Mesleki deformasyon olsa gerek... Bir haberi okuyunca içeriği kadar yanıtını aradığım soru, “neden şimdi burada yayınlandı?” oluyor.
International New York Times’da okuduğum “CIA study says covert aid seldom works” (CIA raporu örtülü yardımın nadiren işe yaradığını gösteriyor) başlıklı haber, tartışmasız bu kategoriye giriyor.
Tam da Suriyeli muhaliflere verilecek desteğin gündemde olduğu günlerde, bu yazının yayınlanması dikkat çekici. Birilerine fatura çıkarıldığı ve operasyon olduğu belli olan bir haber.
Haberde, Amerikan gizli servisi CIA’nin bir raporuna atıfta bulunuluyor. Bu rapora göre, CIA’nin yabancı güçlere askeri destek ve eğitim sağlamasının pek de sonuç getirmediği ortaya çıkmış.
Mevzuyu Afganistan’da Sovyetlere karşı desteklenen gruplardan alıyor, Küba’ya ve Nikaragua’ya kadar farklı örneklerle anlatmaya çalışıyor. Afganistan’daki muhaliflere yapılan yardımların toprağında El Kaide’nin yetiştiği yorumu, en çarpıcı noktalardan biri.
Özetle diyor ki, dışarıdaki güçlere yapılan örtülü yardımlar pek işe yaramaz. Dolayısıyla da Suriyeli muhaliflere yapılan yardımlar da sonuç getirmeyebilir.
2012 yılında Washington’da üç önemli kurum, Amerikan Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı ve CIA ortak bir öneriyle Suriyeli muhaliflerin silahlandırılmasını ve eğitilmesini Başkan Barack Obama’nın dikkatine sunuyor.
Ancak, birden bir şey oluyor ve Obama bu planı rafa kaldırıyor. İşte “Beyaz Saray mahreçli” olduğu kuvvetle muhtemel olan bu haber diyor ki, “IŞİD’in büyümesinin faturasını sakın Obama’nın önüne koymayın, CIA sorumludur muhaliflere yardım yapılmamasından.”
Ama aynı haberde 2012’deki önerinin altında dönemin CIA Başkanı David H. Petraeus’un imzasının olduğu da yazılı.
Burada bazı CIA analistlerinin yazdığı bir rapor söz konusu ve belli ki, IŞİD’in bu noktaya gelmesinden dolayı eleştiri oklarının hedefinden olan Obama bu iç rapora sıkı sıkıya sarılmış durumda.
Belli ki Washington’da IŞİD’in bu noktaya gelmiş olmasından dolayı bir iç hesaplaşma var. Bu haber de bu hesaplaşma da, IŞİD’in bu kadar büyümesinin sorumlusunun arandığını gösteriyor. İyidir, iyi... Yavaş yavaş ellerini taşın altına koyacaklar demektir.
Irak’ın kimyasal tesisleri IŞİD’in
IŞİD’e karşı mücadele seçenekleri üzerinde çalışan Washington yönetimin endişe duyduğu noktaların başında kimyasal ve nükleer silahların bu örgütün eline geçme riski bulunuyor.
Yine ABD basınında çıkan bir haberde, 1980’lerde Irak kimyasal silah üretim tesislerinin başında gelen Muthanna tesislerinin IŞİD’in eline geçtiği anlatılıyor.
Her ne kadar, tesisteki malzemenin tehlike teşkil etmediğine dair ABD hükümetinden açıklamalar yapılsa da, silah yapımında kullanabilecek ürünlerin olduğu da dipnot düşülen noktalar arasında.
Tabi Irak’ta bu tesisleri arama sürecinde yaralanan ABD askerlerinin rahatsızlıklarının yıllarca gizlendiğine ve tedavi olmalarının bizzat Washington yönetimince engellenmiş olduğuna dair iddialar dipnotla geçiştirilmeyecek kadar önemli konu başlıklarıdır.
Ayrı bir yazı konusudur.