Suriye'nin güneyinde, yeni yönetime başkaldırı olaylarından hareketle Türkiye'de, yeniden bir Sünni–Alevi çatışmasının fitne kazanına odun taşındı.
Fitnenin önde gideni de CHP ve CHP'li medya oldu.
CHP'li medyanın haber ve programlarına bakanlar, darbe dönemleri öncesindeki kışkırtmaları, tahrikleri, kin ve nefretleri gördüler.
Etki ajanlarının yayınlarını hatırlatan saldırı karşısında insanın kanı donuyor...
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin Salı günkü Grup Toplantısında yaptığı konuşmada; Suriye yönetiminin asayişi sağlamak için aldığı güvenlik tedbirlerini, "Lazkiye ve çevresindeki Aleviler, Arap Aleviler hedef oldular, katliama tabi tutuldular. Türkiye, sınırlarından 65 kilometre aşağıda olan ve adım adım gelen bir katliama ağlayan yurttaşlarının sesini duymadı maalesef" dedi.
Yetmedi, CHP'den, "Suriye'de Alevi sivilleri hedef alan çatışmalarla ilgili Hatay'a gitmek üzere heyet görevlendirdi" açıklaması yapıldı.
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, sivillere saldıran herkesin hangi taraftan olursa olsun hesap vereceğini söylerken, CHP heyeti Hatay Samandağ'da miting düzenlendi.
Söz alan CHP'li konuşmacılar, "Suriye'de binlerce Alevinin öldürüldüğünü, kadınlara tecavüz edildiğini, soykırım yapıldığını" iddia etti. Mitingde Ahmed Şara'ya da hakaretler edildi.
Türkiye'de yaşayan Alevi vatandaşlarımızı açıkça tahrik ettiler, kışkırttılar.
Bir yerden düğmeye basıldığı besbelli olan bu ihanet saldırısına, Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin dünkü Grup Toplantısında milletimizin yüreğine su serpen bir cevap verdi.
Tarihe not düşmek adına altını çizdiğim satırları buraya alıyorum:
Sinsi ve kirli bir pusu kuruluyor
"Yıllarca bizi Türk-Kürt, laik-anti laik, ilerici-gerici, Alevi-Sünni diye ayrıştıranlar, sizin de takip ettiğiniz üzere, son günlerde başka senaryolar peşinde koşuyor. Suriye'deki eski rejim artıklarının terör eylemleri öne sürülerek, milletimizin kardeşliğine son derece sinsi, son derece kirli bir pusu kuruluyor.
CHP yönetimi, Suriye'deki ateşi ülkemize taşıma siyaseti güdüyor
"Tahrik siyasetiyle, nefret söylemleriyle, çoğu yalan ve çarpıtma olan provokatif açıklamalarla Türkiye'de yeni bir sorun, yeni bir kaos alanı oluşturulmak isteniyor. İşin daha vahim ve üzüntü verici yanı ise milletimize bu kötülüğü; genel başkanıyla, yönetimiyle, milletvekilleriyle, belediye başkanlarıyla ülkenin ana muhalefet partisi yapıyor.
"CHP, ülkemiz ve demokrasimiz açısından oldukça tehlikeli sularda siyaset yapmaya yelteniyor.
"Özellikle Alevi canlarımız konusunda kullandıkları çirkin, ayrımcı ve zehirli dili terk etmeye çağırıyorum. CHP yönetimi artık Suriye'deki ateşi ülkemize taşıma siyasetinden tövbe etmelidir. Kullanılan dil, bu ülkeye geçmişte çok acı bedeller ödetmiş, son derece sorumsuz ve tehlikeli bir dildir.
Emperyalizme uşaklık ediyorlar
"Terörsüz Türkiye hedefiyle yürüttüğümüz çalışmalarda ülkenin 40 yıllık bir sorununu çözerken, istismara müsait yeni fay hatları oluşturmak açık ve net söylüyorum; emperyalizme uşaklık etmektir.
"Her kim-üç beş emperyalistin gazlamasıyla bu milletin kardeşliğine kastederse karşısında bizi bulur, devletimizi bulur.
"Biz bu kirli oyunu daha öncesinde 27 Mayıs'ta, 12 Mart muhtırasında, 12 Eylül darbesinde, 28 Şubat postmodern darbesinde, bunlara giden kanlı ve alçak yollarda gördük.
Türkiye Yüzyılı hedefini engelleyemeyecekler
"Bu mülevves senaryoyu daha önce Maraş'ta, Çorum'da, Sivas'ta, Gazi Mahallesi'nde ve başka yerlerde gördük. Buradan aynı hevesler peşinde koşanlara şunu bir kez daha söylüyorum; artık başaramayacaksınız. Kardeşliğimize halel getiremeyeceksiniz. Bizi, Türkiye Yüzyılı hedefimizden alıkoyamayacaksınız.
İç cepheye sabotaj girişimi
"Bakın çok açık ve net söylüyorum; Alevi canlarımızı kışkırtarak siyaset yapmak, iç cephemizi sarsmayı hedef alan bir sabotaj girişimidir. Hele hele soykırımcı canilerden medet ummak, kelimenin tam anlamıyla mandacılıktır.
Ülkemiz toprakları üzerinde ameliyat yapılmasına nasıl izin vermediysek, Suriye'de de kadastro mühendisliğine asla rıza göstermeyeceğiz."