CHP’nin ilkeleri olan 6 oktan bahsetmiyorum.
CHP’yi yiyip bitiren, lider değişikliği tartışması değil. Kılıçdaroğlu kalsa da, İnce gelse de CHP’nin çıkış yolu yok.
Çünkü CHP’nin bünyesine 6 zehirli ok saplandı.
1. Batı’nın CHP üzerinden alenen operasyon yapması.
Kılıçdaroğlu dönemi için düğmeye, FETÖ’nün Baykal’a yönelik bir kaset kumpası ile basıldı. Bir karanlık el, CHP’yi dizayn etmeye başladı. Bugün yargıda ortaya çıkan gerçekler, o karanlık elin FETÖ’yü kullandığını, işin içinde onlarca değil, yüzlerce emniyet ve yargı mensubunun olduğunu ortaya koydu.
Kılıçdaroğlu ile CHP tuhaf şeyler yapmaya başladı. FETÖ’nün bütün operasyonlarında Kılıçdaroğlu yönetimi FETÖ’ye destek verdi. Kılıçdaroğlu’nun Fetullah Gülen’in ağzından alıp dolaşıma soktuğu: “15 Temmuz kontrollü bir darbedir, tiyatrodur” lafı ise gafletin ötesi bir şeydir…
M. İnce de “beni Amerikalılar aradı” diyerek şecaat arz ederken sirkatin söyledi…
2. CHP; vatanın bütünlüğünü koruma derdine değil, vatanı bölmek isteyen PKK’nın siyasi kolu HDP’yi Meclis’e taşıma derdine düştü.
Kılıçdaroğlu, “Biz Kuvayı Milliye'ciyiz. Biz kendi vatanımızı koruruz" diyordu.
Kuvayı Milliye güçleri, Anadolu’da başlayan Batı işgallerine karşı vatanı korumak için kurulmuşlardı. Türk milletinin kurtuluş umudunun güçlenmesini ve milli şuurun oluşmasını sağladılar.
Bugünkü CHP hangi saftadır? Seçim beyannamesinde PKK, FETÖ lafı etmeyen CHP’nin genel başkanı, vatanın güvenliği için Afrin’e giden ordumuza “kent merkezine girilmesin” diye moral bozucu çağrı yapan kişidir. Cumhurbaşkanları adayları İnce, Afrin komutanına “senin apoletlerini sökeceğim” diye gırtlağını yırtan adamdır.
Seçim sonuçlarında gördük, Doğu ve Güneydoğu’da oyları azalan HDP’yi baraj üstüne çıkaran oylar CHP’nin en kuvvetli olduğu Batı’daki seçim bölgelerinden geldi. CHP artık bölücü terör örgütüne moral ve siyasî mevzi kazandıran partidir.
Kılıçdaroğlu, “YPG terör örgütü değildir” dedi. Muharrem İnce İzmir’de, Demirtaş’a Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı, HDP’lilere bakanlık vereceğini söyledi.
Kuvayı Milliyeciler sağ olsaydı bu CHP’lileri tükürükle boğarlardı...
3. CHP’yi, rahatlıkla yalan söyleyen yöneticiler ele geçirdi. İnce’nin de onlardan zerre farkı yok.
Kılıçdaroğlu’nun yalanları saymakla bitmez.
Deniz Baykal kasedi hakkında “Erdoğan'ın kaseti izlediğini gördüm” diyen Kılıçdaroğlu, savcılığa gönderdiği dilekçede çark etti.
Adil Öksüz'ün MİT görevlisi olduğunu ima etti. MİT yazılı açıklama ile kendisini yalanladı. Birkaç gün önce Adil Öksüz’ü arayan özel ekibin başındaki emniyet müdürü bile FETÖ’cü çıktı.
Yalancılıkta Muharrem İnce Kılıçdaroğlu’nu geçti. “Büyükelçiler de Erdoğan’ın yargılanmasını sordu” dedi. Sonra “Ben öyle bir şey demedim” dedi. En son yalanını söyleyeyim; “Benim ağzımdan kurultay lafını duyamazsınız” dedi. Arkasından “Kılıçdaroğlu çekilsin, çekilmezse kurultay ile bu iş halledilir” dedi.
4. İki isim de güven vermekten uzak. Kılıçdaroğlu “yenilmiş de yenilmiş” ama on defadır, “AK Parti yenildi, biz galip çıktık” diyen bir genel başkan.
İnce, 24 Haziran’dan sonra beni arayan Amerikalıları açıklayacağım dedi, hala suspus. “Güvence, Muharrem İnce” diye bir slogan uydurdu. Seçim akşamı kayboldu.
5. Nezaket, edep, adab diye bir şey yok. Son örneği, ailece bir yemek yeniyor. İnce, “Kılıçdaroğlu’na 'kendin çekil' dedim, o sesini çıkarmadı” açıklamasını yapıyor. Yazarlara “alçak, şerefsiz oğlu şerefsiz” diyor.
6. Bir zehirli ok da, CHP tabanının bütün bunlara sesini çıkarmaması, sineye çekmesidir.