Değerli dostlar rasyonel, sistemli ve yapıcı siyasetin ana dinamiklerinden biri iktidarsa diğeri de şüphesiz muhalefettir. Bir ülkenin başına kötü bir şey geliyorsa, sadece iktidarın başarısızlığından değildir.. Milletin seçeneksizliğinin de bunda payı vardır.. Daha açık ifade etmek gerekirse; ülkeyi yönetenler hata yapabilir.. Kurarsın sandığı değiştirirsin yönetimi.. Peki ya; aklı başında gerçekçi, uygulanabilir politikalar öneren bir muhalefet yoksa?!.. İşte o zaman sorun büyük.. Bakın sosyal patlamaya neden olan iktidar değildir, alternatifsizliktir. İktidarı beğenmezsen öfkeden deliye dönmezsin. Yerine koyacak daha iyi bir seçeneğin yoksa çaresiz hissedersin kendini ..
**
Cumhuriyet Halk Partisi tam da kitlesine işte bu umutsuzluğu aşılıyor.. Geçen haftaki MYK'da parti sözcüsü Faik Öztrak, "seller ve yangınlar nedeniyle yaşanan mağduriyeti, milletçe el ele verip gidereceğiz" açıklaması yaptığında yine heyecanlandım. "Sonunda CHP, milli konularda kısır siyasi çekişmeleri bir kenara bırakıp yapıcı muhalefet edebiliyor" diye düşündüm.. Fakat fazla sürmedi.. Söz Afgan mülteci girişine gelince, oya tahvil edilebilecek bir konu olduğundan tepe tepe kullanmayı tercih ettiler.. Çok üzücü..
**
Önce Başkan Erdoğan'ın bu konudaki tavrını hatırlayalım.. Bu mesele önüne geldiğinde Erdoğan ne dedi; "..Türkiye yol geçen hanı değildir..." dedi, öyle mi?.. Başka? "... . Giderek yoğunlaşan ve İran üzerinden gelen bir Afgan göçmen dalgası ile karşı karşıyayız. Bunu önlemek için de Pakistan'la işbirliğini arttırarak sürdürmemiz gerekiyor. .... Biz bu duvarları boşuna mı örüyoruz. Tüm gözetleme kulelerine varıncaya kadar... Yakalanan düzensiz Afgan göçmenler, yeniden Afganistan'a sınır dışı ediliyor..." Bu sözler, Erdoğan'ın Afgan göçmenlerle ilgili açık kaynaklardan ulaşabileceğiniz beyanları.. Devletin bu noktadaki duruşu böyle yani.. Buna rağmen, Kılıçdaroğlu diyor ki; ".. ABD ile gizli bir anlaşma yaptılar, 1 milyon Afgan sığınmacıya kapıları açtılar.." Peki ne oldu? Erdoğan, Beştepe, AK Parti ya da İletişim Başkanlığı değil, doğrudan ve bizzat ABD yalanladı Kılıçdaroğlu'nu.. "Böyle gizli bir anlaşma yok, ne konuştuysak hepsi kayıt altında" dedi ABD... Ya hu aksi düşünülebilir mi zaten.. bakın Taliban'ın zafer ilan ettiği gün Kabil havalimanında yaşananlara.. ABD, sahiden geride bıraktıklarıyla ilgileniyormuş gibi mi göründü gözünüze..Daha evvel tepelerine bombalar yağdırdıkları uçaktan attılar insanları.. 'Bir umut' diye kanadına tekerleğine tutunan Afganlar nasıl düştü görmediniz mi?.. Ya hu, köpeklerini aldılar kabine köpeklerini.. Yerli işbirlikçilerini Kabil'de bıraktılar.. Onlar mı gizli bir anlaşmayla 1 milyon Afgan'ın hayatını kurtarmayı taahhüt edecek?..
**
ABD Kongresi Araştırma Servisi'nin (CRS) Haziran 2021 tarihli raporuna göre, Washington'ın 2001'den beri Afganistan'a yaptığı askeri ve askeri olmayan yardımların toplamı 144 milyar doları aşıyor. Acı, kan ve gözyaşından başka ne kaldı peki?.. Şimdi geride kalanları düşünüyormuş da 1 milyon kadarını Türkiye'nin alması için gizli bir anlaşma yapmış.. Bu kadar projeksiyon yapabilecek olsalardı, 2011'den beri çıkmak istedikleri Afganistan'dan böyle acayip bir tahliyeyle mi çıkarlardı, biraz düşünsenize..
**
Diyoruz ya, 'yapıcı muhalefet' diye.. Dün AK Parti İstanbul İl Başkan Yardımcısı ve aynı zamanda Star'dan köşe komşum Halime Kökce'nin paylaştığı twitter mesajını dikkatinize sunmak istiyorum.. "... CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu "Türkiye'nin dış politikasını 180 derece değiştireceğiz" diyor. Açıklar mı acaba; mesela ne yapacak? Azerbaycan'ı değil de Ermenistan'ı mı destekleyecek? Suriye'de PKK devletine müsaade mi edecek? Doğu Akdeniz'deki iddialarımızdan vaz mı geçecek?..." Gerçekçi ve uygulanabilir hatta göreve geldiğinde sürdürebilir bir politika üretemiyorsanız, millet de size o yetkiyi vermez.. Tarih bunun örnekleriyle dolu..