Seçim yenilgisine rağmen Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlıktan istifayı hiç düşünmemesi, bugüne kadar kendisini destekleyenlerde soru işaretleri doğurmaya başladı.
Kılıçdaroğlu'na en yakın isimler, "değişim şart, gereğini yapmalı" diyorlar ama Kılıçdaroğlu hiç oralı değil.
Kılıçdaroğlu; "tek adam", "diktatör", "parti içi demokrasiyi bitirdi", "delegelerin çoğunluğunu Alevi olanlardan seçtirdi", "koltuğa yapıştı" gibi ithamların boy hedefi.
Başta Ekrem İmamoğlu, yıllardır Kılıçdaroğlu'nun en yakınındaki ekiptekiler, partinin eski yöneticileri, özellikle gazete ve televizyonlarda Kılıçdaroğlu'nu kayıtsız şartsız destekleyenler şaşkın ve öfkeli.
Bir yandan, "iyi oldu gerçek Kılıçdaroğlu'nu tanıdık" denirken, bir yandan da neden partinin başında kalmak için zillete düşmeyi bile göze almasına anlam vermeye çalışıyorlar...
Deniyor ki, tamam, Kılıçdaroğlu efsunlanmış gibi başına gelmekte olanı göremiyor ama eşi, çocukları, yakınları, dostları da mı Kılıçdaroğlu'nun rezilliğe doğru paldır küldür yuvarlandığını fark etmiyorlar...
Yoksa Kılıçdaroğlu, zillete düşmeyi göze alacak kadar bir küresel projenin gerçekten elemanı mı?
Evet, bu soruyu biz Baykal kaset komplosu ile CHP'nin başına geldiği günden beri seslendiriyoruz. Ama şimdi Kılıçdaroğlu'nu desteklemiş olanlarının beynini kemiriyor...
Mesela Kılıçdaroğlu'nun Türkiye için bir güvenlik problemi olabileceğini dillendirmeye başlayanlar, acaba FETÖ ile irtibatlarını da sorgulayacaklar mı?
7 Şubat 2012 MİT krizinden beri Kılıçdaroğlu, FETÖ'nün bütün hamlelerinde Fetullah Gülen ile omuz omuza yürüdü.
FETÖ'nün adamlarını CHP Genel Merkezinde kabul etti. Kendisi kalktı ABD'ye gitti, F. Gülen'in mesajlarını doğrudan aldı.
MİT TIRları ihanetinden tutun, 15 Temmuz ihanetine "kontrollü darbe" yaftası yapıştırmasına kadar... Darbe teşebbüsünden 6 ay önce "Fetullah Gülen mazlumdur, biz mazlumdan yanayız" demesine kadar...
Kılıçdaroğlu'nun koltuktan kalkmamasının asıl sebebi, sadece kendi deyimiyle koltuğu pisletmiş olması değildir.
Kılıçdaroğlu, bölgesinde güçlenen Türkiye'nin önünü kesmek isteyen Batı/Haçlı projesinin vazgeçilmez elemanı gibi duruyor.
İşte soru: Kılıçdaroğlu neden seçim öncesinde yayınladığı videoda Alevi kimliğini üstüne basa basa ilan etti?
CHP'nin bugüne kadar hiçbir genel başkanı mezhep kimliği ile açıklama yapmadı.
Kılıçdaroğlu neden "aleviyim" dedi, neden?
Evet, Kılıçdaroğlu'nu destekleyenlerin kafasının içine kurt düştü.
Fatih Altaylı, dünkü yazısında, "Türkiye'nin dışişleri bürokrasisinde önemli görevler üstlenmiş" eski bir CHP milletvekillinin Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik iddialarına yer verdi.
İsmini vermediği o eski milletvekili, "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bir dış projedir. CHP'yi Atatürk çizgisinden çıkarmak, Türkiye'de din eksenli bir dualite kurup yeni bir fay hattı yaratmak üzere gelmiştir göreve..." demiş.
Fatih Altaylı, "Bu iddialarına hiç inanmamış ve şahsi öfkesine, kızgınlığına bağlamıştım hep. Ama dünkü gelişmeleri ve parti içindeki kumpasları görünce içime bir kurt düşmedi değil" diye eklemiş.
Güney sınırlarımızda terör devleti için PKK'ya binlerce TIR ile silah yardımı yapan ABD, neden Türkiye'de, Alevi kimliğini ilan eden birini Cumhurbaşkanı seçtirmek için Biden'ın ağzından destek vaat eder?
Kılıçdaroğlu seçilemediği halde FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve Washington yönetimi, neden Kılıçdaroğlu'nun havlu atmasını engellemeye uğraşır?
Projenin sonunda ne var?
Türkiye'de PKK eliyle Türk-Kürt çatışması için yıllardır uğraşan şer şebekesi, buna paralel bir de Sünni-Alevi yangını için nelerin peşinde?