CHP'nin 24 Haziran seçimlerinde izlediği "Her evden bir oy HDP'ye" taktiği sayesinde HDP barajın altında kalmaktan kurtuldu. 24 Haziran'da CHP'nin bazı ilçelerdeki oyları bir önceki seçime göre dramatik şekilde düşüş göstermiş buna mukabil aynı ilçelerde HDP'nin oyları artmıştı.
Şimdi ise CHP, HDP'den medet umuyor. HDP'nin oyunun olduğu Batı'daki büyükşehirlerde AK Parti'den belediye almak için kritik bir hesap yapılmış. Özelikle İstanbul ve Adana HDP'nin aday çıkarmamış olması bunun en net göstergesi.
İstanbul'da uzun zamandır, "istifa şımarıklığı"yla tepki çeken İl Başkanı Kaftancıoğlu'nun HDP'ye yakınlığının da yardımıyla, kritik ilçelerde teşkilatlar arası işbirliğine gidildiği biliniyor. CHP'nin Sancaktepe, Kadıköy gibi ilçelerdeki adayları bu ittifakın ruhuna uygun. Ancak Sancaktepe teşkilatının yaptığı "Genel merkezde bölgecilik, etnik köken ve mezhepçilik üzerine verilmiş olan aday kararı bizim nezdimizde yok hükmündedir" açıklaması işlerin tıkırında gitmediğini de gösteriyor.
***
HDP'nin İzmir'de aday göstermeyerek CHP ile ittifak yapması İstanbul ve Adana'dan daha farklı ele alınmalı. HDP açısından fark eden bir durum yok, zaten alamayacağı bir ilde oylarını CHP'ye yönlendirmiş olacak. Peki CHP'nin kalesi olarak bilinen, kimi CHP'lilerin "AK Parti alacağına Yunan'a bağlansın daha iyi" diyebileceği İzmir'de HDP ile ittifakın sebebi ne? Sözcü okuyan Kemalist emekli teyze ve amcalara bu durumu nasıl izah edecekler?
İzah etmeyecekler, çünkü CHP AK Parti'ye karşı PKK ve FETÖ ile yan yana gelmeyi zaten alışkanlık haline getirdi. Muharrem İnce'nin şizofrenleri, Yılmaz Özdil'in uyduruk bir kitabına vecd ile 2500 TL verenlerin oyu halükarda garanti. Ama tabii ki bu son sürecin rahatsız ettiği CHP'liler de var ve onlar zaten patır patır istifa ediyor. Tunç Soyer'in, hendek terörü zamanı PKK'ya verdiği destek, sadece ittifakın diğer ortağı İP'te değil kimi CHP'lilerde de ciddi rahatsızlık uyandırdı.
CHP İzmir'de HDP'nin desteğine muhtaç ki, bu rahatsızlıklara rağmen hendek terörüne güzelleme yapan bir adayla seçime giriyor. Demek ki İzmir'i artık çantada keklik değil. Aziz Kocaoğlu'nun başkanlık dönemlerinde İzmir çöplerle, kokuyla, susuzlukla, alt yapı sorunlarıyla anıldı, malum. İzmir'de bir dip dalga oluşabilir. İzmir'i yeniden garantilemek için kurulmuş olan HDP-CHP ittifakı tam tersi CHP'nin İzmir'i kaybetmesiyle sonuçlanabilir.
***
Gelelim İyi Parti'nin ittifaktaki durumuna. Ortaya çıktı ki asıl ittifak HDP ile kurulmuş. CHP ve HDP'nin kurduğu ittifakta İP'in misyonu ise meşrulaştırıcı olmak. Akşener bunun başından beri farkında ve bu durumu belediyelerin paylaşımında güçlü bir pazarlık unsuruna dönüştürdü.
Ayrıca İP'in kuruluşunda FETÖ'nün en iyimser yorumla teşviki olduğunu da biliyoruz. Akşener'in FETÖ ile ilgili kayırıcı, destek verici sözleri, hatta bence soruşturulması gereken "yurtta sulh" ifadesini bolca kullandığı konuşmaları akıllarda. Akşener'in vazifesi, 7 Haziran'da MHP'ye yaptırılamayanı gerektiğinde yapacak bir parti kurmaktı. Nitekim olan budur.
***
"Ne var bunda, ne güzel işte, HDP Türkiyelileşiyor" diyenler de var. HDP'nin Türkiyelileştiği falan yok. PKK ile olan ideolojik yakınlığı zaten biliniyordu, buna rağmen 7 Haziran bir fırsattı. Fakat HDP halkın verdiği desteği, Kandil'e peşkeş çekti ve bizzat eline silah aldı. Kürt gençlerini ve belediyelerin tüm imkanlarını PKK için seferber etmenin eline silah almaktan bir farkı yok.
HDP'nin PKK'nın yörüngesinden çıkması yakın zamanda zor gözüküyor. CHP ve İP HDP'yi değişime zorlayacakları yerde PKK'yı sevindiriyor.