal ve sosyolojik dönüşüm projesinin ve mazlum coğrafyaların ayağa kalkışının sembolü olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hedefte.
Hedef olmasının nedeni de basit aslında. Yüzünü mazluma döndü, insana döndü... Dünyanın kanını emen kapitalist sisteme ve onun acımasız değerlerine karşı insandan yana, mazlumdan yana bir cephe açtı Cumhurbaşkanı Erdoğan... Küresel dengesizliklere itiraz etti. İtiraz etmekle kalmadı, alternatif adımlar attı. “Alt tabaka” kavramını yerle bir etti. Sosyal devlet ilkesini, Batılı ülkelerde olduğu gibi, kapitalist sisteme soluk borusu olsun diye değil, insan için hayata geçirdi.
Ulusal gibi görünen, uluslararası sponsorların desteklediği projeler ve sosyal mühendislik çalışmalarıyla adım adım ilerleyen girişimlerle Türkiye’nin ve liderinin hareket alanı daraltılmaya, nefes boruları kesilmeye çalışılıyor.
Resmi toplantıların kulislerinde, kahve molalarında Türkiye Cumhuriyeti yaka kartlı görevlilerin, yabancı muhataplarına fısıldadıklarına ise girmiyorum bile.
Yabancı basındaki algı operasyonlarına bakıldığı zaman, çoğunluğu içerideki temsilcileri kaynaklı, Türk kimliği taşıyan “İrlandalılar” imzalı iftiralar, etiketleme çabaları birbirini izliyor.
Yakın coğrafyamızdaki ülkeler arası ilişkiler toz duman. İttifaklar her an değişiyor. Satranç hamleleri gibi, öne sürülen piyonlar, kurulan oyunlar, veziri korumak için harcanan fil gibi türlü türlü hamle sözkonusu Türkiye’nin yakın coğrafyasında.
İsrail, İran, Avrupa Birliği ama en çok da ABD... Bu cephelerde önemli gelişmeler yaşanıyor. Uluslararası sponsorlarına güvenen “yerli”leri uyaralım bu noktada. O çok kolladıkları çıkarları için kar ve zarar hesaplarını iyi yapsınlar. Değişen dengelerle her an oyun tersine dönebilir. Şer planlarının kurbanı bizzat kendileri de olabilir.
Coğrafya ameliyat masasına yatırılmaya çalışılıyor. Başkanlık sistemini ve yeni anayasayı tartışan, kendi sorunlarını kendi dinamikleriyle çözme kapasitesine ve potansiyeline sahip bir Türkiye’yi ve doğal liderini yıpratma, devirme projesi yürürlüğe konmaya çalışılıyor.
Gücünü memleketin toprağından ve o toprağa bereket veren Allah’tan alan lider, Erdoğan, Anadolu’nun ta kendisidir.
Ülkenin tüm bileşenlerinin tarihi boyunduruklarından kurtulmalarını sağlamış olan bir lidere, “otoriter” yaftasını yapıştırmaya çalışmak, tarih okumayı bırakın, gözünün önündeki tabloyu görmemekte ısrar anlamına geliyor.
Anadolu’nun da simgesi olan koca çınar ağacını devireceğini sanan ayrık otları...
Üzerinizdeki yabancı marka aşılar da bir işe yaramayacak ..
Bir rüzgarlık işiniz var, farkında değilsiniz!