CHP’nin bu zor dönemde, oynayabileceği misyonun önemine inanmasam peş peşe CHP yazıları yazmazdım.
Türkiye’nin bir beka sorunu olduğu açık. Mesele ne PKK ne onunla ittifak kuran, radikal solun bakiyesi örgütler, onların canlı bombaları, silahları şu bu değil.
Karşımızda daha büyük bir güç, üstelik neyi nasıl yapacağını çok iyi düşünen, planlayan ve Türkiye’yle siz ister Haçlı Seferlerinden bu yana deyin, ister biraz daha yakınlara gelip, 1514-Çaldıran’dan bu yana deyin, Türkiye’yle tarihi bir hesaplaşma isteyen bir güç var.
Bu gücün PKK üzerinden istediği ise burada ve Ortadoğu’da yaşayan bir halkın, yani Kürtler’in, bin yıldır koruduğu tarihsel zeminini kaybetmesi ve Türkiye’ye karşı savaşmasıdır.
Konuştuğum HDP’li Kürtler ve HDP’nin ‘Kürtçülüğünü’ beğenmeyen Kürtler, AK Partili Kürtler, ‘bütün bu kavganın sebebi, Kürtler’in Türklerle beraber bin yıldır Malazgirt’te, Çaldıran’da, Çanakkale’de, aynı yönü gösteren tarihsel pusulalarının yolunu şaşırmasını sağlamaktır’ diyorlar.
PKK, pusulanın yönü şaşsın istiyor. Ama bunu yaparken kullandığı şiddet ve terör yöntemleri, Kürtler arasında her geçen gün gözle görülür bir iç muhasebenin yavaş da olsa hayata geçmesine yol açıyor.
Kürt halkı, belki Türkler’den de daha fazla, tehlikenin büyüklüğünün farkında.
PKK’nin eylemleri, hendek siyaseti, bölünme korkusunu derinleştirdikçe, her Kürdün içinde yaşattığı Türkiye’ye aidiyet duygusu daha da artıyor, yani PKK ve müttefiklerinin beklediği gibi zayıflamıyor.
Kürt sorunu, Ortadoğu’daki ve Türkiye’deki Kürtler’in ekseriyetinin desteğini almak ve bin yıldır, aynı zeminde ve Türklerle beraber olan bir halkı farklı bir zemine taşımak anlamında, PKK için de ulusal bir sorun haline geliyor. Türkiye için ise zaten öyle, ulusal bir sorun ve Türkiye açısından, Kürtler’in burada ve her yerde düşmanlığını değil, dostluğunu kazanma anlamında, ulusal politikaları gerekli kılıyor.
İşte bu noktada CHP son derece önemli bir misyona sahip. Geçen yüzyılın başında kristal dükkanına giren fil misali kırıp döktüklerini, son on yıldır toplamaya çalışan bir partiye destek olmasa da köstek olmaması lazım.
Sayın Baykal’ın HDP/PKK söz konusu olduğunda, CHP’ye yönelttiği eleştirilerin anlamı üzerine bütün CHP’liler çok düşünmeli, CHP’nin periferisinde yer alan Kemalist aydınlar, sosyal demokrat-liberal aydınlar, bu meseleyi CHP için yeni bir entelektüel ve düşünsel çıkış yolu gibi görmeli ve çok tartışmalıdır.
CHP, son zamanlarda olduğu gibi, ‘PKK/HDP formatı içinde’, AK Parti’ye muhalefet etmeye devam ederse, Türkiye’ye karşı girişilmiş bu uluslararası kuşatmanın değirmenine su taşımaktan başka bir şey yapmamış olacak.
CHP’nin tarz-ı siyaseti açısından, ‘AK Parti ve Erdoğan heyulası’, sanırım daha uzun bir süre, kullanılabilecek bir politik mevzu ve iştigal alanı olarak var olmaya devam edemez.
Bu, CHP’yi çatlatır, böler ve bu sonucu Türkiye’nin içinde bulunduğu bu ortamda ben dahil kimse istemez. Siyaset kurumunun ve partilerimizin, HDP dahil, güçlü ve doğru yerde durması, herkesin çıkarınadır.
CHP kaçak güreşmeyi derhal terketmelidir. Sayın Kılıçdaroğlu, ‘açık çek’ veriyordu çözüm için, şimdi, de terörle mücadele için açık çek verdiğini, desteklediğini, söylüyor. Ama bu sözlerin bir inandırıcılığı yok.
Keşke inanabilsek Dersimli Kemal Bey’e...
Sayın Kılıçdaroğlu, hendeklerle mücadele aylarında partisinin mecliste verdiği önergelerle HDP’nin önergelerini, her iki partinin açıklamalarını bir incelesin. Her iki parti arasında, siyasi konum ve tavır bakımından bir fark olmadığını görecektir:
‘Devlet ihlal yapıyor ve siviller katlediliyor!’
İhlalleri gündeme getirmenin hiçbir sakıncası yok, ama bunu insan hakları ve hukuk zaviyesinden değil, iç siyaset ve çıkarlar zaviyesinden ve HDP’ye benzeşmek gibi bir gayeyle gündeme taşıdığınız zaman, ne PKK’yi ne tonlarca bombayı ne de şehirlerdeki bu işgal halini görebilirsiniz, nitekim CHP’liler de görmüyor. CHP öyle bir halde ki, milletvekillerinin bazılarına, bir yabancı merhaba diye seslense, akıllarına gelen ilk şey kendi ülkelerini şikayet etmek oluyor.
Joe Biden’la İstanbul’da görüştüğümüzde, beni en çok şaşırtan CHP’li milletvekilleri oldu. Biri, elinde kalabalık bir ihlaller dosyasıyla gelmişti. ‘İhlaller dosyasını’ Joe Biden’a sundu. Biden dosyayı aldı bir kenara koydu, diğer arkadaşımız , ‘PKK ve hükümet birbiriyle savaşıyor, biz üçüncü bir yolun mümkün olduğunu düşünüyoruz, biz üçüncü yolu temsil ediyoruz’ dedi.
CHP gibi bir parti, devlet eğer PKK’ye karşı mücadeleyi kazanamazsa, hangi üçüncü yolu hayata geçirecek, toprak vererek mi yapacak bunu, gelin de merak etmeyin şimdi.
HDP’de hendek siyasetine karşı nasıl ki, bugün farklı sesler çıkmaya başlamışsa, kurucu ideolojinin sahipleri olduklarına inanmış CHP tabanından ve liderlik katında farklı seslerin çıkması kaçınılmazdır. Sayın Baykal’ın çıkışını bu çerçevede ve doğru okumak lazım.