İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) 17 Aralık'ta Mevlana'nın ölüm yıl dönümünde garip bir Şeb-i Arus töreni düzenledi. İBB yönetimi, Kur'an-ı Kerim tilavetini, Ezanı ve Naat-ı Şerifi de Türkçe okuttu.
Etkinlikte ayrıca kadın ve erkek semazenler birlikte döndüler.
Şüphesiz bu etkinlikteki çarpıklıklar, Ekrem İmamoğlu’nun ve Kılıçdaroğlu’nun bilgisi dâhilinde yapıldı.
Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan gelen tepkilere rağmen bu iki isim de henüz konuşmuyorlar.
Sadece onlar değil, Akşener, Karamollaoğlu, Davutoğlu ve Ali Babacan’dan da bir tepki duyulmadı.
Ezan’ın CHP tek parti döneminde Türkçe okutulması hadisesi, Türkiye siyasi hayatında derin tesirleri olan bir değerler sapmasıdır.
Kur’an’ın, tekbirin ve kametin Arapça aslına yasak getirilerek, Türkçesi, ilk defa 1932’nin 3 Şubat’ına rastlayan Kadir gecesinde Ayasofya Camii’nde okundu.
(Ayasofya’nın seçilmesi ne kadar manidar…)
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 18 Temmuz 1932 tarihli bir genelgesi ile yasak, resmen ve tüm yurtta uygulanmaya başlandı.
1950 seçimlerinden %53 oyla birinci parti olarak çıkan Demokrat Parti, 16 Haziran 1950’de bu yasağı Meclis’teki oylama ile kaldırdı.
Şimdi bize inanılacak gibi gelmiyor ama Allah-u Ekber yerine “tanrı uludur” diye tam 18 yıl Türkçe ezan okundu.
Tek parti döneminde Osmanlı’ya düşmanlık, yeni bir rejimi oturtma adına öne çıkarılsa da, bunu yaparken İslam’a tavır alınması, milletin dini değerleri ile oynanması, bir milli şuur kaybıdır.
Şimdi CHP, 88 yıl sonra böyle bir densizliğe, ezanımıza saldırıya neden başvuruyor? Asıl soru budur…
1950’den beri görüldü ki, bu milletteki Menderes sevgisinin, onun çizgisine siyasî hayatta sahip çıkılmasının en önemli sebeplerinden biri Ezan’ın aslına döndürülmesidir.
CHP yöneticileri de, laikçi kesim de bu gerçeği gördüğü, hatta kabullendiği halde bugün yeniden “Türkçe Ezan, Türkçe Kur’an”, hem de İstanbul belediyesince neden gündeme getiriliyor?
Üstelik İmamoğlu’nun Eyüp Sultan’da Kur’an okuduğu da unutmadık…
Düşününüz, İngilizler İstanbul’u önce 13 Kasım 1918, sonra 16 Mart 1920'de iki defa işgal ettiler. İşgal, 4 Ekim 1923'te son buldu.
Dört yıl boyunca İngilizler, İstanbul’da Ezan’a, Kur’an’a ilişmediler.
CHP, akıl tutulması mı yaşıyor?
Üstelik milliyetçi muhafazakâr bilinen İyi Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi ve Deva Partisi’ni küstürmeme, zorda bırakmama gibi bir hassasiyetin de olması beklenirken, CHP bunu neden yapıyor?
Bu partilerin hâlâ tepki vermemesi, yutkunması da dikkat çekici.
Biz içlerinde HDP var diye bu topluluğa Millet İttifakı denemez, “zillet ittifakı” demeyi savunuyoruz.
Türkçe Ezan’a tepki vermez iseler bu “zillet ittifakı” şeddeli olacak…
CHP akıl tutulması yaşamıyor.
Tam tersine, şuur altına işlemiş faşizm, CHP’de bir daha depreşiyor…
Bu saygısızlığın, densizliğin hangi hesaplarla yapıldığını anlamak zor değil.
Bir defa milletin sinir uçları ile oynanıyor.
Tıpkı Kılıçdaroğlu’nun, Özgür Özel’in Cumhurbaşkanımıza aleni hakaretlerinde olduğu gibi milletimizi tahrik ediliyor.