Kupa maçları için hep söylüyoruz; özellikle büyük takımlar için ligde az oynamış ya da sakatlıktan yeni çıkmış, veya hiç yer bulamamış oyuncuların son durumunu görmek için ideal mücadeleler. Elazığspor, TFF 1.Lig’de mütevazi bir takım. Bayram Bektaş Hoca haklı olarak ikinci bölgede Galatasaray’ı karşılayıp, kontraataklarla gol bulmayı düşündü. Galatasaray’da ise kaleci Cenk, Cavanda, Semih, Chedjou, Josue ve Hamit’in son durumlarını gördük. Hamit beni hayal kırıklığına uğrattı. Artık futbolu bırakmalı. Chedjou’da konsantrasyon yerlerde, lakayıt bir tavırda. Josue hala etkisiz, 11’de oynaması zor.
Galatasaray’da yine sonuca etki edecek efektif pas sorunu devam ediyor. Yine söylüyorum, Galatasaray bu pas yapma arzusunu özellikle Carole bile orta yapacağı yerde geriye dönüp pas vermeyi tercih etmesi neyin kafasıdır?
Eren yine iyi koşular yapsa da istediği toplar ne yazıkki gelmedi. Kafa hakimiyeti olan bir santrforunuz var ve onu kullanamıyorsunuz. İlk yarıda Sinan’ın karşı karşıya pozisyonu var, Eren’e çıkarmaması yanlış. Kaleci Çağlar bu pozisyonu önledi. 30. dakikadan sonra Galatasaray’ın Josue, Hamit ve Yasin’le şut denemeleri kaleci Çağlar’da eridi. Josue ve Cavanda gazozuna maç havasındaydılar. 41’de Carole, Selçuk’a “al da at” diye verdiği pası iyi takip edip ilk profesyonel golünü attı.
Elazığspor ikinci yarıda öne çıkarak başladı. Riekerink’in Podolski, De Jong ve Bruma’yı oyuna alması da Galatasaray’ı kıpırdatmadı. Oyun disiplininden kopulması, Yasin ve Sinan’ın beklere yardım etmemesi disiplinli oynayan Elazığ’a üç net fırsat getirdi. Bunları kullanamayan Gakkoşlar, 90+3’te Chedjou’nun sebebiyet verdiği penaltıyı Murat’la gole çevirip hakettiği puanı almayı başardı. Aslan ise ciddiyetsizliğin bedelini ağır ödedi.