İspanya’nın Cordoba şehri mayıs ayında bir başka güzel. Kent yüzyıllardır düzenlenen festivallerle renk cümbüşüne dönüyor. En ilginci Avlu Festivali. Evlerin zarif ve şık dekore edilmiş avluları bir haftalığına ziyarete açılıyor.
İnsanın kendini en iyi hissettiği yer neresidir? Evi elbet. Hepimiz evimizi bizi rahat ettirecek şekilde, olmasını istediğimiz tarz ve renkte döşeriz. Çünkü evi, kişinin hükümdarlığını ilan ettiği yerdir. Kimilerimiz evin içiyle yetinmez; pencere önlerini, balkon ve bahçeleri de çiçeklerle doldururuz. Bu renk cümbüşünde kendimizi daha iyi hissederiz. Hele de baharın geldiği şu günlerde şehrin göbeğinde yaşıyor olsak da doğanın zerafeti çiçeklerin varlığıyla yaşama daha bir sıkı tutunuruz. Ben de bu hafta çiçeksever okurlarımıza bir armağan vermek, onları özel bir yere, Adana’nın kardeş şehri Cordoba’ya (Arapça adıyla Kurtuba) götürmek istedim.
17 ASIRDIR DÜZENLENİYOR
Özellikle mayıs, Cordobalılar için etkinliklerle dolu bir ay. Bu yıl 1-5 Mayıs’ta Cruces de Mayo, 8-19 Mayıs’ta Fiesta de los Patios, 25 Mayıs-1 Haziran günleri arasında ise Cordoba Feria düzenlenecek. Kent, ay boyunca pek çok misafir ağırlayacak.
Cordoba’nın mayıs ayı etkinliklerinden ilki olan Cruces de Mayo, yani Mayıs Haçları günü. Latin Amerika ülkelerinde de kutlanıyor ancak Cordoba bu festivalin ana merkezlerinden. Hıristiyan dünyası için önemli olan festivalin geçmişi 4’üncü yüzyıla dayanıyor. Hikayesi uzun ancak kökeninde hastaları iyi eden, mucizeler yaratan bir haç var. Dört gün süren festivalde dernek ve mahalle gruplarının katıldığı bir yarışma da yapılıyor ancak ilk günün ana etkinliği La Batalla de las Flores (Çiçek Muharebesi) adı verilen geçit töreni. Geleneksel giysileri içinde Roman kadınlar, çiçeklerle süslenmiş otomobiller, flamenko gösterileri, tiyatro ve müzikle dolu olan gün baharın en eğlenceli dönemlerinden sayılıyor. Festivalin ana aktivitelerinden olan “En İyi Dekore Edilmiş Haç Yarışması” 1953 yılından beri düzenleniyorsa da bu, Cordoba’da, 200 yıldır devam eden bir gelenek. Eski dönemlerde bekarların tanışma bahanelerinden biriymiş yarışma günleri. Şarkılar söylenip danslar edilirken aşklar da filizlenirmiş. Artık gençlerin tanışmak için bu özel günlere ihtiyacı yok ancak festival zamanı geldiğinde süslenmiş haçlar, kentin çeşitli bölgelerinde sergileniyor, dereceye girenlere ödüller veriliyor. Yüksekliği üç metreyi bulan haçlar gündüz olduğu gibi akşamları da ışıltılarıyla görenleri büyülüyor. Bu sadece dini bir etkinlik değil çünkü her haçın bulunduğu yerde lezzetli yöresel yiyecekler servis edilirken yerel gruplar gün boyu müzik ve dans becerilerini sergiliyor.
