Ligin ilk yarısındaki görüntüsüyle “Gitti gidiyor” diye bakılan Rize Çalkur, ikinci yarının en başarılı takımlarından biri oldu. Maça da, bu başarısını dosta-düşmana kabul ettirmek isteyen bir kararlılıkla çıktı. Sadece kararlılıkla kalmadı, baskıyla da başladı. Maçın ilk dakikalarında, arka arkaya yakaladığı fırsatlarla; açık bir tehdit unsuru olduğunu gösterdi. Oysa Beşiktaş, rakibinin üzerine gittiği daha ilk pozisyonunda; Vida ile golünü buldu. Çok geçmeden de ikiledi, Rize’nin havası ve karizması bir anda çizildi.
***
Ljajiç’in, top havadayken tam yarım daire çizen inanılmaz kavisli şutu; görkemli bir gol ortaya çıkardı. Ligin ikinci yarısının en az gol yiyen takımlarından biri olan Rize, henüz ilk 15 dakika içinde, kalesinde iki gol gördü. İronik bir durumdu!
Fakat Rize; coşkulu başlayışının moral bozucu şekilde son bulmasından, olumsuz etkilenmiş gibi görünmüyordu. Bildik tavrını sürdürdü. Oyuna küsmeden, Beşiktaş’ın üzerine gene yüklendi... Bu tavır; oyunun heyecan, tempo, kalite ve izlenirlik kazanmasına katkı sundu. Maç güzelleşti.
***
Tamam, herşey güzeldi de; evsahibi takımın sadece baskı kurmayı düşünen ve Beşiktaş’a karşı ciddi tedbir almayı boşlayan tavrı, yediği gollerin temel nedeniydi.
Rize’nin sadece gol atmaya kodlanmış ve odaklanmış çılgın hali, hiç dinmedi. Israrları, devre biterken nihayet golü getirdi. Maç bir anda çetrefilleşti.
Ama Beşiktaş, zaman zaman başının derde gireceği korkusunu yaşasa da; her koşulda soğukkanlı kalmayı başardı. Rize’nin baskısından yılmadı. Akıllı oynadı. Paniklese, başı büyük derde girerdi. Soğukkanlılığı farka götürdü. Ekstrem ve çılgın bir maç oldu.