Elinde kalem tutan herkes CHP’ye yükleniyor; kimimiz ‘süreç’ karşısında kendisini dışarıda tuttuğu için çakıyoruz CHP’ye, kimileri de sürece daha şiddetle karşı çıkmadığı için eleştiriyor... Ne yapsın CHP’liler, onlar da ya “İçeriğini bilmediğimiz bir süreci nasıl destekleyelim?” diyerek veya “Kardeşim, neden bizi hedef seçiyorsunuz, iktidara çatsanız ya” diyerek...
Haklı değil mi CHP? Koskoca parti bilmediği bir şeyi neden desteklesin? Sonra CHP muhalefet partisi, bir şeyi yaptığı veya yapmadığı için eleştirilere muhatap edilmesi gereken iktidar partisi değil midir?
Evet, ya da hem evet hem hayır... CHP savunusunda haklı olsa bile yine de kendisine daha uygun bir politik çizgi bulabilir, söylem tutturabilirdi. Süreç dışında kalmakla kazanacağı hiçbir şey yok çünkü. Süreç başarılı olur, silâhlar susar, insanlar ölmezse de, başarısız olur çatışmalar yeniden başlarsa da... Başarı bütünüyle iktidar partisinin kâr hanesine yazılır, başarısızlıkla eski duruma dönüldüğünde, iktidar, “Ben kimselerin cesaret edemediği bir süreç başlattım, ama ah bu teröristler yok mu bu teröristler...” diyerek kabahatin faturasını başkalarına çıkartabilir.
Oysa CHP, vaktiyle bizzat Kemal Kılıçdaroğlu tarafından da savunulmuş çözüme ilişkin bir dizi teklifin iktidar partisince benimsenmesinden öte bir değişiklik içermediği artık iyice anlaşılan süreci başlatmakta neden gecikildiğini pekâlâ sorgulayabilir.
Sorgularsa haklı da olur.
CHP yalnızca ‘âkil insanlar heyeti’ ile Meclis’te ‘çözüm süreci komisyonu’nun fikir babası değildir, önümüzdeki günlerde gündeme gelecek ‘demokratikleşme paketi’ içerisinde yer alabilecek AB kapsamındaki bazı düzenlemeleri ilk hatırlatan partidir de...
Kim kafalarını karıştırdıysa, şimdi, yerine getirilmesi hukuken imkânsız bir şeyler vaat edildiği vehmiyle vaktiyle kendilerinin dillendirdiği önerilere de ters bakar oldu CHP... Kendisini kilitleyiverdi. Silâhların susup terörün sona ermesini, anlamsız bir savaşta gençlerin hayatlarını kaybetmesinin önüne geçilmesini istemiyor görüntüsünü vermesi de cabası...
“Şehitler” diye her ağızlarını açtıklarında, şu anda silâh altında bulunan ve yarınlarda askere gidebilecek gençlerin ailelerini kaybettiklerinin farkında nasıl olmaz CHP sözcüleri... En değerli varlıklarını kaybetmiş şehit ailelerini ‘intikamcı’ mı sanıyorlar ne?
Ülkemizde herkes, bazısı acısını içine gömüp bağrına taş basarak olsa da, terörün durmasını arzuluyor.
Tabanını yanında tutabilmek için icat edilmiş vehimlerin demokratik bir sistemde gerçekleşmesinin imkânsız olduğunu bilmez mi CHP’liler? Anayasa değişikliğiyle yapılabilecek düzenlemeler sözgelimi... Onlarla uğraşmak yerine, CHP’nin yapması gereken, neyin olabileceğini belirlemektir.
Anayasada birkaç kilit maddeyi CHP yazar veya yazdırabilir pekâlâ... “Değiştirmem de değiştirmem” politikası yerine, ülkenin çoğunluğunu teşkil eden vatandaşlarla birlikte kendilerini onlardan ‘farklı’ gören vatandaşların da üzerinde uzlaşabileceği bir tanımdan başlayarak hemen her dikenli konuda formül üretebilir CHP...
Çenemi ve kalemimi gereksiz yere yorduğumu ben de biliyorum elbette; ancak yine de anamuhalefet partisinin göz göre göre kendisini sistem dışılığa mahkum etmesini yüreğim kaldırmıyor.