Bir zamanlar devlet içindeki Ak Parti karşıtı unsurlar toplumda Ak Parti aleyhine bir kanaat oluşturmak için yalan ve tahrif edilmiş bilgilerin yer aldığı dosyalar hazırlarlar ve bu dosyaları işbirlikçi gazeteciler üzerinden servis ederlerdi. Manipülasyona yönelik bu dosyalar ya manşetten haber olur veyahut kitaplaştırılırdı.
İşte bu gazetecilerden biri de Ergün Poyraz'dı. On yıl öncesine kadar Poyraz Eski Türkiye'nin gözde gazetecilerindendi. Adının yazıldığı haberler manşetlerden inmezdi. Tabiî ki kendisinin bu manipülatif haberlere tek katkısı, adının oluşturulmuş haberlerde yer almasına rıza göstermesiydi! Hâkeza yayımladığı kitaplarda da vaziyet aynıydı. İzlenen yol şuydu: İlk önce Ergün Poyraz adına bir kitap yayımlanır daha sonra bu kitaptan bazı bölümler medyada manşete çekilirdi.
Geçtiğimiz hafta Poyraz, uzun yılların ardından kısa bir süre de olsa gündem oldu. Bir grup, Ergün Poyraz'a saldırmış ve komalık olacak kadar kendisini dövmüşlerdi. Batıcı ve Kemalist güruh hâdiseye hemen balıklama atladı. Akıllarına Poyraz'ın, yukarıda yazdığım marifetleri geldi ve bu saldırıyı Ak Partililer'in yaptığını düşünerek saldırıya tepki gösterdiler. Lâkin hâdise hiç de onların düşündüğü gibi çıkmadı. Poyraz'ı dövenlerin CHP/HDP/PKK konsorsiyumu olduğunu öğrendikleri an suspus oldular.
Bir anda, 'özgür medya', 'bağımsız gazetecilik' gibi o sevdikleri kalıplar üzerinden Ak Parti'ye sarf ettikleri sözleri yalayıp yuttular. Nasıl ki Ekrem İmamoğlu İstanbul Beşiktaş'taki tarihi ağaçları kestiğinde çevreciliği, ağaç sevgisini unuttularsa Ergün Poyraz'ı dövenlerin de kendilerinden çıkınca 'özgür medya' ve 'bağımsız gazetecilik'i unuttular. Hayır, alzheimer değiller; ahlâksızlar, sahtekârlar!
Peki CHP/HDP/PKK konsorsiyumu Ergün Poyraz'a neden saldırmış? Aydın'ın Kuşadası ilçesinde bulunan evinin önünde saldırıya uğrayan Ergün Poyraz anlatıyor: "29 Mart'ta Kuşadası Belediyesi'nin 750 milyonluk TL'lik mıcır ihalesi için bilgi edinme formu verdim. O kadarlık mıcırla buradan aya yol yaparsınız. İhalenin süresini de 300 gün olarak belirlemişler. Tabi 500 gün geçti ortada yarım kilo mıcır yok. Firmanın mıcır dökmediğini, bu konuda ne yapmak istediklerini sordum. 'Bu firma hiçbir şey yapmamasına rağmen halen neden ihale veriyorsunuz' diye de sordum. Önceki gün yine belediyeye bilgi isteme dilekçesi yolladım. 6 milyonluk bir ihale vermişsiniz. Bu ihaleyi verdiğiniz adreste folklor ekibi gözüküyor. Davutlar Mahallesi yolunu 21 milyona ihaleye vermişsiniz ama birkaçı dışında bütün araçlar belediyeye ait. 2021 yılında kitap günleri için 300 bin lira harcandığı faaliyet raporunda var. 'Kitap günlerini ben yaptım' dedim. Güvercin Festivali için 1 milyon 600 bin lira harcanmış. Ama bunun parasını Özlem Çerçioğlu verdi. Sonra, 'Festival için kasadan bir kuruş para çıkmadı' diye açıklama yaptınız. O zaman bu parayı nereye harcadın. 'Dilencilerin şehir dışına çıkarılması için 1 milyon 800 bin lira para harcadık' demişsiniz, 'Bu dilencileri tatile mi yolladınız' dedim. Hawaii'ye tatile yollasan bu kadar para harcanmaz. Güvercin masaya (Belediyede şikayetlerin yapıldığı birim) gelen dilekçelerin ilgili yere ulaştırılması için 2 milyon yazmışlar. İlgili yerler üst katlarda, asansörle çıkıp verecekler.' 2 milyon harcama nereden çıktı' dedim. Bunun dışında birçok yolsuzlukları var. Bunları hatırlattım akşam da bu olay oldu".
Ergün Poyraz, CHP'li belediyelerin kaynaklarını HDP/PKK bağlantılı işadamlarına aktardığını söylüyor. Benim de 'ittifak' yerine 'konsorsiyum' demem bundan.
Mezkûr konsorsiyumun tesirini görmek açısından şu haberi de dikkatle okumanızı tavsiye ederim: Kars Barosu, Ergün Poyraz'ın saldırıya uğramasının ardından "Sahil kesimlerinde birçok noktada ekonomik güç PKK'nın elinde ve büyük bir rant var" diyen Avukat Ayşenaz Çimen hakkında soruşturma başlattı. Ayşenaz Çimen, şu açıklamaları yapmıştı:
"Gazeteci Ergün Poyraz, CHP Kuşadası Belediyesi'ndeki bir ihalenin, PKK'lı bir isme verildiğini ve bu konuyla ilgili yolsuzlukları dile getirdiği için saldırıya uğradı. Yoğun bakımda, kendisine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Sahil kesimlerindeki ekonomik güç, PKK'ya destek veren grupların elinde. Bu konuyu daha önce de dile getirmiştim. Özellikle Aydın, Muğla, Bodrum, Milas, Didim, Kuşadası, Ölüdeniz, Fethiye, Antalya, Mersin, Tarsus ve birçok yer.
2015 meskun mahal operasyonlarından sonra, PKK'ya destek veren gruplar, sahil kesimlerine göç etti. Bu bölgelerde, hem gayrimenkul taşınmazı ve turizm üzerinde, büyük bir güç elde etti, hem de yabancı turistlere karşı, 'devlet bizim doğuda ve güneydoğuda evlerimizi yıktı. İşsiz, güçsüz kaldık. Bu yüzden buraya göç ettik.' şeklinde kara propagandalarını ürettiler. Bu konu, Türkiye için bir iç güvenlik meselesi olabilir ilerleyen zamanlarda. Dikkat!"
Kars Barosu yönetimi CHP/HDP/PKK konsorsiyumunun ifşâ edilmesinden rahatsız olmuş, neden acaba?..
Bir başka CHP'li belediyedeki yolsuzlukla alâkalı Sözcü yazarı Deniz Zeyrek ne demişti: "Buca metrosunun tamamı yolsuzluk olsa ne olur. 2 milyar lira bilmem ne..."
Zeyrek'in sözünden mülhem, Poyraz'a yapılan saldırının altından CHP/HDP/PKK konsorsiyumu çıkınca susanlar veya failleri gizleyerek haberi verenler de şunu diyorlardır: "CHP'li belediyeler paraları HDP/PKK'lılara aktarsa ne olur, gazeteci dövseler ne olur..."
Bir zamanlar Poyraz'ı manşetlere taşıyanlar bugünlerde kör Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığına Poyraz gibileri CHP/HDP/PKK konsorsiyumuna kurban veriyorlar. Poyraz ve benzerleri bundan ders çıkarır mı...