AİHM Kararı üzerinden bir kampanya başlatıldı.. Birbirine hiç benzemeyen partiler, yapılar vesaire Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması gerektiğini dillendiriyor.. Hatta AİHM kararından da önce arka arkaya açıklamalar yaparak Demirtaş’ın cezaevinde olmaması gerektiğini dillendiriyordu bu çevreler.. Babacan, Davutoğlu, Akşener.. Hepsi. Demirtaş’ı bir anlatıyorlar ki sanırsın bir özgürlük savaşçısı bir halk kahramanından söz ediyoruz.. Peki tamam da bu insanlar, Demirtaş dosyasını ne kadar biliyorlar acaba?.. Sokaklarda “Demirtaş’a özgürlük” diye bağıranlar ne kadar biliyor..
***
Selahattin Demirtaş Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının ilgili soruşturma dosyası kapsamında, Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliğinin kararı ile 6-8 Ekim olayları yani Kobanî Provokasyonundan tutuklu..
Demirtaş’ın suçlandığı maddeler;
- Devletin Birliğini ve Ülke Bütünlüğünü Bozmak (TCK 302),
- Nitelikli Kasten Adam Öldürme (TCK 82),
- Kasten Adam Öldürmeye Teşebbüs (TCK 82,35),
- “Yağma (TCK 149)”,
- Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma (TCK 309) ..
***
Değerli dostlar, ülkemiz 1987 yılından itibaren Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine taraf.. AİHM'in yargılama yetkisi de 1990 yılından itibaren kendi hukukumuzda kabul edilmiştir. Fakat, AİHM bir temyiz merci veya mahkemesi olmadığı için ulusal mahkemelerin kararlarını ortadan kaldıracak veya mahkemelerin yerine geçecek şekilde karar vermez. AİHM kararları yargılama mercileri tarafından incelenir ve gereği yargılama faaliyeti kapsamında takdir edilir. AİHM kararları ulusal mahkemelerin ara karar ve kesin kararlarını, hak ihlali boyutuyla inceleyen kararlardır.. Dolayısıyla bozma ya da ortadan kaldırma gibi bir niteliği yoktur.
***
Şimdi, Türkiye, demokratik bir hukuk devleti ise, yargılama süreci bağımsız Türk mahkemelerinin uhdesinde ve takdirindedir.
***
İşin egemenlik kısmı böyle… Gelin bir de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Dairesi’nin Selahattin Demirtaş konusunda verdiği kararın hukuki detayına bakalım.. Söz konusu karar önümde duruyor.. Bu kararda Demirtaş’ın derhal serbest bırakılması gerektiğine hükmedilmiş. Kararda, tutukluluk halinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin beş maddesini (10. maddedeki ifade özgürlüğü, 5/1. ve 5/3. Maddelerindeki özgürlük ve güvenlik hakkı, 5/4. maddesindeki tutuklamanın gerekçeye dayanması ve makul sürede yargılanma hakkı, 3/1. maddedeki seçme ve seçilme hakkı) ihlal ettiği söylenmiş..
Bu şartlarda; AİHM, Demirtaş'ın tutukluluk haline karşı bir ihlal olduğuna karar vermiş durumda. Suçsuz olup olmaması ile ilgili bir karar vermemiş yani. Suçlu olup olmadığı yönündeki nihai karar da henüz verilmedi. Yargılamayı da bağımsız Türk mahkemeleri yapacak.. AİHM, dosyada tutukluluk ile ilgili ihlal var diyebilir, demiş de zaten.. Ancak bu kararın da değerlendirileceği nihai yer yine bağımsız Türk mahkemeleridir. Dolayısıyla çok açık ki; Demirtaş’ın suçlu mu suçsuz mu olduğunun karar merci kesin bir şekilde bağımsız Türk mahkemeleridir. Hukukun dışına çıkan tüm siyasal aktörler söylemlerinden ve eylemlerinden sorumludur. Selahattin Demirtaş’ın, Kürt vatandaşlarımızın sokağa dökülmesine ve 52 kişinin hayatını kaybetmesine yol açtığı o çağrıyı hatırlayın.. Yasin Börü’yü hatırlayın.Dahası, Demirtaş, söylemlerinde arkasında PKK’nın, PYD’nin ve YPG’nin olduğunu da söylüyor.. Bu örgütler terör örgütü değil mi?..
***
Netice itibariyle şunu kimse aklından çıkarmasın.. Adli suç unsuru bulunduran her eylem sonucunda ilgili eylemin faili soruşturulur, kovuşturulur, gerekli görülürse de cezalandırılır. Unutulmamalı ki, Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir ve yargı organı yasama ve yürütmeden tamamen bağımsızdır. Herhangi birinin cezalandırılması ya da cezasının sona ermesi siyasi kişilerin değil hukukun ve bağımsız yargıçların tekelindedir. Günün birinde Demirtaş cezaevinden çıkacaksa da buna karar verecek olan bellidir yani..