Ekmeleddin İhsanoğlu’nun CHP-MHP’nin çatı adayı olarak açıklanmasından sonra, onca uğraşların neticesinde doğru bir isim olup olmadığı tartışılıyor. Her kesimden vatandaşın bugünlerde en fazla fikir yürüttüğü, kendi fikir yapısı doğrultusunda doğru ya da yanlış isim olduğu gerekçeleriyle karşı tarafa kabul ettirilmeye çalışıldığı en sıcak konu bu.
Muhafazakar ve CHP fikriyatıyla uyuşmayan bir kişilik olan İhsanoğlu’nun adaylığından murat edilen belli. CHP’nin öteden berisöylemlerini gerici ve dinci argümanları üzerinden yürüterek siyaset geliştiren, yıllardır mağduriyet yaşattığı muhafazakar halk kitlesinin oyunu alarak, Erdoğan’ın önünü kesme amacı güden bir isim Ekmeleddin İhsanoğlu ismi. Bugün AK Parti’ye oy veren seçmene dünyayı dar eden bir siyaset yürüten CHP’nin, bu kesimi muhafazakar kimlikli bir adayla kandırabileceğini düşünmek akıllara zarar.
İhsanoğlu’nun babasının tek parti dönemi mağduru olarak Mısır’a yerleşmiş ve Mehmet Akif Ersoy’un yakın arkadaşı, kendisinin de AK Parti dönemi bir bürokratı olduğunu bilen sağ seçmen, hangi gerekçeyle Tayyip Erdoğan’dan vazgeçip, çatı adayı olarak gösterilen İhsanoğlu’na oy verecek? Erdoğan’ı siyaset dışına itmek isteyen her illegal hareketin peşine takılarak yol almış bir partinin, kendi ideolojisinin iflas ettiğinin bir göstergesidir Ekmeleddin İhsanoğlu tercihi. Gerçi CHP’nin dümenine oturan Kılıçtaroğlu bu yöntemi daha önce de defalarca denedi ancak tutmadı. Mansur Yavaş ismi 30 Mart seçimlerinde Ankara’da Melih Gökçek’i alt edemedi malum. Şu çok açık ve nettir ki, CHP’nin sağ endeksli siyasi adaylar belirleme, seçimlerde başörtülü kadınlara parti rozeti takma göstermelikleri, seçmen nezdinde artık inandırıcılığını yitirmiş eski Kemalist söylemlerini gizleme yöntemidir. Bugün böyle hareket ediyor gözüküyor ancak, siyasi olarak hedefine ulaştığında gizlemiş olduğu kimliğini yeniden devreye sokacak ve bildik CHP olarak karşımıza çıkacaktır. Tabii ki bu halk o fırsatı kendisine bir daha verirse.
Daha önce aynı yöntemi denemiş ancak başarılı olamamış CHP’nin AK Parti tabanından oy alamayacak ve de kendi tabanında çatlaklar oluşturan İhsanoğlu ismini farklı bir stratejiyle öne atmış olamaz mı? Kullandığı argümanların işe yaramadığını gören CHP, otoriter, kutuplaştırıyor, yolsuzluk gibi söylemler üretip yıpratmaya çalıştığı Erdoğan’ı, kendi düşüncesinden biriyle zayıflatarak 2015 seçimlerini hedeflediğini düşünüyorum. Kemal Kılıçtaroğlu ile CHP, oyun kurmayı değil oyunu bozmayı, kazanmayı değil, kafa karıştırmayı tercih eder duruma geldiğine göre, Ekmeleddin İhsanoğlu ile de cumhurbaşkanlığını kazanmayı çok da düşünmüyor aslına bakılırsa. Böyle bir yöntem ve adayla seçim kazanılması pek mümkün olmaz. Kendi çevresinden belirleyeceği adayla alacağı oyu artırmayı ve Erdoğan’ı kendi fikrinden bir adayla çarpıştırıp yıpranmasını bekleyecek. Kaybetse de kendi partisi kaybetmiş olmayacak güya. Bundan önceki tüm seçimlerde Erdoğan’a karşı kaybeden CHP, Erdoğan’sız AK Parti ile 2015 seçimlerinde yarışacak olmayı kendisinde avantaj olarak değerlendiriyor. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde umudu olmayınca da 2015 seçimlerinde yine MHP ile koalisyona girip Başbakanlığı ele geçirmeyi ve Erdoğan’ın Çankaya’da hareket alanını daraltmayı daha çok düşündüğü anlaşılıyor. Sonuç olarak cumhurbaşkanlığını değil, 2015 seçimlerini hedefliyor. MHP bu işin neresinde diye sorulacak olursa da, daha önce de Ecevit’in koltuğu altında siyaset yapmamış mıydı?