CIA özellikle üçüncüdünya ülkesinden gelen öğrencileri, hele de bunların geldiği ülkeler ABD'nin isteklerine ters politikalar izliyorlarsa, onları muhbir olarak kullanmış, bu gün de kullanmaktadır. Örneğin Şah döneminde, Washington Ünivesitesi’nde doktora öğrencilerinden İran'lı Ahmed Cabbari'ye Şah karşıtı öğrenciler arasdında casusluk yapması önerilir. CIA görevlisi Mark Ellerson, Cabbari'yle görüşür. Konuşmayı gizlice kaydeden Cabbari, insanlığa büyük bir hizmet yaptığını düşünmemiştir ama en azından uyuyanları az da olsa rahatsız etmiştir! Kayıtlara göre Ellerson amaçlarını şöyle açıklar:
"İran'a dönmeni ve devlette bir görev almanı istiyoruz. Ve tabi bize bilgi aktarmanı bekliyoruz. Bunun karşılığında bize bildireceğin bir banka hesabına her ay 750 dolar yatıracağız. Senin en az iki yıl için İran'a dönmeni istiyoruz. Sonra da ABD'de oturma izni almanı sağlayacağız..."
Ellerson daha sonra başka öğrencileri de örgütlemesi karşılığında Cabbari'ye ek ödemeler yapılacağını bildirir. Ancak Cabbari öneriyi geri çevirir. Aynı yöntemle Afrika'lı öğrenciler, Afrika'nın milliyetçi oluşumları içinde casus olarak kullanılmıştır. New Times, CIA'nın 1980'lerin başında ABD adına casusluk yapmaları için 30 Libya'lı öğrenciyi devşirdiğini açıklar.
CIA'nın yabancı öğrencilerle ilişkileri acı dolu sonuçlar verir çoğu kez. CIA adına casusluk yapan 40 öğrenci, ilişkilerinin CIA tarafından bir gün açıklanacağı korkusuyla intihar eder (Azmi Chen Mills CIA Kampüs'te s 25). Tabi bu arada Türkiye'den gidenlerin bu pisliğe bulaşıp bulaşmadığı yolunda fikir yürütmenin, elde somut bilgiler olmadan karar vermenin hiç bir yararı yoktur. Örneğin Türkiye'den bu kurslara Bülent Ecevit'le Fehmi Koru katılmıştır; elbette onlara CIA görevlisi demek için insanın delirmiş olması gerekir.
CIA üniversitelere adam yerleştirir. Bunlar bir yandan yeni kişiler devşirir bir yandan da CIA ile akademisyenler arasında eş güdümü sağlar. Bu tür çalışmalar en değerli üniversitelerden biri olarak bilinen Harvard'ın "School of Government" (Devlet Yönetimi) da gerçekleştirilir. Özellikle üçüncü dünya ülkelerinden getirilen görevlilere, medyacılara, yöneticilere özel eğitim verilir. CIA ile iş birliği yapan okulda görev alan ünlülerden üçü, konunun önemini göstermeye yeter sanırım:
Henry Kissinger: Nixon döneminin tüm gizli kapaklı işlerinden sorumlu güvenlik baş danışmanı.
McGeorge Bundy: Harvard'da dekan. John Kennedy ve Lyndon Johnson'un güvenlik danışmanı.
Samuel Hantington: Jimmy Carter döneminde Ulusal Güvenlik Konseyi (NSC) üyesi. NSC'nin dünya üzerinde yürüttüğü bütün operasyonların dayandığı "Uygarlıklar Arası Çatışma" senaryosunun yazarı.
Bu üçlünün dışında gerek CIA gerekse de NSC'de görev yapmış çok önemli kişiler bu kurslara zaman zaman girer ve üçüncü dünyadan gelen öğrencilerle "sohbet" eder, sonuçları CIA'ye bildirir. ..
(Yarın: Ford'un ülkesi Endonezya için Seçkin Gurup)