ABD Başkanı Trump’ın 20-21 Mayıs’taki Suudi Arabistan ziyaretinden 15 gün sonra S. Arabistan ve bazı Arap ülkeleri Katar’a karşı harekete geçti. Katar’la ilgili iddialar, suyu bulandırıyorsun hikâyesine benziyor.
Trump’ın ziyaretinde iki tuhaf şey olmuştu. İlki, Mısır lideri Sisi, Trump ve Kral Selman birlikte ışıklı camdan dünya küresine ellerini koymuştu.
İkincisi de Trump ve iki bakanı geleneksel kılıç dansını Kral Selman ile birlikte yapmışlardı. Bunlar elbette bir mesajdı.
Trump’ın ziyaretinde ABD ile S. Arabistan arasında 110 milyar doları silah olmak üzere 350 milyar dolarlık anlaşma imzalandı. Bu anlaşma, Trump’ın İran’a karşı başlatacağı sıcak savaşta cepheye S. Arabistan’ın sürüleceği iddialarını kuvvetlendiriyor.
Katar krizi içinde bulunduğumuz bölgede yeni rol dağılımlarını getiriyor.
Türkiye olarak bizim durumumuz gerçekten sıkıntılı. Zira 15 Temmuz darbe girişimi ile ayan beyan gördük ki ülkemiz bir Haçlı saldırısı altında. Biz de Çanakkale ruhuyla karşı koyuyoruz. CHP ve Batı’ya teslimiyet içindeki bazı medya yöneticileri ile kalemler, bu hakikati kabul etmese de izah edemedikleri ve inatla görmezden geldikleri pek çok şey var.
1. Neden NATO’da müttefikimiz ABD, PKK’nın Suriye’deki yapılanması PYD/YPG’ye ağır silahlar dâhil her türlü yardımı yapıyor? ABD yönetimi, gözümüzün içine baka baka bir terör örgütünü neden Türkiye’ye tercih ediyor?
Kılıçdaroğlu ve CHP yöneticileri, o Batılı aydınlar neden ısrarla bu ABD politikasını yüksek sesle protesto etmiyor? Neden, neden? Sol’un Amerikan emperyalizmine başkaldırısına ne oldu?
2. NATO’da müttefik olduğumuz halde neden Almanya, İngiltere, Hollanda, Avusturya, AB yönetimleri PKK’yı Avrupa’da himaye ediyor? PKK’ya açıktan ve el altından neden destek veriyorlar? Darbeye karışmış FETÖ terör örgütü üyelerini iade etmedikleri gibi neden vatandaşlık veriyor, onları kolluyorlar? Almanya, terör iddiasıyla tutuklu bir gazetecisi için Başbakan Merkel’i devreye sokarken, neden kumpas davalarının bir numaralı yargı “imam”ı firari savcı Zekeriya Öz’e resmi koruma veriyor?
CHP neden bu durumu görmüyor, itiraz etmiyor, kınamıyor? Neden, neden?
3. Ortadoğu’nun zenginliklerine biz göz dikmedik. Irak’ı biz işgal etmedik. “Arap baharı” masalı ile Arap ülkelerini biz karıştırmadık, Mısır’da darbeyi biz yapmadık. Suriye’de Esed’in kendi halkını katlettiği kimyasal silahları biz vermedik. Suriye’nin parçalanması tezgâhlarını biz kurmadık.
Neden CHP ve Kılıçdaroğlu hep AK Parti’yi ve Erdoğan’ı suçluyor da, ABD’ye, Esed’e, İran’a, Rusya’ya, İsrail’e, İngiltere’ye, Almanya’ya, Fransa’ya tek laf etmiyor? Neden, neden?
4. İslam coğrafyasına, içimize etnik ve mezhep kökenli yangınları Batı soktuğu halde CHP bunu hiç eleştirmiyor. Eleştirmeyi bırakın tek sorumlu olarak, her platformda “biz kardeşiz, mezhep farklılıkları düşmanlık sebebi olamaz, hepimiz Müslüman’ız” diye haykıran Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı neden suçluyor?
Katar krizi ile ilgili olarak CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan, “Bölgede mezhep çatışmasına dayalı ayrıştırmalar tahrik ediliyor, bölge terör üreten bir bataklık halinde yeni tehlikelere açılıyor” diyor. Güzel, tehlikelerin, başkalarının tahrikinden kaynaklandığını kabul ediyorsunuz. O zaman kim o başkaları onu da söyleyin. Erdoğan’ı ve hükümeti hedef yapmaktan vazgeçin.
Kılıçdaroğlu’nun çözümü müthiş! Ortadoğu’da bize, “gel Türkiye, aramızdaki sorunu çöz” dediklerinde harekete geçmeliymişiz. Zannedersiniz sokakta çocuklar misket oynuyor da biz arabulucu olacağız...