Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’ndeki sıkıntılı günlerini atlatabilmek için kendi ligimizin sıralamadaki yerini zirvede tutma adına Kayseri maçını kazanmak zorundaydı. Galatasaray seyircisini kutlamak istiyorum. Küsmemiş, darılmamış, Arena’yı doldurmuş ve takımlarına tam destekle inançlarını ortaya koymuş. Daha maçın başında Umut’un kafa golüyle öne geçerken Hamit’in de burada Umut’a aktardığı gol pasını gözardı etmem. Hamit’i bu pozisyondan sonra da hala beklediğim tanıdığım Hamit’i göremedim. Top kayıpları fazla, saha içi verileri artılarda değil, eksinin altında.
Galatasaray’ın Umut’la kazandığı golün hemen ardından Kayserispor adına Bobo’nun gole giden yolda ağır aksak hareketlenmesi olası Kayseri golünden mahrum bıraktı. Hemen sonrasında ise Engin, kale dibinden ikinci Kayseri golünü kaçıran oldu. Bir duran toptan Galatasaray, Cris’in kafa golü de gelince rahatlayan oldu. Kayserispor’un değişen teknik direktörünün ligimizde bazı futbolcuları tanıma şansı henüz olabilecek iş değil. Ama Süleyman Hurma’nın Galatasaray’da Selçuk’un hangi pozisyonlarda nasıl paslar atabileceğini göstermesi gerekirdi. Selçuk-Burak ikilisi, onların birlikteliği genelde golle sonuçlanır. Bu maçta da aynen böyle oldu. 3. Galatasaray golünde Selçuk, Kayseri savunmasının göbeğine sarkıttığı gol pasına iyi hareketlenen Burak, golü attı. Ben Kayseri’nin yeni direktörünü sorgulamam ama bunları anlatmayan Süleyman Hurma’yı sorgularım. Yekta’yı çok beğendim. Çok önemsenen Melo’nun sakatlığının yerine oynayan ama Melo’dan çok çok daha iyi performans sergileyen Yekta’nın bir-iki hatanın dışında mükemmele yakın, oyundan hiç kopmayan iyi bir takım oyuncusu olarak öne çıktı. Onu alkışlamak isterim. Galatasaray’ın savunmasında Dany bireysel risklerinden arınmazsa eğer bu aynı görüntüsüyle daha sonraki maçlarda takımı adına büyük sıkıntı yaratan adam olur.
Kayserispor takım olarak geçtiğimiz yılların yakınından uzağından geçmiyor. Bütün takım birbirleriyle alakası olmadan tanınmaz bir şekilde oynuyor. Kayserispor bu oyun tarzıyla şu anki görünümüyle, dibe vurmuş olan görünümü, yanlışların ötesinde beklenmeyen bir takım profilisini çiziyor. Üzülmüyorum desem yalan söylerim. Onların en büyük özelliği geçtiğimiz senelerde hem evinde hem deplasmanda rakip tanımadan, iyi futbolla skora gidenlerdi. Ama şimdiki Kayseri’nin geçmişle yakından uzaktan alakası yok.