Farklı fikirlerin farklı siyasi partiler çatısı altında ifade edilmesi demokrasilerin zenginliğidir. O halde İnce de siyasi hayatımıza bir zenginlik getirmiştir.
Mustafa Sarıgül de keza CHP içinde yer bulamayıp yakın zamanda parti kurduğunu açıklamıştı. Hatta CHP'den ayrılan eski bazı isimlerin üçüncü bir parti kuracağı söyleniyor. Boşuna zenginlik demedik...
Şimdi diyeceksiniz, Ak Parti'den ayrılan DEVA ve GP neden 'zenginlik' değil? Olmaz olur mu, onlar da zenginlik.
Okurlarım bilir, her iki partinin başkanı ve çevresi için, karnınızdan konuşacağınıza parti kurun da boyunuzun ölçüsünü alın demişliğim vardır.
Parti kurmaya teşvik değil ağır tahrik bile diyebilirsiniz buna...
Dedim ya, demokrasilerin zenginliği sonuçta...
Gelelim İnce'nin kuracağı parti ile çıktığı yola...
Ayrılırken ettiği laflar çok ağırdı, evet.
Sözlere bak;
"Kimlerle yolumu ayırıyorum?
ABD'den demokrasi dilenenlerle yolumu ayırıyorum.
Mustafa Kemal deyip, Mustafa Kemal Atatürk diyemeyenlerle yolumu ayırıyorum.
Daha önce de kuracağı parti için "Bir ayağı Kandil'de, bir ayağı Brüksel'de bir parti olmayacak." demişti.
Çok sert!
Ne demek bu? CHP işte sen böyle bir partisin, demek.
Muharrem İnce siyasi partileri farklılaştıran en keskin hatları çizerek ayrıldı CHP'den. Birbirine hasım ideolojilerden bile daha keskin ayrımlar diyebiliriz bunlar için. Zira ideolojik olarak farklı partiler, son tahlilde yine ülkelerinin selameti için farklı düşünce sistemleri öneren partilerdir. Ama İnce, CHP'yi terör örgütlerinin adıyla birlikte anıyor.
AK Parti de CHP'ye daha fazlasını demiyor. CHP'ye İnce'nin eleştirilerinden daha ağırını söyleyen bir AK Parti olmadı.
Durum böyleyken, Muharrem İnce, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı benden daha çok oy alırsa onu desteklerim diyor. Yani yerim Millet İttifakı diyor.
Bu yüzden ben de diyorum ki; İnce'nin CHP'den ayrılması Kılıçdaroğlu'nun işine gelmiştir. Danışıklı dövüştür demeyeceğim ama o kapıya bile çıkabilir. Kılıçdaroğlu'nun CHP'yi taşıdığı yeri yüreği kaldırmayan ve artık CHP'ye oy vermekte zorlananlar için İnce, gönülleri rahat gidebilecekleri yeni bir adrestir.
Ne içindesin CHP'nin ne dışında, kullanışlı bir ara yerdesin.
CHP için hiç kötü değil çok yarayışlı bir hamle bana kalırsa.
İnce için de daha azı değil.
Artık Kılıçdaroğlu'nun "Gel Muharrem" diyebileceği bir mesafede değil.
Ya nerde?
Hani CHP'den ayrılırken ettiği sitem vardı ya...
"Dostlarımızla kazanacağız"daki dostlar....
Muharrem İnce işte oraya terfi etmiş oldu bu hamlesiyle.
Vizyon ve hizmetin değil dört işlem siyasetinin seçim kazandırdığı yeni bir döneme girdik artık.
Kılıçdaroğlu, o dört işlem siyasetiyle İstanbul ve Ankara'yı aldı.
Üstelik birlikte basın açıklaması yapmaktan çekindiği, helalim değil ama vazgeçemiyorum işte dediği HDP ile.
Alenen örgüt evine dönmüş HDP merkezlerinde, Canan Kaftancıoğlu marifetiyle iyi iş çıkardılar doğrusu.
Dahası ülkücü hareketin Asena'sı Meral Akşener'in de olduğu bir komboyla...
Bu mühendisliğe, bu dört işlem siyasetine kimse burun kıvıramaz.
Şimdi ne oldu, Muharrem İnce de kendini CHP'nin yeni dostları mertebesine çıkardı.
CHP üyesiyken "Bir ayağı Kandil'de bir ayağı Brüksel'de" dediği parti yönetiminin muhalifiydi. Ayrılınca dost olurlar kim bilir.
Akşener'in bünyesinin kaldırdığını Muharrem'in bünyesi niye kaldırmasın ki.