CHP’nin 19. Olağanüstü Tüzük Kurultayı bugün başlıyor.
Konuya bu başlığı uygun gördüm, zira kurultayda ‘cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde ittifak yapılacak partilerden gelecek adaylara CHP listelerinde yer verilmesini’ sağlayacak düzenlemeler yapılacak.
Taslağa göre, CHP’nin 1 milletvekili çıkardığı veya son seçimde yüzde 10’un altında oy aldığı illerde önseçim yerine ‘merkez yoklaması’ yapılacak.
Bu da ittifakla gelen adayların liste başı yapılmasına imkan verecek.
Muhalifler buna ‘amaç’ yönünden karşı çıkmıyor.
İtiraz, bu düzenleme bahane edilerek milletvekili aday listelerinde ‘genel başkan’a verilen yetkilerin genişletiliyor olması. Bazı milletvekillerine göre bu yetki, 600 milletvekili adayının yarısından çoğunu Genel Başkan’ın belirlemesine kadar varabilir.
Hafta başında CHP’li 48 milletvekilinin ortak bildiriyle tepki vermesinin nedeni de bu.
Bugün bu yetkinin biraz ‘kısıldığını’ görebiliriz.
İmzacılar arasında hem genel başkan adayı Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin, hem de Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısına aday çıkarmayan ‘sol’ kanat liderleri İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke ve İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner’in bulunması, Kılıçdaroğlu’na karşı bir ‘ilkeler çerçevesinde ittifak’ bulunduğunun göstergesi.
Cihaner, ‘CHP sağcı bir aday göstermelidir’ yaklaşımını ‘cehenneme giden yola taş döşemek’ diye nitelemiş;
Böke de, “(Cumhurbaşkanı adayı) ‘Kim olmalı’ sorusu sorulduğunda, aslında kimin olmaması gerektiği çok açık” tavrını ortaya koymuştu.
Kurultayda ortaya çıkacak tablo, CHP merkezli ittifak tartışmalarına da yön verecek.
İttifak demişken.
AK Parti-MHP ittifakının açıklanmasından sonra CHP’den ittifaka dair ‘ahlaksız teklif’e kadar varan tepkiler yükseldi.
Oysa CHP’de halen bir ‘ittifak’ var.
Adına ‘açılım’ diyerek oluşturulan bir ittifak bu.
RP kanadını Mehmet Bekaroğlu; HDP kanadını Sezgin Tanrıkulu; DYP kanadını İlhan Kesici, Bülent Kuşoğlu gibi isimlerin temsil ettiği…
Son kurultayda ‘sol manifesto’ ile öne çıkanlar da 2015 seçimlerinde CHP listelerine alınmıştı.
HDP’de ise ittifakın adı ‘bileşenler’…
CHP de bu yüzden tepkilerini sürdürmedi ve ittifak yerine yeni bir isim buldu: ‘İlkelerde birleşme’…
Bugün ve yarın da ‘ilkelerde birleşeceği’ partilere verilecek milletvekilleri için tüzüğünü değiştirecek.
Washington’da ne konuşuluyor
Suriye ve ABD’nin terör örgütü YPG ile işbirliğine yönelik Türkiye-ABD arasındaki görüşmeler Washington’da başladı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, önceki gün ilk kez bir ‘uzlaşma noktası’ işaret etti: “Münbiç’te iç savaş öncesi nüfus dağılımı esas alınacak.”
Bu önemli, çünkü Münbiç için geçerli olan bu kural bütün Suriye için de geçerli olacak.
Yani YPG’nin zorla göç ettirerek nüfus yapısını değiştirdiği bölgeler için.
Bu bölgelerden göç ettirilenlerin çoğu Türkiye’ye sığınmış durumda.
Ancak ‘yönetim şekli’ konusunda henüz netleşmiş bir çözüm yok.
Kaynaklar, “Türkiye ve ABD kontrolünde ve YPG’den arındırılmış bir yerel yönetim” formülünün masada olduğunu söylüyor. Bu yönetim şekli, Fırat’ın doğusu için de örnek teşkil edecek.
Bakan Çavuşoğlu, dün iki yeni bilgi daha verdi.
Biri Zeytin Dalı operasyonuyla ilgili: “Harekat mayıs ayına kadar biter.”
Diğeri terör örgütü PKK’ya yönelik: “Irak hükümetiyle PKK’ya karşı ortak operasyon olacak, olmalı. Irak’ta 12 Mayıs’ta yapılacak seçimden sonrası yapılabilir.”
Edindiğim bilgilere göre;
Çavuşoğlu, Irak’ta PKK’ya karşı operasyonun Zeytin Dalı harekatının bitmesine ‘bağlı’ olmadığının da altını çizdi ve “Türkiye iki operasyonu aynı anda yürütecek imkan ve kabiliyete de sahiptir” dedi.
Irak’taki operasyonun, terör örgütünün ‘ikinci Kandil’ yapmaya çalıştığı Sincar bölgesine yoğunlaşacağı, ancak aynı zamanda Kandil’i de hedef alacağı bilgisi de yeni.
Washington’daki toplantılar önemli.
Ancak kesin sonuçları 19 Mart’ta Çavuşoğlu’nun ABD’de mevkidaşı Rex Tillerson’la yapacağı görüşmede ortaya çıkacak.