CHP'de adet haline geldi, seçim çalışmaları başladığında teşkilatlara ve adaylara "seçmene yumuşak davranın ve içki sofrasından paylaşım yapmayın" talimatı vermek. Seçim Ramazana denk geldiğinde "Seçmen oruçlu olmadığınızı anlamasın, ulu orta yiyip içmeyin" talimatı da ekleniyor.
Bu katı kurallara rağmen her seçim dönemi olaylı geçiyor CHP'de. Kılıçdaroğlu dahil kimse ağzını tutamıyor partide. Salı grup toplantılarında Ak Partili kadın siyasetçilere dahi hakaret edebilen biri sonuçta. Genel başkanın kendisi böyle olunca verdiği talimatları tutan da olmuyor haliyle.
Halka tahammülsüzlük, "halka rağmen halkçılık" ilkesinin bir sonucu temelde. Halkı değiştirmeniz, medenileştirmeniz gerektiğini düşünüyorsanız ve halk tüm çabalarınıza rağmen ille de bildiğini okuyorsa kendinizi tutamıyorsunuz. Dişlerinizi sıksanız da sonunda bir yerde gerçek yüzünüz ortaya çıkıyor.
***
Bugün DSP Şişli adayı olan Mustafa Sarıgül, CHP İstanbul adayı olduğu 2014 seçiminde vatandaşın birini yumruklamıştı. 24 Haziran'da Cumhurbaşkanı adayı olan Muharrem İnce, konuşma yaptığı platforma çıkan bir kişiyi neredeyse uçan tekme ile yerine göndermişti. İzmir mitinginde içkili bir kalabalığın Cumhurbaşkanına tempo tutarak küfürler savurmasına hiçbir CHP'li müdahale etmemişti.
Bunlar, CHP'nin yasakçı, halkı hor gören, üstenci, kibirli tarihiyle münasip haller. Yine bir seçim arifesindeyiz ve CHP'li siyasetçiler genel merkezden yapılan tüm uyarılara rağmen nobran tavırlarından vazgeçemiyorlar.
***
Ekrem İmamoğlu, halkın arasına indi ama belli ki çok zorlanıyor. Partisinin FETÖ ve PKK'ya müzahir tavrı dolayısıyla zor anlar yaşıyor. Parti HDP ile yaptığı ittifakı gizlemeye çalışsa da "tecrübeli vatandaş" her şeyi fark ediyor. HDP yönetimi de ittifakı defalarca doğruladı. En son Sezai Temelli, "Amacımız İstanbul'da AK Parti ve MHP'ye kaybettirmektir" dedi.
CHP'nin karakteri olan bu tahammülsüzlük ve halkı hor görme, siyasetçi profilindeki kalite düşüklüğü ve marjinal-illegal örgütlere açılma siyasetinden sonra daha da belirginleşti. Kartal'da CHP'li belediyelerin göz yumması ya da iltimas geçmesi sonucu kaçak ve kötü malzemeden yapılan binanın çökmesinin hemen ardından bakanından vekiline kadar iktidar partisinin tüm yetkilileri olay yerine koştu. Gerekli müdahale hızlıca yapıldı. Civardaki yapı stokuyla ilgili etüt çalışması başlatıldı. Kartal Belediye Başkanı Altınok Öz ise olayın üzerinden bir hafta geçtikten, enkazı kaldırıldıktan ve hayatını kaybedenler defnedildikten sonra elleri cebinde çıkageldi.
Vatandaşın tepkisinden koktuğu için olay yeri insansızlaştırıldıktan sonra boy gösterebildi.
***
CHP'lilerin şehit cenazelerine gidememelerini de ekleyelim. Ülkenin ana muhalefet partisi, nice zamandır, PKK'nın şehit ettiği askerlerimizin cenazelerine katılamıyor. Sırf bu bile CHP'nin tuttuğu yolun yol olmadığını anlamak için yeterli.
En son sebze tanzim satışlarında kuyruğa girmiş insanlara verilen tepkide açığa çıktı CHP'nin halkı hakir gören tavrı. Tanzim satışların rağbet görmesi ve buna bağlı olarak marketlerdeki etiketlerin düşmesinin CHP'lileri çok sinirlendirdiğini tahmin etmek zor değil. Yüksek etiketlerin meydana getireceği hoşnutsuzluktan seçimde fayda umuyorlardı çünkü.
Millet kıraathaneleri ve bahçeleri gibi vatandaşa ulaşan her hizmet CHP'de sinir bozukluğu yaratıyor.
Vatandaş da haklı olarak "Ne o rahatsız mı oldunuz" diye soruyor? Çünkü "tecrübeli vatandaş" CHP'yi çok iyi tanıyor.
CHP aklını başına toplamazsa halkın sadece sandıktaki değil sokaktaki tepkisinden de bizar olacak.