HAVUZLU VE ÇİÇEKLİ AVLULAR
Mayıs ayının ikinci büyük etkinliği ise dünyaca ünlü Avlu Festivali. İspanyolca adıyla Fiesta de los Patios. Festivalden bahsetmeden önce biraz yerel mimariden bahsetmek gerek. İspanya’nın güneyinde sıcak bir iklime sahip olan Cordoba’da Roma döneminde dahi avlulu olarak inşa edilirmiş evler. Sıcak yaz günlerinde serinlemeye olanak tanıyan bu avluların çoğunda ufak bir havuz ve çeşitli bitkiler bulunuyor. Yaz günlerinde zamanlarının çoğunu avluda geçiren yöre halkının avlularını en rahat edecekleri, en göze hoş gelecek şekilde tasarlamaları kaçınılmaz elbet. İşte Cordoba Belediyesi de neredeyse 100 yıl önce kentteki bu geleneği taçlandırmak üzere bir festival başlatmış. Yıl boyunca sadece ev sahiplerinin yararlandığı bu zarif ve şık dekore edilmiş avlular bir haftalığına ziyarete açılıyor. Binbir renkte çiçeklerle bezenen avluların en güzellerinin ödüllendirildiği yarışma, tüm dünyadan çiçekseverleri Cordoba’ya çekiyor. Sadece çiçekler değil, yöreye has mozaik ve seramiklerle su faktörünün de kullanıldığı dekorasyonlar öyle etkileyici ki! Festival dönemi boyunca manastır ve dini binaların avluları da meraklı gözler için açık tutuluyor. Böylece kenti içeriden de keşfetme şansı buluyorsunuz. Cordoba’nın en ünlü avlularını görmek için Santa Isabel de los Angeles, Las Capuchinas, Santa Maria, Jesus Crucificado, San Pedro Real gibi merkezleri ziyaret edebilirsiniz. 14’üncü yüzyılda inşa edilen ve ‘Avlu Müzesi’ olarak tanınan Viana Sarayı da festival süresince 12 avlusuyla ziyarete açık.
Mayıs ayı, Bahar Fuarı ile sona eriyor Cordoba’da. 13’üncü yüzyılda hayvan panayırı olarak başlayan fuarın en önemli özelliği 140 metre genişlik ve 45 metre yükseklikteki kulesi ve kırmızılı beyazlı taklarla süslü girişi. Seville Fuarı’ndan küçük olsa da halka açık olması nedeniyle ayrı bir yere konuyor Cordoba Fuarı...
PORTAKAL AĞAÇLARI ARASINDA ESKİ BİR CAMİ
ROMA ve Arap başkenti olup üzerine bir de halifeliğin merkezliğini üstlenmiş bir kentin mimarisi de özel olacak elbet. Cordoba’nın en ünlü yapısı Kurtuba Camii yani Mezquita. 786 yılında inşa edilen yapı, kentin bir dönem ne kadar önemli bir merkez olduğunu anlatıyor. Zamanının en önemli mimari eserlerinden sayılan Kurtuba Camii ışığı, renkleri, oya gibi işlenmiş duvar ve tavanlarıyla insanı büyülüyor. Bugün katedral olarak işlevini sürdüren camiyi ziyaret ettiğinizde portakal ağaçlarıyla dolu bahçesini de gezmek gerek. Caminin kuzey ve batısında yer alan Yahudi Mahallesi de Ortaçağ’dan kalma yapılarıyla ziyaret edilmeyi hak ediyor.
Viana Markizi’nin bugün müze olarak kullanılan malikanesi, sinagog, Endülüs Müzesi, meydanlar, sokaklar... Cordoba’da rahatlıkla birkaç gün geçirebilirsiniz. Siz de benim gibi çiçekseverseniz kentin en güzel sokaklarından Calle de las Flores’i aman ihmal etmeyin. Endülüs döneminde, III. Abdurrahman tarafından kır sarayı olarak yaptırılan ve adını hükümdarın gözde hanımından alan Medinetü’z-Zehra Sarayı inşa edildikten 80 yıl sonra çıkan bir isyanda tahrip olup güzelliğinin çoğunu yitirdiyse de kalıntılarıyla dahi ilgi çekiyor.
ARAP TADINDAKİ İSPANYOL MUTFAĞI
MAYIS ayı boyunca tüm duyulara hitap ediyor bu özel Endülüslü. Yasemin ve narenciye çiçeklerinin de eklendiği doğa kokusu, leziz yemekler, dans ve müzikle taçlanan eğlenceler unutulmaz anılarla ayrılmasını sağlıyor ziyaretçilerinin. Cordoba’ya vardığımda Avlu Festivali henüz bitmiş, çoğu avlu dış dünyaya kapanmıştı ancak yine de kimine dışarıdan bakıp kapısı açık olana girerek keyfini çıkardım bu renk cümbüşünün. Tabii yörenin ünlü yaz çorbası ‘gazpacaho’dan bolca içmeyi, zengin geçmişinin izlerini taşıyan mutfak kültürünün değişik örneklerini tatmayı da ihmal etmedim. Ballı patlıcan kızartması, sirkede bekletilmiş ançuez, kızarmış kalamar dilimleri... Zeytin, zeytinyağı, sarımsak ve bademle taze yerel ürünlerin katmerlendirdiği özel bir mutfak kültürü var Endülüs’ün. Arapların getirdiği zengin tatlı kültüründen de fazlasıyla sebeplenmiş bir güzel coğrafya burası.