İsrail’in Kanal 2 Televizyonu’na demeç vermişti..(Eylül 2010)..
Hükümeti topa tutmuştu.., Erdoğan’ı şikayet etmişti İsrailliler’e..
Aynen şöyle demişti Kılıçdaroğlu; ‘Hükümet yurttaşlara ve sanatçılara ciddi baskı uyguluyor, yargıyı ele geçirmeye çalışıyor..’
Mavi Marmara baskınından sonra İsrail’le ipler iyice gerilmişti... Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’yi şikayet etmesinden büyük bir memnuniyet duydu İsrail...
İsrail medyasından, ‘demokrasinin son ümidi’ övgüsünü aldı!.. ( Bizim Babıali kaşalotların da son ümidiydi Kılıçdaroğlu...)
***
Sonra İngiltere’ye gitti... Avrupa’ya ikinci ziyareti.. (Mart 2011)
Avam Kamarası’nda İngiltere İşçi Partisi Genel Başkanı ile bir araya geldi... Ona da şikayet etti Türkiye’yi... (Bizim avam anlamadı ya, İngiliz avamına anlatacak derdini!)
‘Türkiye’de demokrasi yok, gazeteciler tutuklanıyor, vatan elden gidiyor!..’
***
Tek tek ziyaret kesmedi, mektupla şikayete başladı Kılıçdaroğlu (Temmuz 2011)...
Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi, AGİT, Sosyalist Enternasyonal, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, Türkiye’deki büyükelçilikler ve yabancı gazetecilere mektup gönderdi...
Parlamentoda neden yemin etmediklerini açıklayan bir şikayet mektubu... (Doğru ya!.., ‘Darbeye teşebbüs suçuyla yargılanan sanıklardan gösterdikleri adaylar seçildi, ama mahkeme salıvermedi.. Nerede bu demokrasi?!..)
***
Aralık 2012’de bir şikayet mektubu daha..
Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi başkanlarına, bu iki parlamentonun Türkiye raportörlerine, AB Komisyonu'na, Sosyalist Enternasyonal ve Avrupa Sosyalist Partisi 'ne..
Mevzu yine aynı; ‘Demokrasi neyin kalmadı!..’
***
Kılıçdaroğlu şimdi Çin’de...
Bu sefer de Türkiye’yi radyodan şikayet etti!...
Çin Ulusal Radyosu’na yaptığı açıklama şu;
“Türkiye, Suriye krizinde çözüm arayan değil ne yazık ki sorun yaratan bir bölgesel aktör durumundadır. AKP iktidarının Suriye'nin içişlerine karışması, Suriye yönetiminin de buna karşılık olarak Türkiye'ye yönelik söylemlerinin sertleşmesine yol açtı...”
Türkiye’yi uluslararası arenada zor durumda bırakacak bir açıklama...
Olsun!.., Çin mutlu, Esed mutlu, Kılıçdaroğlu umutlu... Durmak yok şikayete devam!...
***
Kılıçdaroğlu da durumun farkında... Milletin yarısı ya kömürcü ya makarnacı!... Bir kısmı ise Stockholm Sendromu’na düçar olmuş...
Yani yapacak fazla bir şey yok.., Eldeki millet bu!...
CHP’yi, Kılıçdaroğlu’nu bu millet anlamıyor!... O yüzden başka milletlere derdini anlatmaya çalışıyor... Türkiye’yi şikayet ediyor...
Zaten Kılıçdaroğlu’nun böyle bir misyonu da var... Ne demişti geçen sene;
“Recep Tayyip Erdoğan'a gideceği ülke bırakmayacağım. Avrupa’ya bile gidemeyecek, Arap ülkelerine bile gidemeyecek..”
( Belki de birileri ‘dünyayı dar et Erdoğan’a!..’ demiştir... Kılıçdaroğlu da bunu yanlış anlamış olabilir, bilemiyorum!)
***
Şikayet edip derdini anlatmaya çalışıyorsun Kemal Abi, ama bilesin ki, işin zor...
Haberin olsun, Erdoğan, Nijerya ziyaretinde Nijeryalılar’a makarna kömür dağıtmış...
Artık Nijeryalılar da yandaş!...
Şansını Çin’de dene!... 1,5 milyar insan var.. Yüzde 2’sini ikna etsen, eder sana 30 milyon..
Hoş Çin’in kamuoyu da çakmadır ya!..
Ama olsun.., 30 milyon... Türkiye’de aldığın oyun iki katı!..
Bir çakma Çin atasözü der ki; “Ele şikayet et ki, evdeki anlasın!..”