ABD'deki Sarraf kumpası davasıyla eş zamanlı ortaya attığı (zaman ayarlı demek daha doğru) belge yalanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun FETÖ'ye ömür boyu mahkum olduğunu ve yazık ki bu durumun CHP'nin siyasi parti hüviyetini her geçen gün erittiğini gösteriyor.
Nasıl bir bağ kurulmuşsa o koltuk değişimi sırasında Kılıçdaroğlu santim kımıldayamıyor, yörüngeden çıkamıyor.
FETÖ'nün Türkiye'ye karşı yaptığı her saldırının arkasından Kemal Kılıçdaroğlu sahne alıyor ve "ana muhalefet partisi genel başkanı" olarak FETÖ pisliklerine muhalefet desteğiyle siyasi meşruiyet sağlamaya çalışıyor.
15 Temmuz darbe-işgal girişimi şehitlerine göstermediği ilgiyi burnu kanayan darbeci hainlere göstermiş olması, "Türkiye'de işkence var, hukuk yok" algısı oluşturmak için çabalaması zaten her şeyi çok net ortaya koymuştu.
"Darbe tiyatrosu", "kontrollü darbe" gibi laflarla, Adil Öksüz MİT'in adamıydı gibi yalanlarla 15 Temmuz'dan beri vazifesini bihakkın yerine getirdi. Türkiye yargısıyla, vicdanıyla teröristleri mahkum etmişken o FETÖ'yü kızdıracak tek kelime etmedi. O da bir şey mi, adam bir kere ağız dolusu FETÖ bile demedi.
Açık konuşalım; Kemal Kılıçdaroğlu CHP'yi FETÖ'nün oyuncağı haline getirmiştir.
***
Kılıçdaroğlu böyle de, partiyi FETÖ'nün dümen suyuna sokmasından neden CHP'liler rahatsız olmuyor. Bu ilişki biçimine neden kimse ses çıkartmıyor?
15 Temmuz'un çok öncesinde, Kılıçaroğlu'nun CHP'yi FETÖ'nün hizmetine soktuğu ve HDP'lileştirdi gerekçesiyle partiden ayrılanlar olmuştu. Bu gerekçeyi de kamuoyunda aynen böyle ifade etmekten çekinmemişlerdi. Onlar gitti de kalanların hepsi Kemal Kılıçdaroğlu ile tıpatıp aynı fikirde ve durumda mı?
Bence değil, aralarında hala bu sürecin Kemal Kılıçdaroğlu'nu feci şekilde patlatacağını düşünerek sabırla o günü bekleyenler var. CHP'nin kartondan Atatürkçülüğü ile iktifa ediyorlar. Partide yönetim değişikliğine güçleri yetmeyeceği için de (çünkü Kılıçdaroğlu girdiği her seçimi kaybederken partideki yerini sağlamlaştırarak "küçük hesaplarda" iyi olduğunu ispatladı) hepten dışarıda kalmaktansa sessiz durmayı tercih ediyorlar.
***
Bir kesim daha var, işte asıl kilit rol onlarda. Bunlar FETÖ'nün değil doğrudan Batılı güç odaklarının, ABD'li bir takım think tank'ların ağzına bakıyor. Sarraf Kumpasına sözde delil taşıyan Aykan Erdemir gibi, tanıyanların "liberal-solcu" dediği profildeler genellikle... Bu kesim, FETÖ'nün ABD tarafından kullanıldığını çok iyi biliyor. Çünkü kendileri de aynı güç tarafından yönlendiriliyor.
Manda kafası dediğimiz şey bu işte. Türkiye'ye dışarıdan bakan tipler bunlar. Türkiye'yi ilgilendiren hemen her konuda referans aldıkları merkez ABD.
Suriye konusunda ABD o gün ne diyorsa onlar da aynı şeyi söylüyordur. ABD PYD'yi devletleştirmek istediğinde bunlara PYD'ye siyasi meşruiyet sağlama vazifesi düşer. "Türkiye DEAŞ'a yardım ediyor" kampanyası mı yapılacak, en önde koşarlar.
ABD Türkiye'yi çökertmek mi istiyor, ABD saflarında Türkiye'ye saldırırlar.
FETÖ'ye korumalık yapmaktan çekinmemeleri bundan işte; aynı yere intisap etmişler.
Kemal Kılıçdaroğlu FETÖ'nün hizmetindedir fakat CHP'deki değişimi yönetenler, partiyi HDP çizgisinde ayrılıkçı Kürtçülere, terör örgütlerine, marjinal sola, sokak vandalizmine, kaos stratejisine açanlar Kılıçdaroğlu'ndan bir kaç gömlek üstte tipler.
Günün sonunda Sarraf kumpası da Kılıçdaroğlu'nun kepazeliğe dönüşen belge sallama şovu da bitecek ve fakat bu millet FETÖ'nün yalına ekmek bandırma zilletine düşenleri asla affetmeyecek.