Bu defa o aramadan ben kapısını çaldım meraklı dostumun; CIA başkanının istifasını sormak için... “Bu ne iş?” soruma güldü. Geçen gün dillendirdiğim “Karşı hamle başladı” tespitini hatırlattı.
“E” dedi, “Ancak canını dişine takarak ve bir milyar dolardan fazla harcayarak esasen hak ettiği ikinci dönemi sağlayabilmiş bir başkan işbaşında; kendisine çile çektirenleri herhalde rahatsız edecektir...”
Hoppala. CIA başkanından bahsediyorum. Adam evli bir kadınla ilişki yaşadığı için istifa etmek zorunda kalmış... Dostum hesaplaşmaktan, ödeşmekten söz ediyor...
“O konuya girmeden ‘karşı hamle’ beklentimle ilgili birkaç cümlem olacak” dedi dostum...
‘Karşı hamle’ tespiti ona ait; sonunda karara bağlanan ‘Balyoz’ davası ardından benimle paylaşmıştı... Davanın ‘1 numaralı’ sanığı Çetin Doğan’ın eşi Silivri’yi protesto mahalli haline getirmiş, kızı ile damadı ise faaliyete geçirdikleri internet sitesi üzerinden davayı çürütmek için ciddi bir çalışma yürütmüşlerdi. Bir de kitap çıkardı Dani Rodrik ile Pınar Doğan çifti...
Dava ağır mahkumiyetlerle bittiği günlerde, Dani Rodrik “Fethullah Gülen bir kadın düşmanıdır” yanlış iddiasını twitter üzerinde yayma çabasına girdi. Dostum arayıp “Karşı hamle başladı” diye uyarmış, ben de buradayazmıştım. Kastı bu.
“Saldırı devam ediyor” dedi dostum. Hizmet hareketinin ABD’nin Teksas eyaletinde irtibatlı olduğu özel okullarda usulsüzlükler yaptığına dair New York Times gazetesinde iki yıl önce çıkmış gerçek olduğu tartışmalı bir haberi yine twitter üzerinden devreye sokmuş; bu yetmemiş, okuyanda “Fethullah Gülen bir Yahudi-düşmanıdır” hissi uyandıracak bir değiniyi de internet sitesinde yayımlamış...
“Rodrik’in Twitter’dan bayat haberi duyurduğu gün Almanlar’ın en güvenilir gazetelerinden Frankfurter Algemeine Zeitung’ta Türkçeyi pek çoğumuzdan iyi konuşan Rainer Hermann’ın Pensilvanya izlenimlerinin çıkmasınıherhalde tesadüf olarak görmüyorsundur” diye takıldı dostum.
Ne bileyim, tesadüf değil midir gerçekten?
Petraeus? Petraeus?
Amerikalılar asker-sever bir millettir. Yakın tarihlerinin en önemli figürleri generallerdir bu yüzden: Gen. Douglas MacArthur... Gen. George Patton... Gen. Dwight Eisenhower... İkinci Dünya Savaşı’nın bu üç kahramanı arasından Eisenhower’i başkan bile yapmıştı Amerikalılar...
Kuzey Irak’ta askerlerimize çuval geçirdiği için bizde sevilmese de, Gen. David Petraeus Amerika’da MacArthur ve Patton ayarında bir general olarak biliniyor ve seviliyor. Birkaç dönem Irak’ta, birkaç dönem de Afganistan’da görev yaptıktan sonra, emekliliğini takiben, şöhretinden istifade etmek isteyen Barack Obama tarafından devlette kendisine görev verildi.
Beklenti savunma bakanı olmasıydı Petraeus’un, CIA başkanı oldu.
Görevleri sırasında hep yanında taşıdığı kendisini ‘muhteşem bir disipline sahip’ bilen karargâhındaki subaylar gönül ilişkisinden çok şaşkınlarmış; Amerikan gazeteleri böyle yazıyor. Bir çoğu, “İlişkinin Afganistan görevi sırasında başladığı yayılıyor, bu doğru olamaz; neredeyse 24 saatimiz birlikte geçiyordu” diyorlar. Onlara göre, ilişki, Petraeus’un sivile geçmesinden sonra başlamış olabilir.
CIA ile FBI bu olayda karşı karşıya gelmiş görünüyor. CIA başkanının gönül ilişkisini FBI ortaya çıkardığı için...
Lâfın burasında dayanamadım, Gen. Petraeus’un başına geleni, dostumun, nasıl olup da Obama’nın seçim sonrası karşı hamlesi olarak gördüğünü sordum... Kahkahasını tutamadı dostum: “Petraeus dediğin adam ABD’de az rastlanacak türden ‘en İsrail yanlısı’ komutandı; Obama böyle birinin bu dönemde CIA’nin başında bulunmasını ister miydi sence?”
Radikalgazetesi, İsrailli Haaretz gazetesinden naklen, İsrail Lobisi’ne en yakın isim olan Petraeus’un istifasının İsrail için büyük bir kayıp olduğunu yazdı dün...
İlk seçimde Petraeus’un başkanlığa aday olacağını düşünüyormuş İsrail...
Önümüzdeki dönem, öyle anlaşılıyor ki, hamleler ve karşı-hamlelerle geçecek... Gelişmeleri bildirmek ve meraklarınızı gidermek üzere ben buradayım...