'Elif' hattının yazılı olduğu levhayı okuyamadıklarından olsa gerek... Ters tutmuşlar Elif'i. Hem tebessüm ettik bu yanlışlığa, zira CHP Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin siyasi hayatında bu tür gafları çoktur. Ama bazen gaf bile sevimli hale geliyor, bu öylesi değil. Bu yüzden ''ters tutulan Elif'' yüreğimize bir ok gibi düştü ve yaraladı...
Bu 'Elif Cehaleti'nin son kısmını görüyoruz biz. Zararsız, ironik, komik bir durum gibi ilk bakışta. Olsa olsa tatsız bir şaka gibi gözüken bu cehalet aslında derin bir yaranın kabuğu. Dünyada büyükannesinin, büyükbabasının kabir taşlarını, mektuplarını, hatıra defterlerini okuyamayan başka kaç toplum var...
"Elif'i görse mertek sanır" diye boşa dememişler. CHP, toplumumuzu işte bu hale getirdi, biz Elif'i görsek, "Aa acaba bir sopa mı bu" diyen bir nesle dönüştük.... CHP'nin elinde o cehalet merteği, Harf Devrimi sıralarında çelikten bir sopaya dönüşmüş. Sadece Elif değil, bütün eski harflerimiz de her fırsatta millete çekilen dayak olmuş...
Oysa Harf, hafızadır. ''Bir harf düşerse, bir kelime gider, bir kelime bir cümleyi, bir cümle bir kitabı düşürür, kütüphanelerinizden eksilen, kaybolan her kitap, sizler için feci bir hafıza kaybıdır'' derdi, Hukuk Fakültesindeki hocamız rahmetli Prof. İsmet Sungurbey... Onun yönlendirmesiyle tanışmıştım ben de anneannemin harfleriyle. "Çocuklar" demişti, "Hukuk Fakültesi'ne kaydoldunuz, biraz Osmanlıca bilmeniz icap eder"... 1985'te Osmanlıca kursu bulmak imkansızdı. Ama Sahhaflar Çarşısının girişinde hafta sonları dökülen eski kitap dağları olurdu... Vefat etmiş kimselerin dağılan kütüphaneleri, kıymet bilmez mirasçıların mezata çıkarttığı zavallı terekeler, yerlere saçılı dururdu. Ben bu eski kitap dağlarından bir keresinde Halde Edip Hanım'ın kendi eliyle mühür vurduğu bir kitabını bulmuştum, bir keresinde de 1905 baskılı Mecelle... Sahhaflardan satın aldığım Osmanlıca Okuma Anahtarı isimli 15 sayfalık bir küçük risaleyle okumaya başlamıştım, yavaş yavaş. Fakat bu kitabın giriş kısmında farklı tarihlerde verilen toplatma kararları, itiraz dilekçeleri, savunmalar vardı. 15 sayfalık şu mütevazi kitapçığın başından geçenlere bakın siz demiştim... Benim dünyamda, Hukuk Fakültesi öğrencisi oluncaya kadar Osmanlıca diye bir şey yoktu... Oysa Anneannem vefat edinceye kadar bu harflerle yazmış ve okumuştu... Nesiller arasındaki bu ayrılık, bu kopuş, bu derin yabancılık, devrimlerin CHP elinde nasıl da hoyratça uygulandığının en büyük delillerindendir.
Dolayısıyla CHP Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin 'Elif Cehaleti'nin altında bizzat kendi partisinin imzası var. İstiklal Mahkemelerinin, Yassıada Yargılamalarının, Sıkıyönetim Mahkemelerinin geçmişe uzanan ağır yükü var... Ezan yasaklarının, Başörtü yasaklarının, İkna Odalarının halen kanayan yaraları ve ağır tortusu var...
Cumhurbaşkanlığına aday olduğu için beynine mermi dayanan Ali Fuat Başgil'den, 100 bin imzayı bulursan Cumhurbaşkanı olursun hürriyetine geçmiş bir Türkiye var... Bunun kıymetini bilmemiz gerekiyor.
CHP'ye Elif'i ters tutturan şey, halk korkusu, halk düşmanlığıdır! Halkın inancıyla, halkın yaşam tarzıyla, halkın zevkiyle, adabı muaşeretiyle bir türlü barışamayan CHP...
Ben bu hazin fotoğrafta bunu gördüm bunu okudum; CHP, toplumsal bilinç kaybıdır.