Bugün iki adayın katılacağı TV programı, adayların öne çıkması bakımından önemli.
31 Mart öncesi adaylardan ziyade ittifaklar ve beka meselesi öne çıkmış ve muhalefetin CHP adayı üzerinde birleşmeleri sonunda iki adayın oyları da birbirine çok yakın çıkmıştı.
Aslında partiler bazında değerlendirildiğinde AK Parti 2014 seçimlerine göre oyunu artırmıştı. 2014’de aldığı %47’lik oy oranını 31 Mart’ta % 49’a çıkarmıştır.
CHP adayının aldığı oyların tamamının CHP’ye ait olmadığını yazmaya bile gerek yok. Türkiye genelinde ittifaka rağmen aldığı oy %30’u geçemedi!
Bunu bir kenara yazalım.
***
İki aday arasında TV programı yapılması bile siyasi propagandaya yeni bir boyut kazandıracak gelişmedir.
Şu artık kesinleşti ki (birkaç büyük miting hariç), günlük mitingler seçmeni eskisi kadar etkilemiyor. Eskiden etkindi, çünkü iletişim bu kadar gelişmemişti. Artık kimin ne dediği ne yaptığı saniyeler içinde kamuoyuna yansıyor.
Batıda seçim propagandası büyük oranda medya üzerinden yapılıyordu/yapılıyor.
Bizde ise her gün yapılan mitingler, toplantılar, bayraklar, afişler, anonslar tam bir görüntü ve ses kirliliği yaşatıyordu.
31 Mart öncesi AK Parti görüntü ve ses kirliliğine meydan vermeyecek bir propaganda yöntemini tercih ederek bence çok önemli bir ilerleme kaydedilmesine öncü oldu.
***
Artık basın ve sosyal medya üzerinden yapılan seçim propagandası, mitinglerin ve toplantıların önüne geçti. Özellikle yeni oy kullanmaya başlayan neslin iletişim araçları ve sosyal medya ile kurdukları bağ ortadadır. Herkesin elindeki akıllı telefonlar aracılığı ile oturduğu hatta yattığı yerdenher türlü bilgiye anında ulaşabiliyor oluşu bu etkiyi arttırmıştır.
Medyayı özellikle sosyal medyayı iyi kullananlar seçmeni etkileme, en azından kendi seçmenini kaptırmama imkanına sahipler. Dolayısıyla bence bugün yapılacak olan TV programının en önemli tarafı medyanın önemini pekiştirmesidir.
***
Bu program dengeleri değiştirir mi?
Seçmen kime oy vereceğini bu güne kadar belirlemiştir.CHP adayını destekleyen seçmenlerin bu programın etkisiyle AK Parti adayına oy vereceğini zannetmiyorum.
AK Parti adayına oy vermeyi kararlaştırmış seçmenin durumu da değişmeyecektir.
Belki daha önce ittifak sebebiyle bir tarafa oy veren veya kararsız kimi seçmen bu seçimde kararını değiştirebilir.
İşte bu noktada AK Parti adayının daha şanslı olduğunu söyleyebiliriz.
***
Çünkü medyanın/sosyal medyanın parlattığı CHP adayının cilaları dökülmeye başlamıştır. Moderatör gerçekten objektif davranır ve kamuoyunun merak ettiği soruları sorarsaCHP adayının şişirilmiş bir balon olduğu anlaşılabilir ve kararsız seçmeni etkileyebilir!
Mesela valiye yaptığı hakareti sorması bile ayaküstü yalan söyleyebilen CHP adayını panikletecektir.
Mesela (dün Mehmet Metiner bey yayınladı) CHP adayının Beylikdüzü’nde 2014’de vaat ettiği 37 projeden neden sadece ikisini gerçekleştirdiğini sorması bile cilaların iyice dökülmesini sağlayacaktır.
***
Seçmen, adayları ideolojik ön yargılardan uzak bir şekilde değerlendirmiş olsa AK Parti adayının açık ara seçimi önde bitireceği konusunda kimsenin şüphesi yok.
Ama ideolojik önyargılar ve körüklenen AK Parti nefreti öne çıkar da es kaza sevgi pıtırcığı gibi takdim edilen CHP adayı seçilirse üzerindeki cilaların kısa sürede döküldüğü görülecek ve İstanbul’a yazık olacaktır.
Koltuğa oturduğu gün grup başkanvekillerinin kapı kilitlerini kırdıran, üçüncü gün veri tabanını kopyalatmaya çalışan, hoşlanmadığı tepkiler karşısında agresifleşen, hakaret etmekten çekinmeyen, 37 vaatten sadece ikisini gerçekleştirebilen, ayaküstü yalan söyleyen ve PKK/FETÖ’nün açıkça desteklediği zattan hayır gelmeyeceği açıktır.
Tabii ki karar seçmenin.
Keşke oyların tamamının yeniden sayılması CHP tarafından engellenmeseydi de seçim yenilenmeseydi!
Hem kimin kazandığı belli olacak hem de ikinci bir seçime ihtiyaç kalmayacaktı!