Uyarılar daha önce dolaylı yollardan yapıldı... Ancak Washington risk görmüş olacak ki, iki taşın arası en yüksek makamdan bizzat uyarı geldi: Başkan Obama, İngiltere Başbakanı Cameron’a -AB’den çıkmayın- dedi.
Geçen hafta Obama-Cameron, Cezayir’deki rehine eylemini telefonda konuştular. O arada Beyaz Saray açıklamasına göre Cameron konuyu açmış: İngiltere-AB ilişkilerine ve bu konuda yapacağı konuşmaya değinmiş (Aslında burada bir diplomatik nezaket var. Obama’nın -Şimdi Cezayir falan tamam da... Sizin bu AB’den çıkma işi nedir? Nereden çıktı bu?- demesi hoş kaçmazdı, ‘içişlerine müdahale’ sayılırdı... -Cameron konuyu açtı- diye açıklanıyor).
Cameron -konuyu açıp- topu havalandırınca, Obama da voleyi vurmuş: “ABD olarak, güçlü bir İngiltere’nin, güçlü bir AB içinde yer almasına büyük değer veriyoruz.” Türkçesi: AB’den çıkmaya falan kalkmayın, icat çıkarmayın- demek.
Önceki hafta bildirmiştik: ABD Dışişleri yetkilisi de alışılmadık biçimde Londra’da medyacıları toplayıp -Birleşik ve dışa dönük bir AB arzuluyoruz, bunun içinde İngiltere de olmalı- demişti. Orada da mesajın Türkçesi -AB’den koparsanız, bizim için de değeriniz azalır- şeklindeydi.
Ve o uyarı İngiltere’yi çokça dalgalandırdı... Obama’nın uyarısı da dalga yaptı.
Cameron, Cezayir olayıyla zaman kazandı. Meşhur AB konuşmasını bu hafta yapacak ve bu arada Cezayir-Mali olayıyla dikkatleri AB’den uzaklaştıracak bir konu başlığı buldu: Cihadist Tehlike- diye dramatik demeçler vererek, Fransa’dan aşağı kalmamaya çalışıyor.
İngiltere’nin sorunu, ekonomik. İngiltere ekonomisinin köklü sorunları var, bunları AB’ye bahane buluyorlar. AB karşıtlarının ‘Brüksel bizi temsil edemez’ iddiası böyle bir bahane. Mesela, G-7’yi özlüyorlar... G-7, G-20 oldu. G-20’de de Türkiye var. Yani İngiltere’de AB’den ayrılalım diyenlerin derdi, eski dünyada imparatorculuk oynamak. Ne öyle bir dünya var, ne de öyle bir ekonomi... Ve de Obama dahil aklı başında olanlar İngiltere’ye bir hiç uğruna ayağına ateş etmemesini söylüyorlar... Cameron da biliyor ki, AB’den çıkarsa daha zarara girecek.
Aslında bu haftaki konuşmasında -Ben kalmak isterim, ama AB de kendini biraz düzeltsin, reform yapsın. Düzeltmezse çıkarız- diyecek, zaman kazanacak. AB’nin kendini düzeltmesi, reform vs, bir kamyon iş. Almanya’da eylül seçimi var, sonra Euro krizi fırsat verirse... İngiltere’de 2015’te seçim vs vs. Yani AB’yi reform işi çıkmaz ayın son çarşambası. Almanya seçimini Merkel -Sosyal Demokrat koalisyonuna vermeye başladılar ki, tam şenlik olur. Yani Londra şimdilik gürültü yapıyor. Ve kendisine -onurlu çıkış kapısı- da aralık bırakıldı: Çok ısrar ettiler... Bizzat Obama da rica etti, kaldık- demesi için!
Üstelik piyasa diyor ki: Euro krizi başlayınca sterlin ve İngiliz tahvilleri güvenli liman olmuştu, para buraya park edilmişti. Böyle -AB’den çıkarız- dendikçe sterlin değer kaybeder, güvenli para konumundan uzaklaşır... Belki sterlinin şu sıra değer kaybetmesi, rekabetçi kur- hesabından Londra’nın işine gelir, ama tahviller de satılmaya başlarsa, faiz yükselir ve hoş olmaz.
Ve bu arada -AB’den çıkalım- diyenler ‘Türkiye AB’ye girerse serbest dolaşım kazanır, Türkler İngiltere’ye doluşur’ diye bir balon bulmuşlar, onu da dolaştırıyorlar. Bu söylem, resmi Londra söylemi değil. Bizce Londra asıl Brüksel’e -Biz kalıyoruz, ve Türkiye’nin de AB’ye girmesini istiyoruz... Türkiye girmezse, biz de çıkarız- derse, ciddiye alınacak. Çünkü şu an pek ciddiye alınmıyor.
twitter.com/selimatalayny